Zeki Baştürk Yazdı: Emperyalizmin İtirafı — Ulus Devlet Korkusu

Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarı Zeki Baştürk, son yazısında Amerikan Büyükelçisi’nin skandal niteliğindeki sözlerini sert bir dille eleştirdi. Büyükelçinin, “Ulus devletler bizim için tehlikeli. Demokrasi işimize yaramıyor” sözlerini hatırlatan Baştürk, bu ifadelerin yalnızca bir diplomatik gaf değil, emperyalist zihniyetin açık bir itirafı olduğunun altını çizdi.

Baştürk, büyükelçinin Osmanlı’ya ve ümmet anlayışına övgüler düzmesini, ulus devlet fikrini zayıflatma hedefinin bir parçası olarak değerlendirdi ve şu çarpıcı tespiti yaptı:

“Bu tümce, bir büyükelçinin dudaklarından dökülen sıradan bir değerlendirme değil; emperyalizmin yüzyıl önce de bugün de hiç değişmeyen korkusunun itirafıdır. Çünkü ulus devlet, özellikle de bağımsızlık düşüncesiyle yoğrulmuş bir ulus devlet, emperyalizmin karşısında dik duran tek gerçek güçtür.”

Zeki Baştürk’e göre bu açıklamalar, Türkiye başta olmak üzere bağımsızlık ruhunu taşıyan tüm milletlere karşı yürütülen sinsi stratejilerin bir yansıması. Ulus devleti zayıflatmak, halkları kimliksizleştirmek, sınırları silikleştirmek; hepsi aynı planın parçaları.

“Bu ülke, bin yıldır bu topraklarda bedel ödeyerek var oldu. Ulus devlet, sadece bir yönetim modeli değil, bu milletin bağımsızlık şuurunun adıdır” diyen Baştürk, yazısını şu sözlerle noktalıyor:

“Ağzındaki baklayı çıkaranlara karşı, biz de yüzyıllık irademizi ve tarih bilincimizi daha gür sesle ortaya koyacağız. Çünkü biz, bu topraklarda emperyalizme asla geçit vermeyen bir milletiz.”

ULUS DEVLETİN KORKUTTUĞU GÜÇLER

Amerikan büyükelçisi , ağzındaki baklayı çıkarmış.
“Ulus devletler bizim için tehlikeli. Demokrasi,  işimize yaramıyor ” diyerek Osmanlı ‘ya ve ümmet düsüncesine övgüler düzmüş.

Bu tümce , bir büyükelçinin dudaklarından dökülen sıradan bir değerlendirme değil; emperyalizmin yüzyıl önce de bugün de hiç değişmeyen korkusunun itirafıdır. Çünkü ulus devlet, özellikle de bağımsızlık düşüncesiyle yoğrulmuş bir ulus devlet, emperyalizmin karşısında dik duran tek gerçek güçtür.

Bu topraklarda ulus devlet düşüncesi bir kişinin iradesiyle değil, bir halkın küllerinden yeniden doğmak için gösterdiği destansı kararlılıkla yaratıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen kurtuluş mücadelesi, yalnızca bir ülkenin işgalden kurtuluşu değildi; dünyaya meydan okuyan bir bağımsızlık manifestosuydu.

Emperyalist güçler için tehlikeli olan da işte budur: Bir ulusun  “kendi kaderini tayin etme” hakkını fark etmesi. ” Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal ‘in düşüncesini benimseyenlerin varlığı.

Atatürk’ün düşüncesi, yalnızca bir ülkeyi ayağa kaldırmakla kalmamış; Asya’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Ortadoğu’ya uzanan onlarca mazlum halka umut olmuştur. Sömürge zincirlerini kırmaya çalışan herkesin yolunu aydınlatmıştır. Çünkü Atatürk, bir ulusun özgürlüğünün ancak akıl, bilim, örgütlü mücadele ve tam bağımsızlık ilkesiyle korunabileceğini göstermiştir.

Bu yüzden, bugün hâlâ bazı çevreler ulus devleti “tehlikeli” görür. Tehlikeli olan ulus devlet değil; bağımsızlık düsüncesinin ve ülküsünün  bir halkın damarlarına yeniden işlemesidir. Tehlikeli olan, hiçbir ülkenin bir başka ülkenin talimatıyla hareket etmemesidir. Tehlikeli olan, “Yurtta barış, dünyada barış ” diyen bir liderin emperyalist hesapları bozan mirasıdır.

Asıl korku şudur:
Atatürk’ün bıraktığı bağımsızlık meşalesi yeniden güçlenirse, emperyalizmin bu coğrafyadaki oyunlarının bozulacağını çok iyi bilmeleri.

Bugün ulus devlet kavramını tartışmaya açanlar, aslında kendi çıkarlarını korumak için maskelerini düşürmektedir. Fakat unuttukları bir gerçek var:
Bu ülke, mandayı reddeden bir iradenin, bağımsızlık için gövdesini siper eden bir ulusun  mirasıdır.

Ve o miras hâlâ canlıdır.
Yeter ki unutmayalim, animsayalım; yeter ki sahip çıkalım. Emperyalist güçler, ülkemizi bölmek ve parcalamak isteyenler,  hiç düş görmesinler. Atatürk ilke ve devrimlerine inananlar, O’nun açtığı aydınlık yolda yürüyenler, Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek yaşatmaya kararlıdır.

Zeki BAŞTÜRK