İslam Dünyasında Buluş Eksikliği Üzerine Düşünceler – Ahmet Koçak
Dünya genelinde teknoloji ve bilimsel gelişmelerin büyük kısmı Batılı ülkeler tarafından gerçekleştirilirken, İslam ülkeleri bu alanda oldukça geri bir pozisyonda kalmaya devam ediyor. Bu ciddi bir mesele ve şahsen uzun yıllardır bu sorunun nedenlerini düşünüyor, bu konudaki görüşleri ve analizleri dikkatle takip ediyorum. Eminim benim gibi bu duruma kafa yoran çok sayıda insan daha vardır.
Okuduğum çeşitli kaynaklarda dikkat çeken görüşlerden bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum:
– “Göçebe toplumlar, yeni yerleşim yerlerinde yaşam kurmak için verdikleri mücadeleyle, yerleşik toplumlara kıyasla daha üretken ve yaratıcı olabilirler.” Bu görüş, zorlukların insanı düşünmeye, üretmeye ittiği yönünde.
– Peki, yüzyıllardır aynı topraklarda yaşayan yerleşik toplumların konforu, buluş yapma ihtiyacını köreltiyor mu?
Yerleşikliğin getirdiği rahatlık, durağanlıkla birleşince gelişim ihtiyacını baskılamış olabilir mi?
– İklim faktörü de bir diğer tartışma konusudur. Sert iklim koşulları, insanı üretken olmaya ve sorun çözmeye zorlayabilir. Ilıman iklimlerde ise bu zorunluluk ortadan kalktıkça yenilikçilik geride kalabilir mi? Bu soruların her biri, sadece teknik değil sosyolojik, kültürel ve psikolojik boyutları olan meselelerdir. Elbette tek bir cevabı yok ama şu bir gerçek ki:
İslam dünyasında bilim ve buluşun önünü tıkayan yapısal ve zihinsel bariyerler var ve bunlar hâlâ yeterince tartışılmıyor.
Tarihi başarılarla övünmek yerine, bugünün sorunlarına çözüm üretmek için öz eleştiri ve stratejik akıl şart.
— Ahmet Koçak, Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazarı
NEDEN BULUŞ YAPAMIYORUZ?
Dünya genelinde İslam ülkeleri buluş yapmakta diğer ülkelere göre oldukça geri durumdadır. O dalda hiçbir varlık gösterememektedirler, biliyoruz. Bu konuyu yıllardır düşünürüm. Eminim benim gibi kafa yoran çok insan vardır.
Buluş yapamama konusunda görüş ve saptamalarla ilgili bilgileri ilgiyle okurum. Önemli gördüklerimi kaydederim. Görüşleri yazayım:
“Göçen toplumların yeni yerleştiği bölgelerde yaşam kurmaya çalışırken gösterdikleri çaba onların yerleşik toplumlara göre daha zengin olduklarını ve buluş yapmaya yatkınlaştıkları düşünülebilir.”
Yerleşik toplum olmanın verdiği rahatlığın etkisi ne kadardır? Buluş yapmaya yüz yıllardır aynı bölgede yaşamanın verdiği rahatlık engel mi?
İklimin etkisi ne kadardır?
Bir görüşe göre; “medeniyet sıcak yerde gelişmez. Soğukta hayat bulur. Barınma, yiyecek bulma, sağlık, eğitim aklınıza ne gelirse çare bulmak için aklını kullanır. Sıcak yerde yat hurma ağacının dibine düşsün hurma ağzına. Ağaca çıkman bile gerekmez.
Sistemler de sıcak iklime göredir. Savaşlardan elde edilen ganimetler üzerine kuruludur. Çalışmaya gerek de yoktur. Zaten hava çalışmaya, düşünmeye de fırsat vermez. Yeme, içme, üreme dışında bir aktivitesi olmadan yaşayan milyonlarca insanın bilime, sanata, edebiyata katkısının olmaması insanlık için büyük bir kayıptır. Bir de rahat duramayıp birbirlerini boğazlamaları da ayrıca bir gerileme nedenidir.”
Bu konuya kafa yoran çok insan vardır. İşte onlardan birinin görüşü:
“Savaşlardan ganimet elde etme dönemi yüz yıl önce sona erdi. Bazı ülkelerde yan gelip yatarak yaşama petrol ve doğal gaz gelirleriyle devam ediyor. Onu da kendileri çıkarıp dağıtamıyorlar. Yine işe bilimde ileri olan batının eli karışıyor.
Benzetilmeye çalışıldığımız Ortadoğu insanını anlatan bu söylemlerin, doğruluk payı nedir7 araştırmak gereklidir.”
Benim gözlemlerim:
Üç yıl Suudi Arabistan’da görevim gereği bulundum. Yılın tamamı güneşli ve sıcaktır. Yaz mevsiminde sıcak hava dayanılmaz bir hal alır. Kırk yaşına kadar ülkemizde yaşadığımdan olsa gerek; karşılaştığım gece gündüz sıcak hava karşısında ne doğru dürüst uyku uyuyabildim, ne de iştahla yemek yiyebildim. Sıcak hava insanı uyuşturuyor, tembelleştiriyor. Yaşayarak deneyimledim. Klimaların verdiği yapay serin havaya da alışmam uzun sürdü. Böyle bir iklime doğan bir çocuk buluş yapabilir mi? Yapmayı aklından geçirebilir mi? Gözlemlerime göre geçiremez.
Çalışkan, en fazla buluş ve üretim yapan; bilimde, sanatta, edebiyatta ileri olan Avrupa insanı ile Ortadoğu insanını yer değiştirme olanağı olsa, birkaç kuşak izlenip sonuçlar gözlemlenebilse; iklimin insan üzerindeki etkisi ispat edilebilse güzel olurdu.
Başka biri konuya açıklık getirmiş:
“Onlara yer değiştirmeye gerek yok. Hazırı var. Sıcak ülkede yaşayan, tembellik eden insanlar buluş yapamıyorlar tezi İsrail ile çürümüş durumdadır. Dünyada en çok buluşu onlar yapmaktadır.”
Bu tez de çürüdü. Başka nedenler olmalı…
Bir başka görüş:
“Bizde bilim insanı yetiştirmek için açılan Fen Edebiyat Fakülteleri de işlevini yerine getiremedi. Onlara çalışacakları alan açılamadı. Mezun olanlar öğretmen oldular. Şimdi onu da olamıyorlar.”
İmam hatip kökenli Prof. Yasin Ceylan bu konuda görüş bildirmiş:
“Başarılı gençlik yerine dindar gençlik yetiştirmek doğru değildir. Bu tür eğitimde dünya geçici görülür, önemsenmez ve öbür dünyaya yatırım yapılır. Dünya mutluluğu ikinci plandadır. Asıl mutluluk ertelenmiş mutluluktur.” İslam toplumlarının geri kalmasını buna bağlar ve devam eder: “Batı toplumu bu dünya mutluluğunu birinci plana alır; bilime, sanata, şiire yatkınlık eğitimi yanında mutlu ve neşeli olacak şekilde eğitilir, başarılı olur. İslam toplumları dindar gençlik yetiştirmeye devam ettikçe asla mutlu olamayacak; bilime teknolojiye katkı sunamayacaktır.”
En büyük eksikliğimiz olan bu önemli konuda sizin görüşleriniz nedir? …
ahmet.kocak16@hotmail.com
