Mevsimler Destanı…

  • 29 Aralık 2025
Mevsimler Destanı…

Ramis Dara’nın Yeni Eserine Ekrem Hayri Peker’in Gözlemleriyle Bir Bakış

Yazan: Ramis Dara
Klatos Yayınları, Ankara-2024

Ramis Dara, Türk edebiyatında kendine sağlam bir yer edinmiş, üretken bir yazar ve şairdir. 1953 yılında Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Kurttutan köyünde doğan Dara, uzun yıllar boyunca edebiyat dünyasına katkı sunmuş, şiir ve eleştiri alanındaki dergilerle önemli işlere imza atmıştır. 1986 yılında Bursa’ya yerleşen Dara, burada eğitim alanında da önemli adımlar atmış, şehrin kültürel hayatına katkıda bulunmuş ve birçok edebiyat etkinliğinin öncüsü olmuştur.

Dara, 2000 yılında yayın hayatına başlayan Akatalpa dergisiyle edebiyat dünyasına yeni bir soluk getirmiş, şiir ve eleştiriyi harmanlayarak dergide çok sayıda önemli yazara yer vermiştir. Eserlerinde halk kültürüne ve köy yaşamına dair izler taşıyan Dara, Mevsimler Destanı adlı eserinde de Kurttutan köyünden izleri barındırarak köy kültürünün zenginliğini ve doğayla iç içe geçmiş yaşamı derinlemesine incelemektedir.

Mevsimlerin Edebiyatla Buluştuğu Bir Yolculuk

Ramis Dara’nın Mevsimler Destanı adlı eseri, yazıldığı dönemin toplumsal yapısını, doğanın değişen yüzünü ve insan ruhunun evrimini çok yönlü bir şekilde ele alıyor. Eser, adından da anlaşılacağı gibi mevsimlerin döngüsünü ve bu döngülerin insan yaşamına etkilerini anlatan bir destan formunda kaleme alınmıştır. Dara, halk edebiyatındaki “mani” geleneğini eserinde ustaca kullanmış, matematiksel zekasını ise dörtlüklerinde hissettirmiştir. Dara’nın köy yaşamına olan ilgisi ve bu yaşamla kurduğu derin bağ, kitabın her satırında kendini gösteriyor. Özellikle Mevsimler Kitabı içinde yer alan dörtlüklerde, köyde kullanılan deyimlere yer vererek hem halkın kültürüne saygı duruşunda bulunmuş, hem de bu deyimlerin anlamlarını kitapta iki sayfalık bir sözlükle okuyucularına sunmuştur.

Kitabın bölümleri, doğanın ve insan ruhunun mevsimsel dönüşümünü anlatır: İlkbahar, Yaz, Güz ve son olarak Köyde Kış Destanı. Dara, mevsimlerin değişen yüzüyle birlikte, insanın içsel değişimini de betimler. Kitap boyunca zamanın akışı, insan hayatındaki dönüşümlerle paralel olarak ele alınır. Dara’nın kalemi, mevsimlerin geçişiyle birlikte hem toplumsal hem de bireysel değişimi izler.

Bir Edebiyat Yolculuğunda Klasik İsimler ve Zamanın Bütünlüğü

Ramis Dara, eserinde sadece kendi köyünden ve yaşamından izler sunmakla kalmaz, aynı zamanda evrensel bir edebiyat yolculuğuna da çıkmaktadır. Mevsimler Destanı’nda, Hayyam, Yunus Emre, Lami Çelebi, Edip Cansever gibi Türk edebiyatının önemli isimlerinin yanı sıra, Romalı şair Catullus gibi Batı edebiyatının büyük figürlerine de yer verilmiştir. Bu, Dara’nın edebiyatın evrensel boyutunu ve farklı kültürler arasında kurduğu köprüleri gösterir.

Özellikle Dara’nın Catullus’tan “Roma düğünü”nü anlatmasını istemesi, eserindeki çok kültürlülüğü ve farklı edebi akımları birleştiren yaklaşımını gözler önüne serer. Ayrıca, kitapta renklerin anlamı da önemli bir yer tutar. Dara, sarıyı Van Gogh’a, turuncuyu ise Albert Camus’ya atfederek, renklerin insan psikolojisindeki etkisini ve bu etkilerin sanatsal anlamlarını derinlemesine irdelemiştir.

Toplumsal Eleştiriler ve Çürüyen Bir Dünyaya Bakış

Dara, Mevsimler Destanı’nda toplumsal eleştirilerden kaçınmamış, bu eleştirileri şiirsel bir dille işlerken, “Çürüyen ülkedeyiz / Ürüyen ülkeyiz” dörtlüğünde olduğu gibi, ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve siyasal çürümeyi açıkça dile getirmiştir. Dara’nın bu yaklaşımı, kitabın sadece bir edebi eser değil, aynı zamanda toplumsal bir başkaldırı ve uyarı niteliği taşımasını sağlar.

Kitabın arka planında yer alan toplumsal çürümeye dair tespitler, Dara’nın sadece bireysel bir gözlemci olarak değil, toplumu ve dünyayı sorgulayan bir sanatçı olarak varlığını hissettirdiği noktalar arasında yer alır. Yazar, toplumsal yapının çürümüşlüğüne dair izlenimlerini sanat ve edebiyat yoluyla aktarırken, aynı zamanda umutlu bir bakış açısıyla da okurlarına seslenir.

Son Söz: Zamanın Dönüşümü ve Kültürel Bağlantılar

Ramis Dara, Mevsimler Destanı’nın sonunda şunları dile getirmektedir:
“Zamanın bize değen yüzü önce gündüz ve geceyse, sonra mevsimlerdir. Onlar boyuna değişirken bizi de değiştirirler. Değişe değişe yaşarız. Biz son bir değişimle yolumuza devam ederiz, onlar da bildikleri yolda devam ederler. Bu ayrılıktan sonra da, arada bir kültür yoluyla, sanat yoluyla, edebiyat yoluyla yolların kesişeceğini düşünenler vardır.”

Dara, zamanın ve mevsimlerin bize sürekli değişim sunduğunu anlatırken, kültür ve edebiyatın bu değişimdeki birleştirici gücüne de dikkat çeker. Bu eser, hem kişisel hem de toplumsal değişimin bir arada anlatıldığı bir başyapıt olarak edebiyat dünyasında önemli bir yere sahiptir. Dara’nın eserinde sadece bir köy yaşamı ve mevsimsel dönüşüm değil, aynı zamanda evrensel değerler ve kültürler arası bir diyalog da yer almaktadır.

Ekrem Hayri Peker‘in gözlemleriyle, Mevsimler Destanı‘nın, zamanla şekillenen insan ruhunun ve toplumların özlemlerini anlamak için bir başvuru kaynağı olacağı kesindir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ