“Bu Teklif Memuru Açlığa, Emekliyi Yoksulluğa Mahkûm Etmektir!”

  • 18 Ağustos 2025
“Bu Teklif Memuru Açlığa, Emekliyi Yoksulluğa Mahkûm Etmektir!”

Türkiye Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi İbrahim Bulut, SGK İl Müdürlüğü önünde yaptığı sert açıklamada hükümetin toplu sözleşme teklifini yerden yere vurdu. Bulut, “Alın terinin, kamu hizmetinin temsilcileriyiz. Hak aramak için buradayız, hakkımızı almak için buradayız, adalet için buradayız.” diyerek memurların ve emeklilerin sesini yükseltti.


“Mutfağa, Pazara, Kiralara Çare Olmayan Teklife HAYIR!”

Bulut, toplu sözleşme masasına getirilen teklifi şu sözlerle sert biçimde eleştirdi:

  • “2026 yılı için bin TL ek artı yüzde 10+6, 2027 yılı için yüzde 4+4… Soruyorum sizlere: Bu teklif mutfakta kaynayan tencerenin derdine derman olur mu? Pazardaki fahiş fiyatlara, markette her gün artan etiketlere çare olur mu? Kiraların maaşları aştığı bir ülkede nefes aldırır mı? Cevap çok net: Olmaz, aldırmaz, asla yetmez!

    REKLAM ALANI

“Milyonların Alın Terini Yok Saydınız!”

Bulut, hükümetin teklifini “milyonların emeğini hiçe saymak” olarak değerlendirdi:

  • “Bu teklif ne memurun ne emeklinin sofrasına çare olur, ne de yarasına merhem. Bu teklif, milyonların alın terini yok sayan bir tekliftir. Biz bu teklifi reddettik, bugün meydanlarda yüksek sesle reddediyoruz.”


“Memur Barınamıyor, Hayat Dirhem Dirhem Eriyor”

Bulut, ekonomik şartların memuru ezdiğini şu sözlerle vurguladı:

  • “Akaryakıt, vergiler, cezalardaki artış, pazarda uçan fiyatlar, açıklanan enflasyonun çok üzerinde. Kiralar maaşları ezip geçti. Büyükşehirlerde, kıyı bölgelerinde memur barınamıyor, görev yerleri boş kalıyor çünkü maaş ile kira yarışamaz hale geldi. Öğrenci servislerine bile yüzde 30 zam gelirken memur maaşları dirhem dirhem eriyor. Emekli temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi. Maaşlar insanca yaşatmaya yetmiyor!”


“Adalet Nerede? Çalışma Barışı Nerede?”

Bulut, hükümetin sunduğu teklifin hem adaletsiz hem de gerçeklerden kopuk olduğunu söyledi:

  • “Kamu çalışanları arasında statü farkından doğan uçurumlar giderilmedi. Refah payı yok, geçmiş kayıpların telafisi yok, 3600 ek gösterge sözü tutulmadı, vergide adalet yok, emekliye iyileştirme yok, bayram ikramiyesi yok, hizmetlilerin sorunlarına çözüm yok. Bu mudur adalet? Bu mudur çalışma barışı?”


“Biz Fedakârlık Yaptık, Sıra Sizde!”

Kamu çalışanlarının her gün fedakârlıkla görev yaptığını hatırlatan Bulut:

  • “Yangında canını ortaya koyan ormancımızdan, altyapıyı ayakta tutan yerel hizmet emekçimize; yolları, köprüleri yapan işçimizden, eğitim neferlerimize; sağlık personelimizden, kültür-sanat emekçimize kadar herkesin hakkını istiyoruz. Biz görevimizi onurla yapıyoruz, devletimizi temsil ediyoruz. Ancak emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bu yüzden buradayız!”


“Gerçek Teklif Masaya Konmalı!”

Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi, taleplerini net ifadelerle sıraladı:

  • “2026 yılı için %88,6, 2027 yılı için %145,2 zam talebimizi masaya koyduk. Çünkü gerçekler ortadadır. Maaşlar masa başı rakamlarla değil, pazarda, markette, kirada yaşadığımız gerçeğe göre belirlenmelidir. Kira yardımı, ulaşım, yemek, ısınma, eş-çocuk yardımları acilen düzenlenmelidir. Biz masa başı hayaller değil, alın terimizin karşılığını istiyoruz.”


“Mücadelemiz Ortak, Zaferimiz Ortak Olacak”

Bulut, konuşmasını kararlılıkla tamamladı:

  • “Bugün ülke genelinde iş bırakma eylemindeyiz. Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz. Bu sadece memurun değil, tüm milletin mücadelesidir. Haklıyız, kararlıyız, kazanacağız! Bu teklifi reddediyoruz ve buradan bir kez daha haykırıyoruz: Alın terimizin karşılığını verin!

  • Açıklamanın tamamı…Bugün burada yalnızca kendi geleceğimiz için değil, 4 milyon kamu çalışanı, 2,5 milyon emekli ve aileleriyle birlikte 25 milyon insanımızın onurlu bir yaşam mücadelesi için toplandık.Bizler, emeğin, alın terinin ve kamu hizmetinin temsilcileriyiz.Hak aramak için buradayız, hakkımızı almak için buradayız, adalet için buradayız!

    Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde kamu işveren tarafı bize ne teklif etti?

    2026 yılı için taban aylığa 1000 TL; ek olarak %10+6, 2027 yılı için %4+4…

    Soruyorum sizlere: Bu oranlar, mutfakta kaynayan tencerenin derdine derman olur mu?

    Çarşıda, pazarda, markette hızla artan fiyatlara karşı bir anlam ifade eder mi?

    Kiraların maaşları aştığı bir ülkede memura, emekliye nefes aldırır mı?

    Ebetteki hayır! Bu nedenle biz de bu teklife hayır diyoruz!

    Bu teklif ne memurun ne emeklinin sofrasına çare olur ne de yarasına merhem!

    Bu teklif, milyonların alın terini yok sayan bir tekliftir.

    O yüzden biz bu teklifi reddettik, bugün de meydanlarda yüksek sesle reddediyoruz!

    Ekonomik gerçekler ortada…

    Akaryakıta gelen zamlar, vergilerdeki ve cezalardaki artışlar, markette, pazarda uçan fiyatlar, zorunlu tüketim mallarındaki fahiş artışlar…

    Hepsi açıklanan enflasyonun çok üzerinde.

    Kiralar, memur maaşlarını ezip geçmiş durumda.

    Büyükşehirlerde ve kıyı bölgelerinde memur barınamıyor, görev yerleri boş kalıyor.

    Çünkü maaş ile kira yarışılamaz hale geldi!

    Daha dün öğrenci servislerine %30 zam yapıldı.

    Harcamalar katmer katmer artarken, maaşlar dirhem dirhem bile artmıyor.

    Bir gerçeğin altını özellikle çiziyoruz:

    Memur ve emekli maaşları bugün insanca yaşamaya yetmiyor.

    Maaşlar, her ay eriyor.

    Emeklilerimiz temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.

    İlave ek ödeme emekli maaşlarına yansıtılmazsa, bu mağduriyet önümüzdeki iki yılda daha da derinleşecek.

    Yoksulluk hem çalışanın hem de emeklinin kaçınılmaz kaderi haline gelecek.

    Kamuda aynı işi yapan, benzer eğitim düzeyine sahip ama farklı statüdeki çalışanlar arasında uçurumlar var.

    Getirilen bu teklif, bu adaletsizliği gidermiyor.

    Soruyoruz:

    Bu mudur adalet?

    Bu mudur çalışma barışı?

    Biz adalet istiyoruz!

    Biz hakkaniyet istiyoruz!

    Biz; Yangınlarla savaşan, hayatını tehlikeye atan ormancımızın,

    Şehirlerimizin düzenini ve altyapısını ayakta tutan yerel hizmet emekçimizin,

    Ülkemizin yollarını, köprülerini, tünellerini inşa eden imar ve ulaştırma çalışanımızın,

    Barajlarımızı, fabrikalarımızı işleten, evlerimize ışık ve enerji taşıyan enerji personelimizin,

    Toplumsal manevi değerlerimizi yaşatan diyanet görevlimizin,

    Tarihimize, kültürümüze, sanatımıza sahip çıkan kültür ve sanat emekçimizin,

    Tüm iletişimimizi sağlayan haberleşme çalışanlarımızın,

    Kamu hizmetlerini yürüten büro personelimizin,

    Sağlığımızı korumak için gece gündüz fedakârca çalışan sağlık personelimizin,

    Geleceğimizi şekillendiren, yarınlarımızı inşa eden eğitim neferlerimizin kaygısız, huzurlu, güvenli bir çalışma hayatına kavuşmasını istiyoruz.

    Biz, Türk ve Türkiye Yüzyılı misyonuna yakışan bir kamu düzeni istiyoruz.

    Bu yüzden 2026 yılı için %88,6, 2027 yılı için %45,2 oranında zam talebimizi masaya koyduk.

    Ama bize gelen, hayattan kopuk, enflasyon hedefine sıkışmış, masa başında hesaplanmış bir teklif oldu.

    Aile Yılı’ndayız… Peki aileyi destekleyecek tek bir düzenleme var mı?

    Reel artış istedik… Refah payı var mı?

    Geçmiş kayıplarımızın telafisini talep ettik… Telafi var mı?

    3600 ek gösterge sözü verildi… Çözüm var mı?

    Vergide adalet dedik… Yük hafifledi mi?

    Emekliye iyileştirme istedik… Karşılık var mı?

    Bayram ikramiyesi dedik… Duyan var mı?

    Yardımcı hizmetlilerin sorunları çözülsün dedik… Gören var mı?

    Bugün ülke genelinde iş bırakma eylemindeyiz!

    Hizmet üretmiyor, üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz.

    Bizler; her gün canla başla, fedakârca görevini eksiksiz yerine getiren, memleketin dört bir yanında devletini onurla temsil eden kamu çalışanlarıyız.

    Ancak bu ülkenin yükünü sırtlayan memurlar, hak ettiği ücreti alamıyor!

    Emeğimizin karşılığını alamadığımız için buradayız, hakkımızı almak için buradayız!

    O halde buradan açık ve net söylüyoruz:

    Kamu işvereni, gerçekleşen enflasyonu, büyüme oranlarını, refah payını, artan yaşam maliyetlerini ve geçmiş kayıplarımızı dikkate alarak yeni, gerçekçi ve kabul edilebilir bir teklif getirmelidir.

    Bunu yapmazsanız, önümüzdeki iki yılda memur ve emekliler geçinme acziyetine düşecek, ülkemizin en nitelikli insan gücü çaresizlik içinde bırakılacaktır.

    Kira yardımı, eş-çocuk yardımı, ısınma, ulaşım ve yemek ücreti gibi sosyal haklarda somut adımlar atılmalıdır.

    Maaşlar, hayali tahminlere göre değil; markette, pazarda, kirada yaşadığımız gerçeğe göre belirlenmelidir!

    Bize masa başı rakam değil, alın terimizin karşılığı olan rakam gerekiyor!

    Bu sadece memurun değil, tüm milletin mücadelesidir!

    Biz buradayız, hakkımızı almakta kararlıyız.

    Ülkemizin dört bir yanında, aldığımız karara uyarak memurun gücünü hatırlatan, hakkı ve alın teri için omuz omuza mücadelemize destek veren tüm kamu çalışanlarına; yaptığımız bu anlamlı eyleme sabır ve anlayış gösteren, bize yürekten destek olan vatandaşlarımıza en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

    Mücadelemiz memurun ortak mücadelesidir, kazandığımız her hak hepimizin ortak zaferi olacaktır.

     

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ