Zirvede Haber

Cukka İttifakı Ne Yaparsa Yapsın Ülkenin Gerçek Gündemini İYİ İnsanlar Belirliyor! Ay’a Çıktığımıza Göre….

Cukka İttifakı Ne Yaparsa Yapsın Ülkenin Gerçek Gündemini İYİ İnsanlar Belirliyor! Ay’a Çıktığımıza Göre….

İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, bir dizi ziyaret gerçekleştirmek üzere Bursa’ya geldi. Türkkan’a beraberinde Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale, Uluslararası İlişkiler Başkanı ve Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, İstanbul Milletvekili Ümit Beyaz ve Genel Merkez Teşkilat Başkan Yardımcısı Halil Aydoğdu da eşlik etti. Türkkan, partisinin il başkanlığında ülke ve Bursa gündemine dair çarpıcı açıklamalar yaptı. İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, GİK Üyeleri Hasan Toktaş, Müberra Çakır ve Sermin Can Özensoy, İlçe Başkanları, İl-İlçe Yöneticileri, Belediye Meclis Üyeleri ve partililerde toplantıda hazır bulundu.

Partisinin il başkanlığında konuşan İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan,yeni Anayasa tartışmalarına değindi. Türkkan, teklifin samimi gelmediğini ve Türkiye’nin gerçek gündemini gölgeleyecek bir teklif olduğunu söyledi. Türkkan; ” Türkiye’nin umutsuzluğa düştüğü bir anda, bundan böyle hiç bir şey değişmeyecek dendiği bir anda, Türk siyasetinde her şeyin değişebileceğini gösteren Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener hanımefendinin selam ve sevgilerini iletmek istiyorum.

Bursa’daki 2 günlük programımız öncesinde hem ülkemiz gündemi ile hem de Bursa ile ilgili genel bir değerlendirme yapmak üzere karşınızdayım. Gerçi ülke gündemimiz ile ilgili çok bir şey söylemeye gerek yok, her şey ortada. Ülkemizin üzerine çöken kara bulutlar ülkede yaşayan herkesi daha da karamsar yaptı. İktidarın tahammülsüzlüğü ve baskıları bir yandan, ekonomik kriz bir yandan, toplum bu kasvetli ortamda iyice bunaldı. Ekonomik güçlükler altında ezilen vatandaşlarımız, tarımda bunalan köylü, insan hakları, ifade özgürlüğü, demokrasi, hepsi adeta sorunlar yumağı haline geldi. Bu koşullarda iktidar, bunalan toplumdan en küçük bir sese, hiçbir muhalif söyleme tahammül göstermiyor, korkunun egemenolduğu bir siyaset anlayışıyla ülkeyi yönetmeye çalışıyor.

“Her şeyi ben bilirim, ben yaparım” anlayışı Türkiye’ye büyük zarar verdi, vermeye de devam ediyor. Havalarda uçuşan nefret söylemleri gerginliği ve bölünmeyi hızlandırıyor. İktidara karşı çıkan herkes hemen terörist damgası yiyor. Ülkenin gazetecisi, işçisi, öğrencisi, siyasetçisi; onlara muhalif olan herkes terörist. İktidar ne yaparsa yapsın, ister kendisinden olmayan herkese terörist damgası vursun, ister gündemi değiştirmeye çalışsın bunlar gerçekleri gizlemeye yetmiyor. Her önüne gelene terörist demek, muhalefeti sokak terörüyle korkutmaya çalışmak karın doyurmuyor. Millet artık iktidarın yalanlarına kanmıyor.

Artan hayat pahalılığı Türkiye’nin her yerinde hissediliyor. Artık vatandaş dış güçler, üst akıl masallarına kanmıyor. İktidar da bunun farkında. Yoksulluk giderek artıyor. Milletin gerçek gündemi ekonomi.  Ak Parti Hükümeti şu anda ekonomiyi değil, yoksulluğu yönetiyor. Halkı yoksul bırakıp, yardıma muhtaç hale getirmek, bir yönetim biçimi oldu. İşsiz milyonlarca gencimiz, geçinemeyen, tenceresi kaynamayan vatandaşlarımız var. Vatandaş evde tenceresini kaynatamıyor. 1 liralık ekmek için metrelerce kuyruğa giriyor.

Çarşı – Pazar yangın yerine dönmüş. 50 yıl önce yaşanan tüp kuyruklarını anlatarak iktidar olanların, 18 yılın sonunda Türkiye’de insanları ucuz ekmek, ucuz sebze ve meyve kuyruklarına mahkum ettiğini görüyoruz. Ekonominin kötü olduğuna dair düşüncelerimizi ve kaygılarımızı her zaman dile getiriyoruz.  Esnafı, vatandaşı gezdiğimizde yanılmadığımızı çok net biçimde görüyoruz. Tablo vahim. Esnaf kan ağlıyor. 2021 Türkiye’sinde; Çiftçisinin ‘iPhone’ telefon kullanmasını çok gören, Halkına ‘tok’ karnına markete alışverişe çıkmayı tavsiye eden,

TRT ekranlarında ‘pazar artığı’ sebzelerden yemek yapmayı öğreten, İki ay boyunca vatandaşına maske dağıtmayı beceremeyen, hala Türkiye için gerekli aşıyı bile temin edemeyen iktidar. İktidar’a göre her şey yolunda, artık Uzay’a gitmeye de hazırlanıyoruz. İnsanlarımız ay sonunu getiremiyor, ama biz artık Ay’a gidiyoruz. Yeryüzünde hikaye bitti, yeryüzünde yalan bitti, şimdi gözlerini gökyüzüne çevirdiler. Sayın Cumhurbaşkanı 2023’te ayla ilk temas müjdesinin startını 2 gün önce verdi. İktidar, pandemide esnafa üç kuruş yardım yapmayı bile beceremedi, iki maskeyi dağıtamadı. Şimdi uzaya çıkmaktan, Ay’a gitmektenbahsediyor.

İktidarı, küçük ortağını ve mini ortağını, tabi yüzleri varsa, sokağa çıkmaya, esnafın, vatandaşın halini sormaya, onların derdi ile ilgilenmeye davet ediyoruz. Bir ülkenin başına gelebilecek en kötü şey, geleceğini kaybetmesidir; yani gençlerini. Türkiye’nin şu an en büyük sorunlarından biri de AK Parti iktidarının gençlerin Türkiye’ye dair umutlarını çalmasıdır. Umudun olmadığı yerde güneş hiçbir zaman doğmaz. Demokrasi yok, insan haklarını bırakın düşünce özgürlüğü yok. Gençler tweet bile atmaya korkuyor. Onları savunabilecek bir hukuk düzeninin, adaletin olduğuna inanmıyorlar.

Öyle ki Boğaziçi’nde de yaşananlar, demokrasinin ve demokrasimizin güvencesi gençlerimizi nasıl bir 2023 yılının beklediğini gösteriyor. Oysa daha üç yıl önce, aynı Cumhurbaşkanı gençlere “Bize sorgusuz sualsiz itaat eden bir gençlik değil, neyi niçin savunduğunu bilen bir gençlik lazım” dememiş miydi? Daha beş yıl önce; “Sakın makam mevki sahiplerinin önünde eğilmeyin. İster Cumhurbaşkanı olsun, ister başbakan, ister para babaları olsun; şunu bilelim ki bunların önünde eğilmek dalkavukluğu getirir” dememiş miydi?

İktidar 2050, 2071 masalları anlatadursun. Bu gençler olmadan Türkiye bırakın 2071’i, 2030’ları bile inşa edemez. Gençler artık iş istiyor, liyakat istiyor, eğitimleri ile bir yerlere gelmek istiyor. Gençler sınavdan sınava koşmaktan yorulmuş. Gençler nepotizmden usanmış. Türkiye’de gençlerin yüzde 75’i artık kariyer hayalleri kurmaktan vazgeçmiş. İşsizlik o kadar büyük bir sorun ki genç işsizlerin yüzde 75’i karın tokluğuna bile çalışmaya razı.

Bursa’nın en büyük sorununun kent içi trafik olduğunu söyleyen Türkkan, şöyle konuştu:

“BURSA’NIN EN BÜYÜK SORUNU TRAFİK”

“Kent içi trafik yoğunluğu. Bu sorun hala çözülemedi ve çıkılmaz bir hal aldı. Günü kurtarmak için tedbirler alıyorlar ama yetmiyor. Bursa alternatifi olmayan ana arterlere mahkum edilmiş durumda. Aslında Bursa’nın problemleri uzun zamandır devam eden, Bursa’lıların bildiği sıkıntılar. Bursa’nın en büyük sorunlarından biri kent içi trafik. Bu sorun içinde bulunduğumuz dönemdeiçinden çıkılmaz bir hale gelmiş durumda ne yazık ki. Bu konuda günü kurtarma şeklinde yorumlanabilecek palyatif tedbirler bu sıkıntıyı çözmeye yetmiyor. Bursa trafiğini neredeyse günün her saatinde arapsaçına döndürüyor. Her yıl on binlerce aracın trafiğe katıldığı Bursa, alternatifsiz birkaç ana artere mahkum edilmiş durumda. Bursa’da şehir içi trafiği ile ilgili olarak bir an önce gelecek planlaması yapılmalı ve biran önce yeni düzenlemeler hayata geçirilmeli”

Kuraklığın ülke için çok büyük tehlike olduğunu söyleyen Türkkan, Bursa’ya ayrı bir parantez açtı. Su fiyatları üzerinden Büyükşehir Belediyesi’ni eleştiren Türkkan, şunları söyledi:


“EN PAHALI SUYU BURSALILAR İÇİYOR”

“Bursa olası bir kuraklık karşısında en hazırlıksız şehirler arasında geçiyor. Kuraklık ülkemizi bekleyen en büyük tehlikelerden biri. Ne yazık ki Bursa da olası bir kuraklık karşısında en hazırlıksız şehirlerimiz arasında yer alıyor. Nitekim geçtiğimiz ay barajlarda 60 günlük su rezervinin kalmış olması, tehlikenin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Şehre biraz olsun nefes aldırması beklenen Çınarcık baraj suyunun Bursa’ya ulaştırılması ile ilgili yatırımların ağır aksak ilerleyişi ve yeraltı sularının bilimsel hesaplamalar yapılmadan pervasızca kullanılması, Bursa’da su politikasının da Allah’a emanet yürütüldüğünü ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra şehirde meydana gelen ani su baskınları ve seller ile ilgili herhangi bir elle tutulur proje üretilmediğinin de altını çizmek gerekiyor Şehre biraz olsun nefes aldırması beklenen Çınarcık Barajı’nın Bursa’ya ulaştırılmasıyla ilgili yatırımlar çok ağır ilerliyor. Ve yeraltı suları bilimsel çalışmalar yapılmadan pervasızca kullanıldığını görüyoruz. Bursa’da su politikası da Allah’a emanet yürütülüyor. Su şehri Bursa’da vatandaşlar, en pahalı suyu içiyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, katı atık bedelini faturalardan çıkarıp suyu ucuzlattık diyerek sorunu geçiştirdi. Halbuki talep edilen suyun birim fiyatının düşürülmesiydi”

Türkkan, Bursa’nın hakettiği yatırımları alamadığını söyledi ve ekledi:

“KAMU YATIRIMI ŞART”

“Bursa sanayi, tekstil, otomobil ve metal gibi ekonomide büyüklüğü ele alan yapısıyla da ihracata büyük katkı sağlayan bir şehir. Bursa Sanayi, tekstil, otomobil ve metal gibi ekonomide büyüklüğü ele alan yapısıyla ihracatta önemli bir paya sahip şehrimiz. Ama 18 organize sanayiyle çalışan şehrimiz bunu devam ettirme adına, devletten bir çaba göremiyor. Bursa’nın üretim ağının devam edebilmesi için ciddi kamu yatırımlarıyla desteklenmesi gerek.  Ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracak olan Yenişehir Otomobil Test Merkezi yatırımı için bu yıl da herhangi bir bütçe ayrılmaması, konunun 8 yıllık bir yılan hikayesine dönmesine yol açtı. Arazisi ayrılan, istimlakları yapılan ve iktidar’ın her yıl “Tamam yapıyoruz” sözü verdikleri Otomobil Test Merkezi’nin bir türlü hayata geçirilemedi. Bu yüzden ülkemizde üretilen araçlar son kontrol testleri için yurt dışına gönderilmeye devam ediyor ve Türkiye her yıl milyonlarca dolar döviz kaybına uğruyor. Ancak 18 organize sanayiyle çalışan Bursa’da bunu devam ettirme adına devletin en ufak bir çabası yok. Bursa’nın üretim ağının devam etmesi için ciddi kamu yatırımlarıyla desteklenmesi gerekiyor. Ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtaracak olan Yenişehir otomobil test merkezi yatırım için bütçe ayrılmadı. Konunun 8 yıllık yılan hikayesine de dönmesine yol açtı. Buda Bursa’nın ayıbıdır”

Öte yandan, Bursa Büyükşehir Belediye Stadyumu’na değinen Türkkan,şunları söyledi:

“BÜYÜKŞEHİR’E TİMSAF KAFASI GÖNDERMESİ”

“Bursa’nın evi timsahın hala bitirilmemesi ile Alinur Aktaş’ın beceriksizliğini ortaya koydular. Hala daha bitirilememiş olması ve bizzat Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın, “Maliyeti 1 Milyar lirayı aştı” dediği stadın, maliyeti itibarıyla yeni rekorlara koşacak olması kaçınılmaz görünüyor.  Stat tam olarak tamamlandığında, toplam maliyetin 1 Milyar 250 Milyon TL’yi bulması bekleniyor. Stadyumun adı Timsah Arena Stadyumu,adında Timsah var, ama stadın mimarisinde olan timsah hala ortada yok. Stad 2015 yılı Aralık ayında açıldı ama ihalesi Sayıştay raporlarına da yansıyan timsah kafası hala tamamlanamadı.  Öyle ki artık gelin arabalarının arkasına “Aşkımız Timsah Arena kafası gibi, hiç bitmesin” yazısı bile asılıyor. Biz de merakla bekliyoruz. Bursaspor’un evi bu stad ne zaman adında da yer alan Timsah Kafası’na kavuşacak? Bu sorunun cevabını bekliyoruz. Stadın adı timsah ama timsahın kafası hala bitirilmedi. Biz de merakla bekliyoruz ne zaman kafasına kavuşacak…”

Türkkan, iktidarı ekonomi politikaları üzerinden şu sözlerle eleştirdi:

“MİLLETİN GERÇEK GÜNDEMİ EKONOMİ”

Türkkan; “Ülkemizin üzerine çöken kara bulutlar herkesi bunalttı.  Ekonomik sorunlar karşısında vatandaşlar kasvetli günlerini yaşıyor. Ekonomik problemler altında eziliyor vatandaşımız. Tarımda bunalan köylü, insan hakları, ifade özgürlüğü, demokrasi adeta sorunlar haline dönüştü. Bu koşullarda iktidar bunalan toplumdan hiçbir muhalif söze sese tahammül göstermiyor. Korkunun egemen olduğu bir siyaset anlayışıyla ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar. Her şeyin en iyisini ben yaparım anlayışı Türkiye’ye çok büyük zarar verdi. Havalarda uçuşan o nefret söylemleri ülkedeki kutuplaşmayı hızlandırıyor. İktidara karşı çıkan herkes terörist ilan ediliyor. İster kendisinden olmayana terörist damgasını vursun ister gündemi değiştirmeye çalışsın. Ancak vatandaşın karnını doyurmuyor. Vatandaş iktidarın yalanlarına inanmıyor. Artan hayat pahalılığı Türkiye’nin her yerinden hissediliyor. Milletin gerçek gündemi ekonomi.” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ