DEBELENMEK: Gayretin ve Direncin Kutsal Hâli

Bahri PALAS – Bursa Vatan Medya Grubu
“Debelenmek” kelimesiyle başladık bugünkü yazımıza… Önce tarifini yaptık:
Tepinmek, çırpınmak, kıvranmak, kımıldamak…
Ama bir de bir acının etkisiyle ya da baskıdan kurtulmak için çırpınmak hâli var ki; işte orası bizim asıl konumuz.
Dün Bursa Kent Meydanı’nda, İYİ Parti’nin “Birinci Vazifen” temalı mitinginde, siyasetin “debelenmesini” canlı canlı izledik. Gözümüzle gördük, kulağımızla duyduk, kalbimizle hissettik. Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun önderliğinde bir duruş, bir arayış, bir çırpınış vardı. Lakin yalnızlık, çok derin hissediliyordu. Aynı söylemde olan, “biz de bu yoldayız” diyen birçok siyasi yapı, ne yazık ki orada yoktu.
Meydanların boşluğu değil, desteksizliğin boşluğu yürek sızlatır sevgili okuyucularım.
Kuranî Mânâda Debelenmek: Hz. Hacer’in Çaresizliği, Gayretin Kudreti
Benim diğer köşe yazarlarından ayrıldığım noktayı bilen bilir: Her siyasi ve toplumsal meseleyi önce mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e, yani hakiki mihenk taşımıza vurur, sonra yorumlarım. Çünkü Kur’an, yalnızca geçmişin değil, bugünün ve yarının da kitabıdır.
Bakara Suresi 158. ayet ne diyor?
“Şüphesiz Safâ ve Merve, Allah’ın nişanlarındandır…”
Hz. Hacer annemizin, susuzluktan kıvranan minik yavrusu Hz. İsmail için o çorak vadide Safa ile Merve arasında defalarca debelenmesi, bize gösteriyor ki:
Gayret varsa, rahmet gelir. Çırpınış varsa, su kaynar.
Zemzem bir mucizedir, evet. Ama önce bir annenin debelenmesidir.
Allah (cc), gayretin sonucunda suyu lütfetmiştir.
Bugünün siyasi zemzemini kim istiyorsa, önce o vadide debelenmeye hazır olmalı. Bedel ödemeyen, hakikate ulaşamaz. Emek vermeyen, meydanda laf edemez. Bu milletin hafızası güçlüdür. Kim gerçekten çabalıyor, kim sadece görünüyor; millet ayırır.
Gayretin Dili Siyasetin Çamuruna Batmışlara Değil, İdeallere Aittir
“Kader gayrete âşıktır” demiş büyüklerimiz. Gayret etmeyene kader bile yüzünü dönmez.
Kent Meydanı’nda debelenen sadece İYİ Parti değil, aralarında Adalet Partisi gibi az ama öz çırpınan sesler de vardı. Ellerinde flamalarıyla mitingde yer alan Adalet Partililer, “biz bu ülkenin siyasetinden kopmadık” mesajı verdiler. Bursa İl Başkanı Sn. İsmail Sevinç, bu iradenin öncülüğünü yaparak Genel Merkez yöneticilerine sağlam bir ev sahipliği sundu. Siyaset çürümüş olabilir; ama bu tür debelenmeler, yani gayretli mücadeleler, o çürümüşlüğe umut eker.
Ya Varsındır Ya Yoksundur: Araf’takilere Teessüflerimle
Yazının en sert yerindeyiz şimdi.
Bir şey ya vardır, ya yoktur.
Bir şeye ya inanırsınız, ya inanmazsınız.
Bir davaya ya sahip çıkarsınız, ya da kenardan izlersiniz.
Ama araf hâlinde kalıp, ne yana eğileceğini bilemeyen, karar vermekten korkan siyasetçilere sesleniyorum:
Mangalda kül bırakmayan sözlerinizle değil, meydanda terleten çabanızla var olun.
Bir mitinge gidip gitmemek mesele değildir. Mesele, durduğun yeri sağlam tutup tutamadığındır.
Kent Meydanı’nda yer almak bir partiye destek olmak değil, bir ülkenin geleceğine dair sorumluluk almaktı. O meydanda olmayanlar, sadece bir partiyi değil, ortak bir vicdanı yalnız bıraktılar.
Ve Son Söz: DEBELENMEDEN OLMAZ
Zemzem boşuna akmadı.
İsmail susuz kalmasın diye bir annenin yüreğiyle çırpındığı için aktı.
Bu ülke de susuz kalmasın istiyorsak, şimdi hepimiz debelenmek zorundayız.
Siyasette, fikirde, sokakta, sandıkta…
Çünkü Allah, çabalayana verir.
Çünkü millet, çalışana inanır.
Çünkü gelecek, yatanlara değil; debelenenlere aittir.
Kalın sağlıcakla. Debelenmekten korkmayın. Çünkü su, orada bir yerlerde kaynıyor.
🖋️ Bahri PALAS
Bursa Vatan Medya Grubu – Köşe Yazarı
DEBELENME…
Debelenmek ne demek ilk önce ona bir bakalım. Neymiş ?
1-) Bir acının etkisiyle yada bir baskıdan kurtulmak için çırpınma.
2-) Tepinmek, çırpınmak, kıvranmak, kımıldamak, yuvarlanmak.
Merhaba sevgili okuyucularım. Bir acının etkisiyle yada baskıdan kurtulmak için çırpınmanın en güzel örneğini dün Ulu Bursa’mızın Kent Meydanında İyi Partinin ve ona destek vermek için gelen bir çok aynı şeyleri düşünen partilerin katılımıyla Birinci Vazifen mitinginde çok etkileyici bir şekilde şahit olduk. Bu birinci maddeyi biraz sonraya bırakarak ikinci maddeyi biraz açacağım müsaade ederseniz.
Tepinmek, çırpınmak, kıvranmak, kımıldamak, yuvarlanmak.
Kıymetli dostlarım beni diğer köşe yazarlarından ve diğer siyasetçilerden ayıran en belirgin özelliğim. Önüme gelen bilgiyi ilk önce mukaddes kitabımız olan Kuran’a yani hakiki mihenk taşına vurarak ne kadar kıymetli bir bilgi olup olmadığına, yazmaya değer bir haber olup olmadığına bakarak sizlerle paylaşıyorum. Bu yazımızda da inşallah bu şekilde yapacağız.
“Şüphesiz Safâ ve Merve, Allah’ın nişanlarındandır. Dolayısıyla kim hac veya umre maksadıyla Beytullah’ı tavaf ederse, onun bu iki tepenin arasında sa’yetmesinde hiçbir sakınca yoktur. Kim Allah için bir güzel amelde bulunacak olursa, bilsin ki, Allah, kulunun ameline en güzel karşılık veren ve kulunun ne işlediğini de en iyi bilendir.” (Bakara, 158)
Evet şimdi gelelim debelenmek konusunu canlı kurana yani mihenk taşına vurmaya.
Hz. İbrahim. Allah (cc) ‘tan aldığı emir doğrultusunda Hz Hacer ve oğlu Hz İsmail’i O dönemde çorak bir belde olan Mekke’ye götürüp bırakmıştır. Hz İbrahim’in bıraktığı su ve erzak bitmiştir. Hz. Hacer anamız büyük bir çaresizlik içerisinde ıssız Mekke vadisinde oğlu Hz. İsmail’in susuzluktan ölmesinden endişeleniyordu. Minicik evladının susuzluktan ölmesinden korkmuş ve telaşa kapılmıştır. Endişeyle Safa ve Merve tepeleri arasında su aramak için koşuşturmuştur. Ve bu sefa ve merve tepesi arasındaki koşuşturmanın sayısı yediye ulaştığında bir ses işitmiştir. Baktığında Cebrail tarafından kazılan topraktan su kaynadığını görmüş; bu suyu bir yandan su kabına doldurmaya bir yandan da suyun etrafını kumlarla çevirmeye başlamıştır. Peygamberimiz buyurmuştur ki ‘ eğer suyun önü kapatılmasaydı zemzem şarıl şarıl akıp giden bir ırmak olurdu. Diye buyurmuşlardır.
Kıymetli dostlarım. Debelenmeden, koşuşturmadan olmaz. Hiçbir şey olmaz.
Bir arif sözü ne kadar anlamlı : buyurmuşlar ki . ‘’ Kader Gayrete aşıktır. ‘’
Sözü nereye bağlayacağımı tahmin etmişsinizdir. Kuranda Sefa, Merve olarak zikredilen yer bazen bizim kafanızın içerisindeki düşüncelerimiz. Bazen bir mühendisin bir makinayı icat etmek için elli sefer , yüz sefer, beşyüz sefer sıkılmadan , usanmadan en iyisini yapmak için çalışıp çabalamasıdır yani denemesidir tabiri caizse debelenmesidir.
Tıpta da öyle değil mi ki bir mikrobu vücuttan atabilmek için kaç yedi sefer tekrar tekrar denenir yapılan ilacın etkisi ya da uykusuz uykusuz doktorlarımızın debelenmesi.
Şimdi diyeceksiniz ki niye yedi işte bu burada anlatmam çok zor. Bunu anlatabilmem için en az on beş cilt kitap yazmam gerekir. Sayıların mutlaka bize anlattığı bir önemli şey vardır ama çok ta takılmamak lazım. Genel olarak bizim alevi Bektaşi kültürümüzde çok fazla yer alır bu tarz rakamlar üçler- beşler- yediler – kırklar. Şimdi bu yazımızda lüzumu yok. Ama bir gün en ince noktasına kayar yazacağım. Bu benim işim.
Evet konudan yine uzaklaştık. Öze dönelim. Çalışmadan, çabalamadan debelenmeden olmaz.
Bu zemzemi de bu kadar içimi hoş eden bizim İsmail’in Hz. İsmail’in debelenmesidir.
Kuran aslında bize şu mesajı veriyor apaçık. Siz bir uğurda gayret edin debelenin ben size yardımcı olacağım. Ben davanızın tamamlanması için destek olacağım. Hiç kuşkusuz da böyle.
DEBELENMEDEN OLMAZ.
Gelelim birinci maddeye.
Değerli okuyucularım bir şey ya vardır, yada yoktur. Bir şey ya doğrudur yada yanlıştır. Bir şeye ya inanırsın ya da inanmazsın. Ya bu ülkenin bağımsızlığı hayalin vardır ya da yoktur. Her iki görüşe de eyvallah diyebilirim. Diyelim ki ülkemin bağımsızlığı hayali kuramıyor bir keloğlan. Öldürelim demem ama gardımı alırım. Anlarım tedbir alırım. Ama Araf’ta kalan ukalaları anlamam. Bir şey ya doğrudur ya yanıştır. Ya tek adam rejimine boyun eğilir ya da baş kaldırılır. Ortası olmaz. Muhabbet ortamlarında mangalda kül bırakmayan siyasetçilere buradan teessüflerimi bildiririm.
İyi Parti de Dün Bursa’nın Kent Meydanında Müsavat DERVİŞOĞLU önderliğinde Birinci Vazifen mitingi düzenledi. Mitinge çok büyük bir katılım sergilenirken aynı düşüncede, aynı söylemde olan partilerin orada bulunup Genel Başkana destek verememeleri siz daha kötüsünü hak ediyorsunuz dedittirdi.
Bu arada debelenmek dedik ya Adalet Partisi Genel Merkez olarak ta mitingde bulunup ellerindeki flamalarla biz de buradayız, bizde bu siyasetin içerisindeyiz diyerek lafın gelişi debelendiler.
Adalet Partisi Bursa İl Başkanını Sn. İsmail SEVİNÇ beyin ev sahipliği ettiği Genel Merkezden gelen başkanlarına biz sahadayız, kopmadık , Bizi hiçbir güç siyasi arenadan koparamaz imajını verdiğini hep birlikte gördük.
Bu günlük bu kadar. Görüşmek dileklerimle