Koza Han’da Turizm Krizi: Bursa’nın Tarihi Mirası Tehdit Altında mı?

  • 15 Aralık 2025
Koza Han’da Turizm Krizi: Bursa’nın Tarihi Mirası Tehdit Altında mı?

Bursa, tarihi kimliğiyle yalnızca Uludağ gibi doğal güzelliklerle değil; camileri, medreseleri, çarşıları ve özellikle hanlarıyla da Anadolu’nun en önemli kültürel miras şehirlerinden biri olma özelliğini taşıyor. Osmanlı’nın ilk başkenti olan Bursa, yaz ve kış aylarında yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlıyor. Bu ziyaretlerin vazgeçilmez noktalarından biri ise hiç şüphesiz Kapalı Çarşı ve çevresindeki Hanlar Bölgesi, özellikle de Koza Han…

Ancak bugünlerde Koza Han’da tarihi atmosferin gölgesine düşen ciddi bir tartışma gündemde: Vakıflar İl Müdürlüğü ile işletmeler arasında yaşanan kira ve kullanım alanı anlaşmazlığı nedeniyle, Koza Han bahçesindeki masa ve sandalyelerin kaldırılması gündemde. Bu uygulama hayata geçerse, turistlerin soluklandığı, çayını kahvesini içip Bursa’yı sindirdiği o tarihi atmosfer büyük ölçüde kaybolabilir.

Bu durum sadece işletmeleri değil, tüm Bursa’nın turizm imajını zedeleyebilir. Gelen turist, “koskoca Bursa’da çay içecek yer bulamadım” derse, bunun etkisi sosyal medyadan tanıtıma, otel tercihlerinden turlara kadar her alana yansır. UNESCO listesindeki pek çok dünya mirası mekânda ziyaretçilere oturup dinlenebilecek alanlar sunulurken, Bursa gibi bir turizm şehrinde bu imkânın kısıtlanması düşündürücü.

Ayrıca sadece Koza Han değil, bir başka han için daha aynı kararın alınmış olması, “Hanlar bölgesinde neden ayrımcılık yapılıyor?” sorusunu da beraberinde getiriyor.

Bursa’nın turizm potansiyelinden sürdürülebilir şekilde faydalanması için tarihi dokunun korunması kadar, ziyaretçilerin konforu da gözetilmeli. Koza Han’ın geçmişiyle uyumlu, çözüm odaklı bir yaklaşım; hem kültürel mirası korur hem de şehrin ekonomik kalkınmasına katkı sağlar. Aksi halde Bursa, kendi tarihine sırtını dönen bir şehir olarak anılma riskiyle karşı karşıya kalabilir.

KOZA HAN’DA SKANDAL KARAR:
BURSA’NIN TARİHİNE, TURİZMİNE VE AKLINA AÇIK BİR DARBE

Osmanlı’nın ilk başkenti, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Bursa, bugün akıl ve vicdanla izah edilmesi güç bir uygulamayla karşı karşıya. Yüzyıllardır ticaretin, kültürün ve turizmin kalbi olan Hanlar Bölgesi’nin incisi Koza Han’da, Vakıflar İl Müdürlüğü ile işletmeler arasında yaşanan kira ve kullanım alanı anlaşmazlığı bahanesiyle, han bahçesindeki masa ve sandalyelerin kaldırılmasının gündeme gelmesi, kent kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı.

Bu karar hayata geçirilirse, sadece birkaç işletmenin değil; Bursa’nın turizm hafızasının, şehir kimliğinin ve uluslararası itibarının ağır bir darbe alacağı açıkça görülüyor.

TARİHİ MEKÂNI MÜZEYE ÇEVİRİP HAYATI SÖNDÜRMEK Mİ İSTİYORSUNUZ?

Koza Han, sadece taş duvarlardan, kemerlerden ve revaklardan ibaret değildir. Orası; turistin oturup nefes aldığı, çayını içtiği, Bursa’yı hissettiği, fotoğrafını çektiği, kentin ruhuyla bağ kurduğu yaşayan bir mekândır. Masa ve sandalyeleri kaldırmak, Koza Han’ı canlı bir tarih alanı olmaktan çıkarıp, ruhsuz bir taş yığınına çevirmek demektir.

Bugün dünyanın dört bir yanında, UNESCO listesindeki tarihi hanlarda, saraylarda ve meydanlarda ziyaretçilere dinlenme alanları sunulurken; Bursa gibi köklü bir turizm kentinde “oturmak yasak” anlayışıyla hareket edilmesi, çağ dışı ve vizyonsuz bir yaklaşımdır.

TURİST GELİR, OTURACAK YER BULAMAZSA NE OLUR?

Bu sorunun cevabı son derece nettir:
Turist bir daha gelmez.
Geleni de caydırır.

Bursa’ya gelen yerli ve yabancı turistin “Koza Han’da çay içemedim, oturacak yer yoktu” demesi, sadece bireysel bir memnuniyetsizlik değildir. Bu söylem, sosyal medyada, turizm platformlarında, seyahat bloglarında ve tur programlarında zincirleme bir olumsuz etki yaratır. Bunun faturası ise otellere, esnafa, rehberlere ve nihayetinde Bursa ekonomisine kesilir.

AYRIMCILIK MI VAR? NEDEN SADECE BAZI HANLAR?

Kamuoyunda en çok sorulan sorulardan biri de şudur:
Eğer mesele “kullanım alanı” ve “tarihi doku” ise, neden bu karar sadece Koza Han ve bir başka han için uygulanıyor? Hanlar Bölgesi’nin tamamında aynı hassasiyet gösterilmiyorsa, bu durum ciddi bir çifte standart ve ayrımcılık iddiasını beraberinde getirmektedir.

Kural varsa herkes için olmalıdır. Aksi halde bu karar, hukuki değil keyfi bir uygulama olarak tarihe geçer.

SORUN ÇÖZÜM DEĞİL, DAYATMAYLA BÜYÜTÜLÜYOR

Tarihi mirası korumak, yasaklamakla değil; akılla, istişareyle ve bilimsel yöntemlerle olur. Vakıflar İl Müdürlüğü’nün görevi, esnafı ve turizmi karşısına almak değil; ortak bir akılla, Koza Han’ın tarihi dokusuna zarar vermeden kullanımını düzenlemektir.

Masaları kaldırmak en kolay, en kestirme ve en yanlış yoldur. Asıl yapılması gereken; estetik, düzenli, ölçülü ve denetimli bir kullanım modelidir. Aksi yaklaşım, “koruma” adı altında Bursa’nın turizm damarını kesmekten başka bir anlama gelmez.

BURSA KENDİ TARİHİNE SIRTINI DÖNEMEZ

Bursa’nın turizmden sürdürülebilir gelir elde etmesi için sadece taşını toprağını değil, ziyaretçinin deneyimini de koruması gerekir. Tarihi mekânları hayattan koparan anlayış, bu şehre hizmet etmez; zarar verir.

Koza Han’da alınmak istenen bu karar, derhal gözden geçirilmeli; esnafla, turizm paydaşlarıyla ve şehir dinamikleriyle masaya oturulmalıdır. Aksi halde Bursa, “tarihini koruyamayan değil, tarihini yaşatmayı beceremeyen şehir” olarak anılma riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

Bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir.
Aksi takdirde bu kararın vebali, Bursa’nın turizmine ve geleceğine atılmış kara bir leke olarak kayıtlara geçecektir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ