Cizre’de Kukla Tiyatrosu: Devlet Ciddiyetine Aykırı Gövde Gösterisi

  • 05 Aralık 2025
Cizre’de Kukla Tiyatrosu: Devlet Ciddiyetine Aykırı Gövde Gösterisi

Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazarı  Ali Yazır kaleme aldı.

Kukla Kürt Barzani sözde bir konferans için Cizre’ye geliyor. Burada buraya kadar kimsenin bir itirazı yok. Bellik ki,
Cizre bir provokasyon için dizayn
edilmiş. Tamamen resmi protokole, devlet tahammüllerine aykırı bir şekilde
ellerinde M16 veya M4 benzeri uzun namlulu silahlarla sözde koruma olan
görevliler sözde Kürdistan bayrağını omuzlarına takarak gövde gösterisi yaptılar. Bizim özel harekat polislerimize de dik dik bakarak, “Ne varmış? İşte biz böyle meydan okuruz.” demeye getirdiler. Bunun üzerine Sayın Devlet Bahçeli “Bu yasa dışıdır. Böyle bir ziyaret tarzı olmaz”. Deyince Barzani’nin Ofisinden tüyleri diken diken eden o açıklamaya geldi. “Biz Allah’ın Bahçeli’ye hidayet verdiğini zannediyorduk” ve ağza alınmayacak laflar ettiler.
Kınamaya gerek yok. Bu adamlar Cumhuriyetten 3 asır öncesine de döndüğümüzde burada yoktu. Osmanlı kayıtlarını açalım ve kimin nereden getirildiğini, kimin kim olduğu apaçık ortaya çıkacak. O zaman herkes belki susar! Türk milleti olarak beklentimiz şudur. Başta ağıza alınmayacak bu cümleleri kimler yazdırdıysa, bu açıklamayı kimler yaptırdıysa bunların hepsi teker teker tespit edilmeli ve Türkiye’ye getirilip Türk bayrağının önünde hesap sorulmalıdır. Bitmedi. Bu adamlar bizim sınırlarımızın içine girdikten sonra sınır kapısında bunların ellerindeki silahları gören güvenlikten yetkili amir yok muydu? Arabaları aramadı mı? Hadi diyelim aramadı. Bu bölgeye geldiği zaman ellerinde bu silahlarla cirit atarken yine oranın yetkili amirleri kimse emir verip gidin bunları toplayın niye demedi? Bu kadar basiretsiz güvenlik sorumlusu olabilir mi? Burası devletimizin iç işleri ile alakalı bir soruşturma konusudur. Türk milleti Mutlaka sorumlular bulunacaktır diye düşünmek istiyor. Barzani’ye bunları kim söyletti? Yoksa bunlar kendi fikri miydi? Kendi fikriyse özgürlüğü, ona verilen destek elinden alınmalı. Bunlar Türk devletinin gücüyle ortaya çıkartılıp hesap sorulmalıdır.

Burası sıradan bir ülke değildir. Kabile yöneten birileri, Türk milletine hakaret edemez.
Ayrıca gözlerden kaçan diğer detay ise bu adam Cizre sokaklarında dolaşırken adeta
büyük bir devlet adamıymış gibi tezahüratlara boğuldu. O tezahüratları yapanlar kim ise onlar da bulunmak zorundadır. Aksi halde o bölgeyi yarın kurtarılmış bölge olarak ilan etmeye de kalkacaklar demektir. Hendek olayları hala tazeliğini koruyor.
Bu iş böyle devam edemez. Herkes yerini ve haddini bilmek zorundadır. Bizler
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahibi olan Türk milleti olarak bu kadar sabırlı davranarak kardeşlikten, barıştan bahsederken bunların hiç çekinmeden meydan okumaları bize tarihte yaşadığımız 38 Kürt isyanını aklımıza getiriyor. Evet, tarihlere bakarsanız isyanlar silsilesini görürsünüz. Dünyadaki hiçbir devlet kendine karşı isyan başlatmış bir yapıyı 38 defa bu ayaklanmayı yapmasına rağmen onları topraklarında tutmaz.
Zira sabır bir yere kadardır. Türk milletinin artık bu konuda sabrı kalmamış durumda. Bu da yetmezmiş gibi. Bese Hozat denilen örgüt mensubu terörist açıklamaları, bardağa taşıran son damla oldu. “Bizimle birlikte yaşayamazsalar Türkiye’nin geleceği karanlık olacak.” dedi. Şu lafa bir bakar mısınız? Bekle seninde defterini yakında dürerler…
Türkiye Cumhuriy
eti ne adım attıysa yıllardır hiç değişmedi. Her bir karşılığı daha fazla taviz vereceksin.
Neymiş? Af istemiyorlarmış.
Ne istiyorlarmış? Eşitlik.
Şu ülkede neyi eşitsiz buluyorlar da eşitlikten bahsediyorlar?
Yani farklı bir hukuk sisteminde mi yargılanıyoruz?
Farklı okullara mı gidiyoruz?
Sen Kürtsün diye doktor olamazsın, avukat olamazsın, hakim olamazsın mı? Bunları mı diyoruz biz?
Ulan bu ülkede her zorluğa göğüs geren,sıkıntı çeken biz Türkleriz.
Türklerin sinir uçlarıyla oynadığında nelerin olacağını hiç kimse tahmin bile edemez. Başı önündeki Türk milletinin sabrı bitmek üzere. Özgürlük ararken ceplerinizdeki kimliklerinizi de kaybederseniz, sonra ağlamayın. Biz devleti yıkmak istiyoruz demiyorlar da farklı yoldan bunu yaptırmanın derdindesiniz biliyoruz sizi.
Türk devleti kardeşlik barış dedikçe eş zamanlı olarak bir taraftan PKK, diğer taraftan Barzani hücuma geçtiler. Biz Türk milleti diyoruz ki; Biz kardeşlik dilinden, birlik dilinden, ortaklık dilinden konuşuyoruz ama birileri hep bu etnikçi, ırkçı dilden konuşuyor.
Sabır bir yere kadardır.
Bugüne kadar hep biz kardeştik dedik. Peki yarın bunu kabul etmeyenlere karşı “Türk milleti birlik halinde biz de sizi kabul etmiyoruz. Sizinle kardeş falan değiliz” derse ne olacak? Ne olacağını bu dünyada kimse tahmin bile edemez. Akıbetinizi hayallerinizden bile geçiremezsiniz. Anlayın artık, çok olmaya başladınız.
Bu konuda bu bölücülere karşı en iyi karşılığı yine vatanına, milletine, dinine bağlı Kürt kardeşlerimiz verecektir diye düşünüyorum. Çünkü onlar cevabını verirse bölücüler de hak ettiği yere gideceklerdir.
Bozkurt olmak bir şereftir. Herkes bozkurt olamaz. Türk milliyetçisi olmak, kimsenin diline, dinine, rengine, soyuna bakmadan aynı çatı altında kardeş olarak kendi vatanını savunmaktır.
Türk milliyetçiliği Anadolu’yu ilelebet yurdu olarak görüp bunu savunmanın mücadelesidir.
Devlet içeride terörsüz Türkiye kapsamında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kalpleri kırıyor Hepimizin sinirleri geriliyor
Kabul edilemez, yapılmaması gereken şeyleri görüyoruz. Ortada duran 40.000 şehit varken, şehit ailesi varken ben bunu kabullenemiyorum.
Kabullenmeyeceğim de.
Ama devletimin bir planı vardır diye de düşünmek istiyorum.! İnşallah yanılmam

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ