“Müslüman Ortak Barış Gücü” Çağrısı

  • 09 Ekim 2025
“Müslüman Ortak Barış Gücü” Çağrısı

Prof. Dr. Naki Erdemir’den BM Eleştirisi ve Somut Öneriler

Ankara — Hak ve Kardeşlik Hareketi Genel Başkanı Prof. Dr. Naki Erdemir, Birleşmiş Milletler’i (BM) sert bir dille eleştirerek, Müslüman ülkelerin ortak bir barış gücü kurmalarını zorunlu kılan siyasi, hukuki ve ahlaki gerekçeleri içeren kapsamlı bir çağrıda bulundu. Erdemir, bugün yayımladığı uzun açıklamada BM’nin kuruluş amacının ve işleyişinin Siyonist planlarla şekillendiğini iddia etti; uluslararası sistemin Müslümanların çıkarlarını korumakta yetersiz kaldığını öne sürdü.

BM’ye ağır eleştiri: “Veteran çıkarların teşkilatı”

Erdemir, merkezi New York’ta bulunan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın kuruluşundan bu yana İsrail’in kurulması ve korunmasına hizmet eden bir yapı haline getirildiğini savundu. Açıklamasında BM’nin kuruluş kararlarından, veto hakkına sahip beş ülkenin yapısına ve 160 üyeli örgüt içinde 46 Müslüman ülkenin veto hakkından yoksun olmasına atıf yaparak, “BM’nin 67 yıllık icraatında emperyalizm ve siyonizmin çıkarları korunmuştur; Müslüman toplulukların aleyhine kararlar sıklıkla alınmıştır” ifadelerini kullandı.

“Müslümanlar kendi teşkilatını kursun” önerisi

Erdemir’e göre çözüm, bağımsız Müslüman ülkelerin ve Müslüman toplulukların bir araya gelerek kendi uluslararası teşkilatlarını kurmalarıdır. Bu teşkilatın hedefi, “yeryüzünde kuvvetin değil, hakkın hâkim olması” olacak; yaklaşık 1,5 milyarlık Müslüman nüfusu temsil ederek dünya siyasetinde ortak ve güçlü bir etki yaratacaktır. Erdemir, böyle bir örgütün yalnızca Müslümanların değil, dünyadaki diğer mazlum halkların da hak arayışlarına katkı sağlayabileceğini belirtti.

REKLAM ALANI

Kur’anî dayanak: Arabuluculuk ve müdahale yetkisi

Metninde Kur’an ve sünnetten alıntılar da kullanan Erdemir, İslam kaynaklarına dayanarak üye ülkeler arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklarda önce arabuluculuk ve uzlaştırma mekanizmalarının işletilmesi gerektiğini; haksız tarafın çözüm aramaması durumunda ise ortak güçle müdahale edilebileceğini savundu. Özellikle Hucurat Suresi 9. ayete atıf yaparak, “Müminlerden iki topluluk çarpışacak olursa aralarını bulup düzeltin” emrinin, Müslüman toplulukların kendi aralarındaki anlaşmazlıkları önlemek üzere örgütlenmesini dinen emrettiğini kaydetti.

“Müşterek Barış Gücü”nün yapısı ve işleyişi

Erdemir, önerisini somutlaştırdı; kurulması planlanan “Müşterek Barış Gücü”yle ilgili başlıca unsurlar şunlar olacak:

  • Üye ülkelerin nüfusları ve maddi güçleri oranında asker tahsis etmeleri,

  • Ortak eğitim ve tatbikat programlarıyla birlik içinde hareket edebilme kapasitesi,

  • Göreve katılan askerlerin Kuran ve sünnete dayalı, İslamî ilkeler çerçevesinde eğitim alması; insan hakları ve hukuka saygının öncelenmesi,

  • Ülkelerden birine yönelik saldırının tüm üyelere yapılmış sayılması ilkesi,

  • Öncelikle arabuluculukla çözüm aranması; arabuluculuğun başarısız olduğu durumlarda bağlayıcı kararlar ve gerektiğinde güç kullanımı.

Erdemir, bu gücün amacını “askeri güç kullanmak değil, caydırıcılık sağlamak ve hak ile adaleti temin etmek” olarak tanımladı.

Batı müdahalelerine karşı önleyici ihtiyaç

Açıklamada Erdemir, Batı müdahalelerinin Irak ve Libya örneklerini anımsatarak, yerel rejimlere yönelik dış müdahalelerin bölge ülkelerinin kaynaklarına el koyma, altyapıyı tahrip etme ve halkları bağımlı hale getirme gibi sonuçlar doğurduğunu savundu. Bu nedenle, Müslüman ülkelerin kendi iç meselelerinin dış aktörler tarafından istismar edilmesini önlemek için ortak bir mekanizmaya sahip olmaları gerektiğini vurguladı.

Dini ve tarihsel referanslar: Said Nursî ve stratejik vizyon

Metinde ayrıca Said Nursî’den yapılan bir alıntıya yer veren Erdemir, Nursî’nin “milyonların efradı bulunan ordular olacak” ifadesinden hareketle, NATO benzeri ama insanları bombalamak için değil, adaleti ve güvenliği sağlamak için kullanılacak büyük bir müşterek gücün hayal olmadığını, uygulanabilir bir vizyon olduğunu savundu.

Hangi sorunlara müdahale edilecek?

Erdemir, müşterek gücün yalnızca devletler arası sınırlı çatışmalarla değil; rejimler ile halklar arasında çıkan derin ihtilafların, ayaklanmaların ve dış müdahalelere zemin hazırlayan iç karışıklıkların çözümünde de görev alması gerektiğini belirtti. Amaç, iç karışıklıkların dış güçler tarafından manipüle edilmesini engellemek ve halkların maruz kaldığı tahribatı önlemektir.

Sonuç ve çağrı

Prof. Dr. Naki Erdemir açıklamasını, Müslüman ülkelerin birlikte hareket etmelerinin zorunlu ve iktizaî olduğunu vurgulayarak sonlandırdı. Erdemir, Kur’anî emre atıfla “Müslümanların kendi aralarında örgütlenmeleri ve hak ile adaleti sağlamaya yönelik bağlayıcı mekanizmalar kurmaları” gerektiğini söyledi; bunun hem bölgesel istikrar hem de uluslararası adalet açısından kaçınılmaz olduğunu öne sürdü.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ