Vergi Yükü Artıyor, Şirketler İçin Hâlâ Nefes Alacak Alanlar Var

  • 19 Eylül 2025
Vergi Yükü Artıyor, Şirketler İçin Hâlâ Nefes Alacak Alanlar Var

Yazan: Selma Çalışır – Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi, Konkordato Komiseri, Bilirkişi

Türkiye’de iş dünyasının en çok dile getirdiği sorunlardan biri giderek ağırlaşan vergi yükü. Artan üretim maliyetleri, kur baskısı, yükselen işçilik giderleri derken, şirketlerin üzerinde ciddi bir finansal baskı oluşmuş durumda. Vergi oranlarındaki artış da eklenince birçok firma için tablo karamsar görünüyor.

Ancak uzmanlara göre şirketlerin bu tabloya yalnızca olumsuz tarafından bakması gerekmiyor. Çünkü sistemin sunduğu çeşitli avantajlar sayesinde hâlâ nefes alacak alanlar mevcut. Özellikle ihracat, Ar-Ge yatırımları, yabancı ortaklık modelleri ve istihdam teşvikleri, firmaların mali yüklerini hafifletmede kritik rol oynuyor.

REKLAM ALANI

İhracat: KDV Avantajı ve Döviz Geliri

İhracat yapan firmalar için en büyük avantajlardan biri, Katma Değer Vergisi (KDV) istisnası. Yurt dışına yapılan satışlarda KDV ödenmiyor, üretim sürecinde ödenen KDV ise iade alınıyor. Bu durum hem nakit akışını rahatlatıyor hem de maliyetleri düşürüyor.

Bunun yanı sıra ihracat gelirleri döviz cinsinden olduğu için, firmalar kur riskini daha kolay yönetebiliyor. Son dönemde iç pazarda sıkışan birçok şirket, ihracatla ayakta kalmayı başarıyor.


Ar-Ge: Vergi Planlamasında Akıllı Yatırım

Ar-Ge yatırımlarının yalnızca inovasyon için değil, vergi planlaması açısından da önemli bir avantaj sağladığını belirten uzmanlar, şu imkânlara dikkat çekiyor:

  • Kurumlar vergisi matrahında %100 indirim

  • Bir önceki yıla göre artan Ar-Ge harcamalarının %50’sini ek indirim olarak yazabilme imkânı

  • Ar-Ge merkezlerinde çalışan personelin gelir vergisi stopajının büyük oranda devlet tarafından karşılanması

  • İşverenin ödemesi gereken SGK primlerinin 5 yıl boyunca devlet desteğiyle karşılanması

Bu yönüyle Ar-Ge yatırımları, hem maliyet avantajı yaratıyor hem de şirketleri daha rekabetçi hale getiriyor.


Yabancı Ortaklık: Çifte Vergilendirmede Avantaj

Yabancı ortaklıklar doğrudan bir vergi muafiyeti sağlamasa da çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları sayesinde önemli stopaj avantajları sunabiliyor. Temettü, faiz ve lisans ödemelerinde daha düşük kesintiler yapılması, şirketlerin elini rahatlatıyor.

Ayrıca yabancı sermaye, daha düşük maliyetli finansmana erişim sağlıyor. Serbest bölgelerde faaliyet gösteren yabancı ortaklı şirketler içinse kurumlar vergisi ve KDV muafiyetleri ekstra avantaj yaratıyor.


İstihdam Teşvikleri: İnsan Kaynağına Yatırımın Getirisi

Devletin sunduğu istihdam teşvikleri, işverenlerin mali yükünü hafifletiyor. SGK prim teşvikleri, gelir vergisi indirimleri ve bölgesel destekler hâlâ yürürlükte. Özellikle genç, kadın ve engelli çalışanların istihdamında sağlanan destekler öne çıkıyor.

Ar-Ge merkezlerinde çalışan personel için uygulanan vergi istisnaları da bu kapsamda şirketlere ek avantaj sağlıyor.


Sonuç: Şikâyet Etmek Yerine Sistemi Doğru Kullanmak

Vergi yükünün giderek ağırlaşması, iş dünyasında haklı kaygılar yaratıyor. Ancak tabloya sadece olumsuz yönden bakmak yerine, mevcut teşvik ve muafiyetlerin stratejik şekilde kullanılması büyük önem taşıyor.

İhracatla döviz kazanan, Ar-Ge ile matrahını eriten, yabancı ortaklıkla finansman gücünü artıran ve istihdam teşviklerini kullanan firmalar, bu süreci daha güçlü bir şekilde yönetebiliyor.

Uzmanların ortak görüşü ise net:
“Bu sistemde, şikâyet eden değil, akıllı davranan şirketler kazanıyor.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ