Sosyal Yardımlar: Bilgi Eksikliği mi, Algı Sorunu mu?

  • 17 Ağustos 2025
Sosyal Yardımlar: Bilgi Eksikliği mi, Algı Sorunu mu?

Ela Çokgören – Köşe Yazısı

  • Dayanışma kültürü Türkiye’nin en güçlü yanlarından biri. Ancak insanlar çoğu zaman devletin sunduğu sosyal yardım imkanlarından haberdar olmadığı için çözümü çevresinden destek istemekte buluyor.

  • Bilgi eksikliği nedeniyle yardımlar bazen yanlış yönlendiriliyor, toplum kaynakları iki kez harcanıyor veya gerçekten ihtiyaç sahibi olmayanlar faydalanabiliyor.

    REKLAM ALANI
  • Sosyal medya yardımları iyi niyetli olsa da tekrarlandıkça “yardım yorgunluğu”na sebep oluyor; şeffaflık eksikliği güven sorununu tetikliyor.

  • Toplum ve devletin rolleri birbirini tamamlamalı: Devlet güvenlik ağını sağlarken, toplum boşlukları imece kültürüyle doldurmalı.

  • Siyaset algısı yardımları gölgeliyor. Oysa bu destekler siyaset üstü bir haktır; vatandaş vergisini ödediği için sosyal yardıma da hakkı vardır.

  • Çözüm: Doğru bilgiye erişim, ihtiyaç sahiplerinin devlet mekanizmalarına yönlendirilmesi ve şeffaf, adil dayanışma ile güven duygusunun güçlendirilmesi.

Çokgören, yazısını şu mesajla bitiriyor: “Gerçekten yardım etmek istiyorsanız, sadece bağış yapmakla kalmayın; doğru yönlendirme yapın.”

İşte o yazı…

Sosyal Yardımlar: Bilgi Eksikliği mi, Algı Sorunu mu?
Türkiye’nin en güçlü yanlarından biri kuşkusuz dayanışma kültürüdür. Tarih boyunca insanlar komşusunun, akrabasının, hatta tanımadığı birinin derdine çare olmaya gayret etmiş, “imece” geleneğiyle büyük yükleri omuzlamıştır. Bugün de aynı refleksi görüyoruz: Bir ihtiyaç sahibi ortaya çıktığında çevresindekiler hemen para toplamaya başlıyor.
Fakat dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Acaba biz devletin sunduğu sosyal yardımların ne kadar farkındayız?
Görünmeyen Gerçek: Bilgi Eksikliği
Devlet, aslında birçok farklı başlıkta sosyal destek sağlıyor. Gıda ve yakacak yardımlarından eğitim desteğine, yaşlı ve engelli bakım ödemelerinden aile destek programlarına kadar geniş bir yelpaze mevcut. Üstelik bu yardımlar belli kriterleri karşılayan herkes için erişilebilir.
Ama sorun şu ki: İnsanların önemli bir kısmı bu programlardan habersiz. Vatandaş bilgiye ulaşamayınca ya da “nasıl başvuracağım” sorusunun cevabını bulamayınca, çözümü çevresinden destek istemekte görüyor. Sonuçta toplum kaynakları aynı ihtiyaca iki defa harcanıyor, bazen de gerçekten ihtiyaç sahibi olmayanlar bu mekanizmalardan faydalanabiliyor.
Yardım Yorgunluğu ve Güven Meselesi
Son yıllarda sosyal medya aracılığıyla sık sık yardım çağrısı yapıldığını görüyoruz. İyi niyetli girişimler olsa da bu tekrarlar toplumda bir yorgunluk yaratıyor. İnsanlar sürekli bağış taleplerine maruz kaldığında zamanla duyarsızlaşıyor. Daha da önemlisi, yardımların şeffaflığı sorgulandığında güven duygusu zedeleniyor.
Bu noktada kamuoyu araştırmaları bize açık bir mesaj veriyor:
• İnsanlar güven duydukları kanallardan yapılan yardımlara daha fazla katılıyor.
• Şeffaflık arttıkça gönüllü katkı da artıyor.
• Yardım süreçleri siyasi tartışmalardan uzak tutulduğunda toplumun genelinde sahiplenme duygusu güçleniyor.
Toplum ve Devlet: Birbirini Tamamlayan İki Güç
Şunu unutmamak lazım: Devletin sosyal yardımları her alanı kapsayamaz. Ani sağlık masrafları, eğitim için acil destekler, barınma sorunları gibi alanlarda toplumun vicdanı ve dayanışması devreye girmelidir. Yani devlet güvenlik ağını oluşturur, toplum ise boşlukları doldurur. Bu ikisinin birbirini tamamlaması en ideal modeldir.
Yardımı Siyaset Gözlüğünden Görmek
Bir diğer sorun, devletin yaptığı yardımlara çoğu zaman siyasi gözle bakılmasıdır. Yardım, hangi parti döneminde yapılmışsa ona mal ediliyor, hatta bazen “lütuf” gibi sunuluyor. Oysa gerçekte bu yardımlar, siyaset üstü bir haktır. Vatandaş vergisini ödüyorsa, devletin de sosyal güvenlik mekanizmasıyla destek sağlaması doğal ve meşrudur. Yardımı siyasetle ilişkilendirmek, hem devletin kurumsal rolünü küçültür hem de toplumda kutuplaşmayı derinleştirir.
Sonuç: Doğru Bilgi, Doğru Yönlendirme
Bugün ihtiyacımız olan şey dayanışmayı küçümsemek değil, daha bilinçli hale getirmektir. Önce doğru bilgiye ulaşmalı, ihtiyaç sahiplerini devletin sunduğu imkanlara yönlendirmeli, devletin kapsamadığı alanlarda ise toplum olarak kenetlenmeliyiz.
Çünkü en güçlü formül şudur:
Doğru bilgi + Doğru yönlendirme + Doğru dayanışma = Daha adil ve daha güvenli bir toplum.
Ve son bir not:
Lütfen siz de gerçekten yardım etmek istiyorsanız yönlendirme yapın.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ