Zirvede Haber

GENÇ BİR YETENEK… NE VARSA SANATTA VAR.

GENÇ BİR YETENEK… NE VARSA SANATTA VAR.

Eğitimci Yazar Zeki Baştürk; genç yetenekleri günümüze taşıyan yazısı ile; “Günlerdir evlerimize kapandık. Virüs yaşamımızı alt üst etti. Çevremizdeki güzellikleri göremez olduk. Oysa bizi yaşama bağlayan, yaşam sevinci aşılayan sanat var. Şiir var, resim var, müzik var, tiyatro, heykel vb. var. Bu alanda güzel çalışmalar yapanlar var. Bugün size genç bir yeteneği tanıtmaya çalışacağım.

İnsanlık binlerce yıl öncesinde mağara duvarlarına hayvan, insan, hayvanlarla insanların etkileşimlerini gösteren çizgiler çizmiş. Avrupa Rönesansı ile daha karmaşık insan, toplum, ahlâk ve din dahil insanlığa ait temel altyapı unsurlarının yansıtıldığı daha renkli ve ayrıca derinlik, hacim ve boyut zenginlikleri içeren resimlere ulaştık.

Çağımızda artık resim uğraşısı resimle uğraşanların bir mesajı, bir düşünce veya değerleri çevreye yani izleyicilere ulaştırmak istemişlerdir. Ayrıca bu işlevi dışında kendi içsel dünyalarını yansıtmayı amaçlamaktadırlar.

. İşte önümüzde bunun ilginç ve dikkate değer bir örneği var: ÖZGE ASAR. Özge Asar, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü 2. sınıf öğrencisi. Eğitimci bir annenin kızı olan Özge, kendini ifade etmek için çağdaş eğitim araçlarından olan resme yönelmiş. Onun bu yeteneğini annesi, meslektaşımız Sn. Fergül Kansu keşfetmiş. Özge’nin resme olan eğilimini anlar anlamaz gerekli her türlü olanağı sağlayarak onu özendirmiş.

Sn. Asar’ın burada sizlere sunduğumuz çalışmalarında kadın, annelik, toplum bireyleri olarak insan portrelerini tuvaline yansıtmıştır. Bu portrelerde her ne kadar biraz içe dönüklük ve keder görülüyor gibi ise de bütün bunların insan varoluşunun kaçınılmaz durumları olduğu düşünülebilir.

Resimlerinde insanlar birbirlerine hem yakın hem de uzak görünüyorlar. Gerçek yaşamda da öyle değil mi? Bu bakımdan Sn. Asar’ı biraz realist biraz da ekpresyonist yani gerçekçi ve dışa vurumcu bir sanatçı adayı olarak tanımlamak uygun olacaktır.

Resim tekniği olarak gölgeleri, insanların birbirleri üzerindeki etkileşimlerinı adeta koyu renklerle sembolize ettiğini düşünebiliriz. Guaj ve yağlıboya kullanan sanatçımızın ayrıca karakalem çalışmaları da bulunuyor.
İnsan yüzlerinde hareketten çok bir enstantane donuşlarını görüyoruz. Bu da özel bir teknik olarak sanatçının izleyiciyi yaşamdan bir an ve keskin bir duyguya aniden çekip orada tutmak isteğini ortaya koyuyor. Bu anlamda izleyicinin bakışları yüzler sabitlenmekte ve o anki duyguları alarak onların yerine geçebilmektedirler.

Sanatçımızın doğa resimleri ise gerçekçi renk yansımaları içerirken, bir bakıma hepimizin özlemini çektiği düşler ülkesi betimlemeleri içermektedir. Yeşilin zümrüt olanı, çivit mavileri, ağaç ve ormanlar dingin ve hep özlenen yeryüzü cennetleri çağrışımı yapıyor. Doğa resimlerinde dikkatimizi çeken bir diğer nokta ise bunların neredeyse insansız ve doğanın kendi Tanrısal yalnızlığı halinde yansıtılması. Bu bakımdan gerçek bir natüralist ile karşı karşıyayız.

Bizce artık deneysel aşamaları geçtiğini düşündüğümüz sanatçımızın önünde değerli bir sanat kariyeri bekliyor. Fırçasına, kollarına ve düş gücüne saygı nişanesi olarak kendilerince hazırlanan bir seçkiyi sizlere sunmaktan kıvanç duyuyoruz.Bu genç yeteneği ve onu keşfeden annesini yürekten kutluyoruz.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ