BÜYÜK RESİM: TÜRKİYE, YENİDEN BİR SAVAŞIN EŞİĞİNDE Mİ?

Dünya, tarihin belki de en kritik ve karmaşık dönemeçlerinden birini yaşıyor. Ukrayna-Rusya savaşının küreselleşme ihtimali, Siyonist İsrail’in Filistin’e yönelik soykırım politikası ve terör operasyonları, PKK elebaşının pervasız Kıbrıs söylemleri… Tüm bunlar yaşanırken, Yunanistan’ın değişmeyen Türkiye düşmanlığı üzerine kurulu dış politikası, sahnenin tozunu artırıyor. Ancak tüm bu parçaları birleştiren asıl mühür, 33046 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 16 bakanlıkta kurulan acil durum savunma başkanlıklarıdır.
Büyük resim, Türkiye’nin bir savaşa hazırlandığı sinyallerini veriyor.
Suriye ve Kıbrıs: Siyonist Kuşatma Altında Komşuluk
Jeopolitik denklemde, Suriye şimdilik kontrol altına alınmış görünse de, tehlike tam olarak ortadan kalkmış değil. İsrail’in Golan’dan çıkmaması ve sözde Dürzilerin hamiliğini üstlenmesi, Türkiye için sürekli bir tehdittir. Daha önceki yönetim döneminde Suriye, bir sınır güvenliği sorunu iken; devrim sonrası artık Türkiye, fiilen İsrail ile komşu olmuştur.
Ancak asıl kritik nokta Kıbrıs. Yıllardır kırmızı çizgilerimizin en önemlisi olduğunu vurguladığım bu ada, Siyonist aklın Filistin modelini uyguladığı yer haline geldi. Güney Kıbrıs’ta toprak satın alıp yerleşim yerleri kurma çabalarının tek amacı, “Arz-ı Mevud” idealleri gereği tüm adayı kontrol altına almaktır. Karşısında Suriye’deki gibi yine Türkiye vardır. Yani, Kıbrıs adasında da İsrail ile yine komşu olduk.
Kıbrıs seçimlerinde federasyon destekçisi Tufan Erhürman’ın kazanması, Ersin Tatar’ın beklendiği anda, Siyonist planın işleyişi açısından büyük bir handikap teşkil etmektedir.
Ukrayna ve Yunanistan: NATO’nun İleri Karakolları
Ukrayna-Rusya savaşında, İngiltere Rusya’yı yıpratma stratejisiyle Ukrayna’yı desteklerken, ABD’nin Zelensky’ye silah vermekteki tereddüdü, savaşın seyrinin belirsizliğini koruyor. Türkiye’nin yıllardır titizlikle uyguladığı denge politikası her iki tarafla da sıcak ilişki sürdürse de, savaşın Avrupa sathına sıçraması an meselesidir. Bu durumda AB-NATO ikilisi, Avrupa’nın ileri karakolu olan Ukrayna adına, Türkiye’den taraf olmasını isteyecektir. Bu zorlu denklemde taraf olmak mümkün görünmemektedir. Zelenski’nin Yahudi kökeni ve İngiltere’deki Siyonist yükseliş de bu meselenin dini-politik arka planını güçlendirmektedir.
Yunanistan ise, Avrupa’nın diğer bir ileri karakolu, ABD mandası ve sürekli Türkiye düşmanlığı üzerine kurulu bir dış politikayla didişmeye devam etmektedir. Olası bir müdahale durumunda AB-NATO-ABD üçlüsünün kendisini yalnız bırakacağını bilmesine rağmen haylaz küçük kardeş rolünü sürdürmektedir. Kıbrıs konusunda da karşımıza çıkma gayreti içinde olacaktır.
33046 Sayılı Kararname: Harp Hazırlığı mı?
Tüm bu jeopolitik gerginlikler ışığında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan 33046 numaralı kararnamenin zamanlaması manidardır. Bu kararname ile 16 bakanlıkta kurulan ilgili başkanlıklar, yalnızca afet ve acil durumlara değil, aynı zamanda “SEFERBERLİK ve SAVAŞ HALİ hazırlıklarına” ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesini takip ve koordine edecektir.
Dışişleri Bakanının geçtiğimiz günlerde “askeri seçeneği” dile getirmesi, Suriye ve Kıbrıs’ta soykırımcı İsrail ile komşu olma gerçeğimiz ve bu kararname… Bütün bunlar, bir “savaş hazırlığı” ihtimalini ciddi şekilde yükseltmektedir.
Avrupa Birliği’nin sürekli olarak vatandaşlarına 72 saat yetecek gıda stoğu, mum ve pilli radyo bulundurma çağrısı yapması; Türkiye’nin 81 ilde sığınak yapım programını 120 günde tamamlamak üzere hızlandırması ve işgalci İsrail’in Gazze saldırılarını “durdurmuş gibi” yapması da bu küresel gerginliği destekleyen diğer işaretlerdir.
Görünen o ki, dünya büyük bir savaşa sürükleniyor. Maksat, bu olasılıkları sadece dile getirmek değil, hazırlıklı olmaktır.Türkiye, her zamanki gibi stratejik bir yol ayrımında.
Selam ve dua ile.
Okan AŞCI