“İfade Özgürlüğü ve Toplantı Hakkı Engellenemez”

Bursa Barosu’ndan Protestolara Yönelik Hukuksuz Müdahalelere Tepki…

Bursa Barosu, İstanbul’da gerçekleşen Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi sırasında, Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) yaşanan çocuk ölümlerini protesto eden öğrencilerin gözaltına alınması ve tutuklanmalarına sert tepki gösterdi. Baro, bu tür eylemlerin tamamen demokratik hak kullanımı niteliğinde olduğunu belirterek, protestoların engellenmesinin ve katılımcıların tutuklanmasının hukuksuz ve kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Bursa Barosu’nun açıklamasında, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve toplantı hakkına dikkat çekildi. Baro, barışçıl gösteri ve toplantı hakkının, demokratik bir toplumun temel ilkelerinden biri olduğunun altını çizerek, bu hakların hiçbir koşulda kısıtlanamayacağına işaret etti. Bu bağlamda, geçtiğimiz günlerde 17 öğrencinin gözaltına alınması ve 16 öğrencinin “2911 sayılı yasaya muhalefet” ve “mala zarar verme” suçlamasıyla tutuklanması, hukuki bir ihlal olarak nitelendirildi.

Açıklamada, özellikle çocuk işçiliği ve iş cinayetlerine karşı yapılan protestoların, kamuoyunu bilinçlendirme adına önemli bir toplumsal sorumluluk taşıdığına vurgu yapıldı. Baro, bu tür eylemlerin cezalandırılmasının, toplumsal adaletin sağlanmasına yönelik ciddi bir engel teşkil ettiğini belirterek, çocuk işçiliği ve iş cinayetlerine karşı duyarsızlığın, demokratik hakların ihlaliyle pekiştiğini ifade etti.

Uluslararası Hukuk ve AİHM İçtihatları

Bursa Barosu, yalnızca Türkiye’deki iç hukukun değil, uluslararası düzeydeki yargı kararlarının da toplantı ve gösteri özgürlüğüne dair belirleyici olduğunu belirtti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları, barışçıl toplanma ve gösteri hakkının, şiddet içermediği sürece hiçbir şekilde engellenemeyeceğini ortaya koyuyor. Bu çerçevede, Bursa Barosu, demokratik toplum düzeninin ve çoğulculuğun güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.

Yargının Rolü ve Hukukun Üstünlüğü

Bursa Barosu açıklamasında, yargının bağımsızlığının önemine değinerek, hukuksuz müdahalelere karşı nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğine dair sorular gündeme getirdi. Baro, demokratik hukuk devleti ilkelerine ve bireylerin özgürlüklerine yönelik keyfi müdahalelerin, hukukun üstünlüğü ilkesine dayalı bir mücadelenin gerekliliğini ortaya koydu.

Son olarak, Bursa Barosu, toplumsal sorunlara karşı duyarlı olan ve bu sorunları protesto eden öğrencilerin ve öğretmenlerin tutuklanmasının hukuk dışı olduğunu belirterek, bu tür müdahalelere karşı hukuk çerçevesinde kararlı bir mücadele yürüteceklerini ifade etti. Bu açıklama, hukuk ve demokrasi adına daha güçlü bir dayanışma çağrısı olarak değerlendirildi.

Bu olay, sadece Türkiye’deki hukuki sistemin değil, aynı zamanda toplumsal sorumlulukların ve insan haklarının korunması adına önemli bir dönemeç oluşturuyor.