ÇÜRÜME, ÇÖKÜŞ, İSTİSMAR VE DEĞERLERİ YOK EDİŞLE VAR OLAN GÜÇLÜ, VARSIL, ŞAN ŞÖHRETLE BESLENEN KİRLİLİK HER YERDE HÜKÜMDAR OLDU.

  • 19 Aralık 2025
ÇÜRÜME, ÇÖKÜŞ, İSTİSMAR VE DEĞERLERİ YOK EDİŞLE VAR OLAN GÜÇLÜ, VARSIL, ŞAN ŞÖHRETLE BESLENEN KİRLİLİK HER YERDE HÜKÜMDAR OLDU.

Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;

Bu atmosferde ne yazık ki çıkar ve ben egosuyla birçok insan parti veya ideolojik farklılık ayırmadan gerçek yaşamlarında bu kirliliğin içinde var olabiliyorlar.
Yazdıklarımın ve göstermeye çalıştığım gerçeklerin birçok insanı hatta kahraman konuma getirilen önder veya etkin insanları rahatsız edeceğini biliyorum.
Ancak bu yozlaşmaya ve kirlenmeye sebep olanları haklı olarak yıllardır iktidarda olan, soygun ve devletin etkin gücüyle kendine biat edenleri koruyan bu sayede varsıllaşan ve azgınlaşanlarda olduğunu düşünebiliriz.
Ancak bu kolaycılık, aynaya bakmadan, gerçeklerden kaçış ve yeni haksızlıkların her yerde hatta kendi içlerinde olduğunu görüp, bilip, göz yummak toplumsal çürümeye ve çöküşe sebep olmaktadır.
Bunları yazmak hiç kolay değil!..
Hatta çok sevilen, korunup kollanan, yoldaş ve yandaş dediğimiz dostlarında nasırlarına basmış olabiliriz.
Ancak yıllardır biriken ve tüm kurumlarda egemen olan bu kirli, çıkarcı, yozlaşmış ve her yere egemen olmuş anlayıştan kurtulmak sadece iktidardakilere seçimlerde kaybettirip iktidara gelmekle olmaz!!!!!
Bu kurtuluş ve yeniden var oluş topyekûn bir arınma, insan haklarına saygılı, eşit yurttaş bilinci ve duyarlılığı ile hakkı-hukuku istismar etmeden objektif olarak kendimizden, evimizden ve tüm aile bireylerimizden başlayarak sağlanmalıdır.
Yıllardır yazan ve gerçeklerden korkmadan elimi taşın altına koyan bir insan olarak yine zor ama kendimizle yüzleşmemizi gerektiren bir yazıyı yazıp paylaşmayı kendine görev saydım.
Bunun için bu yazıda hepimizin bildiği ve asla onay vermediği gitmesi değişmesi için mitingler, eylemler ve sanal medyada topyekûn mücadele ettiğimiz Tek Adam Cuntasında yaşadıklarımızı yazmayacağım.
Bu yazıda çok kırıp dökmeden ve asla yok etmeden kendi içimizdeki yozlaşmaları, sorumsuzlaşmaları, bozulmaları, hırs öfke ve sınırsız güç ile birde inanılmaz servetlere ulaşınca solda görünüp sağa savrulmaları anlatmaya çalışacağım.
İlk önce tüm toplumun ortak paydası olan çocukları aç, gençleri geleceksiz ve kadınları boş tencereye mahkûm eden asgari ücretten başlamak lazım.
Şu an mecliste muhalefet partilerinin milletvekillerinin konuşmalarını dinleyin tüm konuşmaların altına imzamızı atarız.
Ancak çok kere yazdım bir kez daha tekrarlıyorum:
22.000 olan asgari ücretliyi 16.800 TL alan emekliyi güç para ve korunmaya sahip 380.000 TL maaş alan akla gelmeyen farklı olanaklarla beslenen:
Kağıdından, telefonuna, yemeğinden, üstün geçişinden ve gereksiz eleman veya danışmanlarına kadar akıl almaz maliyetlere sahip olan vekiller mi halledecek?
Tüm vekiller, uçak biletine, kendisi ve ailesinin sağlık sorunlarına, implantlı diş yapımlarına, her yerde itibar görmelerine ve ayrıcalıklı olmalarına bakmadan ve bunlardan vazgeçmeden buldukları kürsülerde çakma kahramanlık yapmaları inanın önemsiz ve gereksizdir.
Kimse bu kadar yüksek maaş ve imtiyaza karşı; açık olunca haftada 3 gün el kaldırıp indirerek gereksiz aylar süren tatillerde aynı olanakları kullanarak bu haksız veya asgari ücretlilere göre kabul edilmez olanakları reddetmiyorlar!..
Birde emekliler var ki artık bu konu hepimizin sorunu…
Daha doğrusu bu konu insanlığımızın, vicdanımızın, ahlakımızın ve dürüstlüğümüzün sınavı oluyor.
Ben her gün artık muhalif kanalların hepsine iktidar el koyduğu için sadece halk TV de sürekli olarak parklarda kuru banklarda oturan ve “açız-açız çaresiziz” diyen emeklileri görmekten insanlığımdan utanıyorum!!!
Bu insanlar ömrünü çalmadan, halkın malını soymadan onuruyla çalışıp emekli olmuş ve sonuçta çoğunluğu yalnız bırakılmış bu para ile ekmeğe muhtaç konuma getirilmiş insanları izlerken gerçekten hasta oluyorum…
Bir yanda evlatlarının bakmadığı veya yanız kalmış insanların açlık, yoksulluk, çaresizlik karşısında uğradıkları haksızlık, hukuksuzluk;
diğer yanda sadece iktidar mensupları değil, bizim kendi seçtiklerimizin ailelerinin inanılmaz lüks, şatafat, servet harcanan marka kıyafet, çanta ve aksesuarlarla her gün sanalda boy göstermeleri…
Tövbe-tövbe gel de bu istismara isyan etme:
Hatta bu kesim ismini bilmediğimiz meyve veya yemekleri ve görgüsüzlük örneği sürekli yurtdışı gezilerini paylaşmaları nedense solcu olmaktan taviz (!) vermeyen bizim seçtiğimiz vekillerimizi veya Belediye başkanlarımızı hiç üzmüyor ve utandırmıyor.!!!!!
Hatta bu durumda olanları Sayın Zevat, sürekli:
“Değeri, Kıymetli, vs” gibi tanımlamalarla protokolde en önde yanlarında bulundurmayla adeta “Aşağıdakiler ve yukarıdakiler” olarak sola ve sosyal demokratlara ihanet ediyorlar.
CHP içindeki bu absürt durum ve sürekli “beni görün, beni beğenin ve ben anlatayım, ben konuşayım siz dinleyin…” hatası veya savruluşu ne yazık ki yıllardır aç susuz gerçek sol/sosyal/demokrasi mücadelesi veren örgütü ve yoldaşları üzdü, bıktırdı usandırdı ve sonunda utandırdı.
Örgütte hiç kimse kör ve sağır hele hele aptal hiç değil…
En azından toplama çıkarmayı biliyorlar.
Yıllardır ülkedeki soygun ekonomisinden dolayı tüm mal varlıklarını kaybedenler, oturdukları evi, bindikleri arabayı çocuklarını okutmak uğruna satan ve sonunda açlığa yokluğa mahkûm olan insanlar gerçekleri görüyor ve bu istismar eden anlayıştan nefret ediyorlar.
Özverili halkımız, namuslarından ödün vermeyip çalışıp sürekli kaybederken; inanarak seçtikleri milletvekilleri bu ortamda maaşlarının yüzlerce binlerce katı mal-mülk varlıklarına ve paralara ve ailelerinin yaşadığı şatafata nasıl sahip olduklarını anlayamıyorlar!!!!
SONUÇ:
Binlerce örnek verebiliriz ama “Anlayana sivrisine saz, anlamayana davul zurna az…”
İşte bu absürtlükler başta olmak üzere, kirlenen bu atmosferde; sanatçılar, sunucular, televizyoncular, uyuşturucuyla…
Sporcular, teknik adamlar, kulüp yöneticileri bahis, şike, iddia ile anılıyorlar!..
Aynı anda halkımızın güvenerek seçtiği ve güvendiği belediye başkanları ve yöneticiler siyasi tutsak olarak çoğunluğu Silivri zindanında çile çekiyorlar.
TEK Adam iktidarı 24 yılda ülkemizde bozmadığı, istismar etmediği, tüketmediği ne kurum ne değer ölçümüz kalmamıştır.
Ne diyeyim daha fazla yazmak ve uzatmak istemiyorum ancak:
Biz gibi Keleynaklar, “ya yanlış zamanın insanlarıyız bu nedenle mutsuz ve isyanlardayız, yada insanlık için toplum için yanlış zamanlardayız…
Toplumu başta iktidar sonra ona benzemeye başlayan muhalefetteki çoğunluk ne yazık ki gerçekten çürüttü.
Muhalefetin bir kısmını kendilerine benzetip özellikle vekiller, başkanlar, yöneticiler, sendika ve sivil toplum başkanlarının anlaşılmaz konumda varsıllaşarak aile bireylerinin şatafatına, sorumsuz yaşamlarına hatta emek verenlere saldırgan yapılarına göz yumar oluşları bu kirlenmeye ve tükenişe sebep oldu.
İşte bu durum çürümeyi çöküşü, değerlerimizi yok edişi ve kirlenmenin her alanda hüküm sürmesine sebep oldular.
UYARIM VE RİCAM:
Ülke karanlığa, çağdışılığa ve Ortadoğu bataklığına doğru götürülüyor.
Hiç olmazsa CHP’liler ve özellikle ömürlerini sol ideolojiye inanarak mücadele etmiş yürekli ve onurlu insanlar kendinize gelin ve savrulmayın…
Bu ülke hepimizin ve ölümde yaşamda hepimize aynı uzaklık ve yakınlıkta.
Arakanızdan saygı sevgi ve özlemle anacak güzellikler ve eserler bırakın…
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.
GÜLER BUĞDAY
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ