YUNT’UN “İMGENİN ONURU” BAŞLIKLI PODCAST YAYINININ ALTINCI KONUĞU EZGİ BAKÇAY!

  • 13 Ağustos 2025
YUNT’UN “İMGENİN ONURU” BAŞLIKLI PODCAST YAYINININ ALTINCI KONUĞU EZGİ BAKÇAY!

YUNT, yazın bilimci ve sanat kuramcısı Zeynep Sayın tarafından hazırlanıp sunulan “İmgenin Onuru” başlıklı podcast yayınının altıncı bölümünde sanat kuramcısı Ezgi Bakçay’ı konuk etti. Bölüm, sanat ve aktivizm ilişkisinden yola çıkarak imgelerin toplumsal hareketleri somutlaştırmada oynadığı rolü Türkiye ve dünyadan örneklerle ele aldı.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukayı protesto etmek ve bölgeye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Madleen gemisine atıfta bulunan Bakçay, geminin “çağımıza damga vuracak imgelerden” biri ifade olduğunu belirterek imgelerin “mucizevi varlıklar” olduğunun altını çizdi. Katanya limanından hareket eden ve adını Gazze’nin ilk kadın balıkçısından alan gemiyle “kolektif bir umut” taşındığını vurgulayan Bakçay, geminin imgesini direniş ve “eylem hâlinde olmak” ile ilişkilendirdi:

“Taşıdığı bütün o mürettebatla, taşıdığı insani yardım malzemesiyle ama her şeyden önemlisi taşıdığı ihtimaller alanıyla birlikte başka bir dünyanın mümkün olduğunu söylemeye devam ediyor. Bana kalırsa bunun bir yelkenlide imgeleşmiş olması çok fazla şey anlatıyor; çünkü şöyle düşünün yelkenli rüzgarla dolmadığında bir yelkenli yoktur aslında ortada. Ancak yolda bir yelkenli, rüzgarla dolan kanatlarıyla bir yelkenliye dönüşür.”

REKLAM ALANI

Bakçay, 27 Mayıs 1995’ten beri her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemleri düzenleyerek gözaltında kaybolan yakınlarını ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerini arayan Cumartesi Anneleri’nin sanata bakışındaki etkilerine de değindi:

“Cumartesi Anneleri bize şunu gösteriyor: Biz hâlâ imgeler üretmeye, biz hâlâ anlatmaya, biz hâlâ söylemeye devam ederken, yoklukların, boşlukların ve kaybın yasını tutarken hâlâ sanat yapabiliriz, hâlâ eylem yapabiliriz, hâlâ eyleyebiliriz, hâlâ varlıkta diretebiliriz. Yokluğun varlığa gelişinin nasıl mümkün olabileceğini, o imkânsızlığın etrafında sonsuza kadar inatla dönmenin nasıl politik olduğunu anlatıyor bana kalırsa. Beni hep bu çekti ve buradan bir sanatsal imge tanımı da üretebileceğimizi düşündüm.”

2000 yılından bu yana siyasi ve toplumsal meselelere dair eleştirel pek çok sergi ve etkinliğe ev sahipliği yapan Karşı Sanat Çalışmaları ile gerçekleştirdiği projelere değinen Bakçay, Karşı Sanat’ı “politik alanla estetik alan arasında bir eşik mekân” ve “biçim talep etmemiş bir ortaklık” olarak tanımladı. Kazova Tekstil Fabrikası çalışanlarının fabrika işgaliyle başlayıp kooperatifleşmeyle devam eden mücadelelerine değinen Bakçay, işçilerin mücadelesini somutlaştıran “patronsuz kazaklar”ı ve Karşı Sanat’la birlikte kooperatife destek olmak için tasarlanan “Diren!Kazova” deneyimini hatırlattı. Cezaevinde bulunan tutuklularla yaptıkları sergilere de değinen Bakçay, “cezaevinden taşan imgeler”in gücünün altını çizdi.

Son olarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde her yıl düzenlenen “Akademi Kıyafet Balosu”nun rektörlük tarafından “tasarruf tedbirleri” gerekçe gösterilerek bu sene düzenlenmediğini belirten Bakçay, öğrencilerin “Direniş Balosu” adını vererek düzenledikleri alternatif baloda hayat bulan imgeleri paylaştı:

“Cesaret, neşe ve yaratıcılık arasında doğrudan bir ilişki var. Bizim öğrencilerimiz de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde tasarruf tedbirleri dolayısıyla iptal edilen balolarını geri aldılar. Bunu da 15 Nisan’da Osman Hamdi Bey Salonu’nda bir ritüel olan o geleneksel kıyafet balosunu kendilerince yeniden icra ederek yaptılar. Olağanüstülerdi gerçekten ama tabii ki en şaşırtıcısı yine o imgelerin bilinçaltıydı. Nasıl olmuştu da onların hayatlarında belki de bebekken karşılaşmadıkları, görmedikleri o Gezi’nin imgeleri geri gelmişti? Nasıl olmuştu da Paris Komünü’nden imgeler gelip, sökün edip buraya çağrılmıştı? Nasıl olmuş da insanlık tarihindeki bütün direniş hikayeleri birdenbire o gencecik vücutların üzerinde birer kostüm olarak belirivermişti? Bir kostümlü baloydu aslında karşımızdaki ama tarihin de bir kostümlü balo olduğunu gösteriyordu.”

“İmgenin Onuru” başlıklı podcast yayını her cumartesi yeni bölümüyle dinleyicilerle buluşacak. “İmgenin Onuru”nu Spotify ve Apple Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.

Yapım: YUNT

Hazırlayan ve Sunan: Zeynep Sayın

Podcast Yürütücüsü: Esra Ece Kuleci

Stüdyo: Postane Production

Fotoğraf: Postane Production

Özgün Müzik ve Post Prodüksiyon: Bilgehan Turgut

Grafik Tasarım: Dilara Sezgin

Ezgi Bakçay Hakkında:

Ezgi Bakçay (d. 1980, İstanbul) lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi, Sinema Televizyon Bölümü’nde tamamladı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde yüksek lisansını yaptı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji bölümünden doktorasını aldı. 2006 yılından bu yana Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde “Sanat Kuramları”, “Sanat Yapıtını Çözümleme Yöntemleri”, “Görsel Kültür”; Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde “Sanat Yönetimi” ve “Görsel Kültür”; İstanbul Teknik Üniversitesi’nde “Modernite, Kent, Kültür” dersleri vermektedir. İstanbul Beyoğlu’nda yer alan bağımsız kültür sanat oluşumu Karşı Sanat Çalışmaları’nda çalışmakta, bağımsız sanat kuramcısı ve yazar olarak, estetik ve politika konularında üretimlerini sürdürmektedir.

Zeynep Sayın Hakkında:

Zeynep Sayın (d.1961, İstanbul) yazın bilimci ve sanat kuramcısıdır. İstanbul’da ve Salzburg’da Alman edebiyatı, sanat tarihi ve felsefe okudu. İstanbul’da, Mardin’de, Viyana’da, Leipzig’de ve Linz’de çeşitli üniversitelerde çalıştı. Mithat Şen ve Bedenyazısı (Kaknüs, 1999), Noli me tangere (Kaknüs, 2000), İmgenin Pornografisi (Metis, 2003), Kötülük Cemaatleri (Tekhne, 2016), Ölüm Terbiyesi (Metis, 2018) ve Çizginin Boşluğu (2024) adlı kitapları vardır.

 

YUNT Hakkında:    

Muratcan Sabuncu tarafından kurulan ve Sultanbeyli’de bulunan YUNT, kâr amacı gütmeyen bir sanat ve etkileşim alanıdır. Sanat danışmanlığını Sergen Şehitoğlu’nun, akademik danışmanlığını ise Prof. Dr. Eva Şarlak’ın üstlendiği YUNT, toplumun sanatsal etkinliklerle karşılaşma olanaklarını artırmayı amaçlamaktadır. Sergi ve etkinliklerin yanı sıra eğitim programı ve desteklediği yayınlar ile temas ettiği kişilerin dünya ile yeni duyusal ilişkiler kurmasına imkân tanımaktadır.

 

Mekânın sunduğu deneyim ve etkileşim olanakları ile toplumsal değişim potansiyellerinin çoğalmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir.

 

YUNT, etkinlik programı ve teşvik politikası ile sanat üretimini ve entelektüel düşünceyi destekler.

 

Adres:

Hasanpaşa Mahallesi
Fatih Bulvarı No: 33, 34920
Sultanbeyli/İstanbul

 

İletişim:

https://www.yunt.art/ | info@yunt.art

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ