Görünmeyen Zincir
Zeki Baştürk – Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazarı
Bir yaşamı etkilediğimizde, aslında yalnızca bir kişiyi değil, görünmeyen bir zinciri etkileriz. Çünkü hiçbir insan tek başına var olmaz; herkes bir başkasının evladı, ebeveyni, dostu, öğretmeni, öğrencisi ya da sevgilisidir.
Bir yaşamda açtığınız küçücük bir kapı, belki de fark etmeden o kişinin sözlerine, davranışlarına, kararlarına sızar. O sözler, başka kulaklarda yankılanır. O davranışlar, başka yüreklerde iz bırakır.
İyilik de bulaşıcıdır, kötülük de…
Bu yüzden atılan her adım, söylenen her söz, gösterilen her tavır bir dalga gibi yayılır hayata.
Ve biz farkında bile olmadan, bir zincirin halkası oluruz.
O yüzden yaşarken sadece kendimiz için değil, temas ettiklerimiz için de sorumluluk taşıdığımızı unutmamalıyız.

BİR YAŞAM, KAÇ YAŞAMI ETKİLER?
Bir yaşamı etkilediğimizde, yalnızca bir kişiyi değil, görünmeyen bir zinciri etkileriz.
Çünkü her insan; bir başkasının evladı, bir başkasının ebeveyni,
dostu, sevgilisi, öğretmeni, öğrencisidir.
Bir yaşamda açtığınız küçük bir kapı; o kişinin sözlerine, davranışlarına, kararlarına sızar.
O sözler başka kulaklara, o davranışlar başka yüreklere dokunur.
Kimileyin bir tümce, bir destek,
bir adalet duygusu; kuşaklar boyu aktarılır. Kimileyin de bir haksızlık, bir suskunluk, bir kayıtsızlık; Paynı biçimde çoğalır. Bu yüzden bir yaşamı etkilediğimizde,sayısını asla bilemeyeceğimiz kadar çok yaşamı etkilemiş oluruz.
İyilik de böyle çoğalır,
kötülük de…Seçim her zaman bizimdir.
“Bir yaşamı etkilediğinizde kaç yaşamı etkilemiş olursunuz?” sorusu, sayıyla yanıtlanamayacak kadar derin bir sorudur. Çünkü insan, tek başına duran bir varlık değildir; her birey, görünmez bağlarla başkalarına tutunmuş bir düğümdür. O düğüme dokunduğunuzda, iplerin tamamı titrer.
Bir öğretmenin bir öğrencisine söylediği tek bir tümce , o öğrencinin kendine bakışını değiştirir. Değişen bakış, yıllar sonra kurulan bir aileye, yetiştirilen çocuklara, alınan kararlara yansır. Bir yaşamda atılan küçük bir kıvılcım, hiç tanımadığımız yaşamlarda bir ateşe dönüşebilir. Biz o ateşi ne görürüz ne de sonucunu yaşarız; ama o ateş yanmaya devam eder.
İyilik böyledir. Sessizdir, gösterişsizdir ama kalıcıdır. Birine uzatılan el, bir başkasının da el uzatmasına neden olur. Bir haksızlığa karşı çıkmak, cesareti bulaşıcı kılar. İnsan farkında olmadan başkalarının vicdanına dokunur. Ve vicdan, en güçlü mirastır.
Ama tersini de düşünmek gerekir. Bir kırgınlık, bir umursamazlık, bir suskunluk… Bunlar da zincirleme etki yaratır. Görmezden gelinen bir acı, başka acıların normalleşmesine yol açar. Kırılan bir kalp, farkında olmadan başkalarını kırar. Kötülük de paylaşılır; sessizlikle, kayıtsızlıkla, alışkanlıkla büyür.
Bu yüzden bir yaşamı etkilediğimizde, yalnızca bir insanın kaderine dokunmayız. O insanın dokunacağı tüm yaşamların yönünü de az ya da çok değiştiririz. Etki bazen bir fısıltı kadar hafiftir, bazen bir çığlık kadar sarsıcı. Ama mutlaka iz bırakır.
Belki de bu yüzden insanın en büyük sorumluluğu, kaç kişiye ulaştığını bilmek değil; nasıl ulaştığını düşünmektir. Çünkü bir yaşam, sandığımızdan çok daha fazla yaşama değer.
Acılar, paylaşıldıkça azalır; sevinçler, mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır. Bizler de sevgimizi paylaşalım, mutluluğumuzu çoğaltalım.
Mutlu haftalar dilerim herkese.
Zeki BAŞTÜRK
