Cezaevlerinde Gerçekler: Suça Sürüklenen Çocuklar da Aynı Koşullarda Yaşıyor
Araştırmacı Yazar: Murat Çakmak
Son dönemlerde sosyal medyada, suça sürüklenen çocukların cezaevlerinden çekilmiş görüntüleri sıkça paylaşılmaya başladı. Bu videolar, toplumda büyük yankı uyandırırken, kamuoyunda “Cezaevlerinde yaşam koşulları nasıl?” sorusunu da gündeme getirdi.
Biz de cezaevlerindeki günlük yaşamı, yemek menülerinden görüşme haklarına, “pembe oda” uygulamasından kantin sistemine kadar tüm yönleriyle araştırdık.
Üç Öğün Yemek, Haftada Bir Balık veya Et Menüde
Cezaevlerinde mahkûmlara sabah, öğle ve akşam olmak üzere günde üç öğün yemek veriliyor. Haftada bir gün menüye balık, et veya tavuk ekleniyor.
Örnek bir günlük menü şu şekilde:
-
Sabah: Omlet, domates, zeytin, ezogelin çorbası, ekmek
-
Öğle: Fırında uskumru, roka salatası, şalgam
-
Akşam: Ekşili köfte, börek, soğan salatası
Bir öğün yemeğin devlete maliyeti yaklaşık 43 TL. Ayrıca mahkûmlar, özellikle açık cezaevlerinde, haftada bir kez ücret karşılığında kebap siparişi verebiliyor.
Peki, siz haftada bir kez uskumru, et veya tavuk yiyebiliyor musunuz?
Görüntülü Görüşme, Kamera Sistemi ve Disiplin
Mahkûmların ayda bir kez 30 dakikalık görüntülü görüşme hakkı bulunuyor. Bu süre ister tek seferde, ister parçalara bölünerek kullanılabiliyor.
Cezaevlerinin koridorları ve ortak alanları tamamen kamera sistemiyle izleniyor. Bu sayede son yıllarda fiziksel şiddet ve dayak olaylarının büyük ölçüde azaldığı ifade ediliyor.
“Pembe Oda” Uygulaması: 3 Ayda Bir Özel Görüşme
Cezaevinde disiplin cezası almamış, iyi halli mahkûmlar üç ayda bir “pembe oda” görüşmesi yapabiliyor.
Bu özel uygulamada eşler yaklaşık 3 saat bir arada kalıyor ve hijyen paketi temin ediliyor.
Ayrıca resmi tatil ve bayram günlerinde açık görüş hakkı tüm mahkûmlara tanınıyor.
Koğuşlar, Hizmetler ve Şartlar
Taciz ve tecavüz suçluları, diğer mahkûmlardan ayrı koğuşlarda tutuluyor; görüş hakları da kısıtlanıyor.
Cezaevlerinde sıcak su, kalorifer ve vantilatör imkânı mevcut, ancak bazı mahkûmlar koğuşların aşırı kalabalık olduğundan şikâyet ediyor.
Tıraş hizmeti ücretsiz, ancak terzi hizmeti ücretli.
Kantinlerden eksik ürünler, mahkûmların kullandığı “yazdırma sistemi” üzerinden temin edilebiliyor.
Avrupa Birliği Uyum Yasaları Kapsamında Düzenlemeler
Cezaevlerindeki mevcut sosyal ve fiziki imkânların büyük bölümü, Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında düzenlenmiş durumda. Bu yasalar, insan haklarına uygun barınma ve iletişim koşullarını güvence altına almayı amaçlıyor.
Uyuşturucu Girişi ve Güvenlik Açıkları
Zaman zaman infaz koruma memurları veya avukatlar üzerinden cezaevlerine uyuşturucu madde sokulduğu yönündeki haberler kamuoyuna yansıyor.
Bazı durumlarda avukatların üzeri aranmadığı için x-ray cihazlarıyla tespit yapılamadığı belirtiliyor.
Basına yansıyan bazı örnekler:
-
Cezaevine uyuşturucu hap sokmaya çalışan avukat tutuklandı – Yeni Şafak
-
Samsun’da cezaevine uyuşturucu sokan avukata 20 yıl hapis – Yeni Şafak
-
Mahkûmlara uyuşturucu satan infaz koruma memurundan “Hannibal” savunması – Cumhuriyet
Suça Sürüklenen Çocuklar Aynı Ortamda
Bu haberin hazırlanmasındaki en çarpıcı gerçeklerden biri, suça sürüklenen çocukların da tıpkı yetişkin mahkûmlar gibi bu koşullar altında yaşamaları.
Tecavüzcüler, hırsızlar, uyuşturucu baronlarıyla aynı sosyal haklara sahip olmaları, toplumun vicdanını derinden yaralıyor.
Sonuç: Ceza, Islah mı, Alışkanlık mı?
Cezaevleri yalnızca kapatılma değil, ıslah edilme yerleri olmalı. Ancak bugün gelinen noktada, özellikle genç yaşta suçla tanışan çocukların bu ortamda gerçekten ıslah olup olamadığı tartışmalı.
Araştırmacı Yazar Murat Çakmak, bu araştırmayı şu cümleyle noktalıyor:
“Cezaevleri adaletin değil, adaletsizliğin aynası haline gelmemeli.
Orada büyüyen bir çocuk, dışarıda kaybolan bir gelecektir.”