Eğitim hakkı mağduriyeti, yaşam hakkı mağduriyetine dönüştü

Yetersiz önlemler nedeniyle eğitim emekçileri hayatını kaybetmeye devam ediyor. Eğitim-Sen Kestel temsilciliği bugün okullarda artan vakalara ve öğretmenlere yapılan aşılamanın tamamlanmaması üzerine Kestel Meydanı’nın da basın açıklaması gerçekleştirdi.

Pandemide geride bıraktığımız bir yıllık sürecin toplumun daha fazla yoksullaşmasına ve işsiz kalmasına yol açtığını, iş ve aş sorunun her alanda eşitsizlikleri arttırdığını belirten Kestel Eğitim-Sen Şube temsilcisi Deniz Tuncay; en temel ihtiyaçlar olan beslenme, barınma, sağlık ve eğitim alanında sorunların büyüyerek ulaşılamaz noktaya geldiğini söyledi.

Eğitimin temel bir insan hakkı olması sebebiyle, devletin herhangi bir ayrım gözetmeden herkese, eğitimi parasız olarak sunarak, eğitim için gerekli olan kaynakları karşılaması gerektiğini vurgulayan Tuncay, “Uzaktan eğitim uygulamaları hayata geçirildiğinde milyonlarca öğrencimiz eğitime ulaşamamıştır. Bilgisayar, tablet ve internet gibi olanaklar sınırlı kalmış ve öğrencilerimizin ihtiyaçları karşılanmamıştır. Uzaktan eğitim süreci bakanlığımızın tüm süslü reklamlarına rağmen hedefe ulaşmaktan uzaktır. Bu süreç, bir çok öğrencinin  eğitim-öğretimden kopmasına yol açmıştır.” dedi.

Eğitim hakkı mağduriyeti, yaşam hakkı mağduriyetine dönüştü

Eğitim Sen olarak, bütün tedbirlerin alınarak yüz yüze eğitime geçilmesini savunduklarını, tedbirler için gerekli bütçe, kadro ve diğer tüm hazırlıklar yapılmasını talep ettiklerini hatırlatan Tuncay, eğitim hakkı mağduriyetinin ortadan kaldırılmasını istediklerini ancak gelinen noktada alınmayan önlemler yüzünden, eğitim hakkı mağduriyetinin yaşam hakkı mağduriyetine dönüştüğünü söyledi.

Eğitim emekçilerinde vaka sayısı her geçen gün artmakta

Her geçen hafta vakaların artış göstermeye devam ettiğini, eğitim alanında salgın riskinin büyüdüğünü ve tedbirler bir an önce alınmazsa daha vahim tablolarla karşı karşıya kalınacağını belirten Tuncay,  “15 Şubat-4 Nisan tarihleri arasında hayatını kaybeden öğretmenlerin sayısı 16’dır. Aynı tarihlerde temaslı öğretmen sayısı 2558, öğrenci sayısı 3379, hizmetli- memur personel sayısı ise 246’dır. İlçemizde de birçok öğretmen arkadaşımız hastalığa yakalanmıştır. Sayılar her geçen gün artmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Yüz yüze eğitimin sürdürülebilirliği tehlike altında

Önü alınamaz bir şekilde vaka ve hasta sayılarının tüm Türkiye’de hızla yükseldiğini, eğitim alanında hiçbir tedbir alınmamasını ve  aşılanmada risk gruplarının insani kriterlere göre değil sadece ekonomik kriterlere göre belirlenmesinin hatta aşı önceliğinde sırf ekonomik kaygılarla futbolcuların,turizmcilerin eğitimcilerden de önceye alınmasının iktidarın salgın sürecindeki politikasının toplum sağlığı değil ekonomik kaygılar olduğunun kanıtı olduğunu ifade eden Tuncay, bu politikaların  yüz yüze eğitimin sürdürülebilirliğini tehlikeye attığını söyledi.

Yapılan çağrılara rağmen başta aşı olmak üzere önlemler noktasında bir hazırlık görülmediğin vurgulayan Tuncay, “En son Milli Eğitim Bakanı katıldığı bir televizyon programında 125 bin öğretmenin aşılanacağını söylemiştir. Bunun da ne zaman başlanacağı belirsizdir, sorunu çözmekten çok uzaktır. Her şey yolundaymış gibi hareket eden MEB’in yüz yüze eğitimin sağlıklı ve güvenli şekilde devamını sağlayacak bir gücünün ve iradesinin olmadığı açıkça ortaya çıkmıştır.” açıklamasında bulundu.

Covid-19 salgınında, eğitim bileşenlerinin yaşamının ve sağlıklarının tehlikeye atılamayacağını ve bu riskli durumun daha fazla sürdürülemeyeceğini aktaran Tuncay, Eğitim-Sen’in taleplerini şu şekilde sıraladı:

• Öğretmenler ve diğer eğitim çalışanları ivedilikle iki doz olarak aşılanmalıdır.
• Düzenli ve yaygın test yapılmalıdır.
• Ortaokul ve liselerde sınavlar iptal edilmelidir.
• Maske, hijyen ve okullarımızın temizliği noktasında yaşanan sıkıntılar ortadan kaldırılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.

BursaMuhalif.com/Haber Merkezi