“Eksik Açılan Meclis ve Duvarlarda Asılı Egemenlik”

  • 03 Ekim 2025
“Eksik Açılan Meclis ve Duvarlarda Asılı Egemenlik”

Zeki Baştürk | Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazısı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 2025-2026 yasama yılına eksik ve yaralı girdi. Cumhuriyet’in kalbi olan, Kurtuluş Savaşı’nın karargâhı, halkın iradesinin temsil makamı olan TBMM’ye bazı siyasi partiler bilinçli şekilde katılmadı.

Bu eksiklik sadece fiziki bir yokluk değil; demokrasinin temel taşı olan temsiliyetin erozyonudur.

REKLAM ALANI

Kapısında büyük harflerle yazan o anlamlı söz hepimizin ezberinde:
“Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.”
Ancak bu söz bugün sadece mermer duvarlarda mı yaşıyor? Yoksa gerçekten halkın iradesi, karar süreçlerine yön veriyor mu?

Meclis’in bugünkü tablosuna bakıldığında, bu soruya iyimser bir yanıt vermek zor.
Milletvekillerinin sunduğu yasa teklifleri ya rafa kaldırılıyor ya da gündeme dahi alınmıyor.
Araştırma önergeleri, halkın taleplerini yansıtmasına rağmen, çoğunluğun “ret” butonuna mahkûm ediliyor.

Özellikle muhalefetin, eğitimden sağlığa, yolsuzluktan afet yönetimine kadar verdiği birçok öneri, sadece “karşı taraftan geldiği için” dikkate alınmıyor.
Oysa bu öneriler halkın sesidir, milletin iradesidir.

Meclis’in asli görevi, iktidar partilerinin talimatlarını yerine getirmek değil, milletin sorunlarına çözüm arayan bir aklı temsil etmektir.
Bugün ise Meclis’in büyük oranda bu kimlikten uzaklaştığı, sadece formalite icabı toplandığı bir düzen kurulmuş durumda.

Bu tabloyu tersine çevirmek, sadece milletvekillerinin değil, halkın da görevidir.
Çünkü demokrasi, sadece seçim sandığında değil, seçilenlerin her adımında denetimle hayat bulur.

Egemenlik sadece duvarda değil, gerçekten milletin elinde mi?
Yoksa sembollerle oyalanan bir halk mıyız artık?

Cevabı vicdanlarda saklı…

İşte o yazının tamamı ….

PROTESTO MU? TEPKİ Mİ?

Türkiye Büyük Millet Meclisi ( TBMM) bu yıl eksik açıldı.  Cumhuriyet’in en temel kurumlarından biri  olan TBMM’ye kimi partiler katılmadı. Kurtuluş Savaşı’nı yöneten, düşmanı yurdumuzdan kovan, gazilik ünvanını kazanan  TBMM’nin  kapısında yazan söz, hepimizin belleğine kazınmış durumda: “Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur.”  Peki, bu söz sadece duvarlarda mı yaşıyor, yoksa gerçekten yaşamımızda da karşılığını buluyor mu?

Bugün baktığımızda Meclis’in işleyişi konusunda birçok soru işareti var. Yasa önerileri  çoğunlukla milletvekillerinden değil hükümet kanadından geliyor. Milletvekillerinin verdiği yasa önerileri gündeme dahi alınmıyor. Araştırma önergeleri ise çoğu zaman “reddedildi” damgasını yemekten öteye geçemiyor. Muhalefetin önerdiği araştırmalar toplumun yararına  olsa bile, partiler arası kutuplaşmanın gölgesinde yok oluyor.

Kartalkaya’da yaşanan otel yangını, Soma’daki madencilerin ölümü, kadına şiddet ve kadın cinayetleri, tren kazası, orman yangınları,  yurtlarda yaşanan ihmallerin hiçbiri araştırılmadı, sorgulanmadı, sorumlular yargılanmadı.

Komisyonlar çalışıyor mu?  Kâğıt üzerinde çalışıyor görünse de gerçeği yansıtmıyor.  Gerçek anlamda bir tartışma, bir ortak akıl üretimi var mı? Çoğu zaman komisyondaki çoğunluk, muhalefeti susturuyor ve süreci hızla genel kurula taşıyor. Meclis kürsüsü, halkın vekillerinin özgürce konuşabileceği bir yer olmaktan çok, belirlenmiş sınırların içinde söz hakkı verilen bir platforma dönüşüyor.

Denetim mi? Meclis’in asli görevi olan yürütmeyi denetleme işlevi, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra oldukça zayıfladı. Eskiden hükümetin her icraatı Meclis’te tartışılır, soru önergeleriyle bakanlar hesap verirdi. Bugün ise bakanlar milletvekillerinin sorularına cevap vermek zorunda bile değil. Böyle olunca “Meclis gerçekten denetliyor mu?” sorusu doğal olarak zihinleri kurcalıyor.

Sonuçta ortada bir çelişki var: Kapıda yazan “Egemenlik kayıtsız koşulsuz  ulusundur” tümcesi  ile uygulamada  işleyen sistem arasındaki uçurum giderek büyüyor. Meclis’in halkın gerçek iradesini yansıtan, toplumun sorunlarını tartışıp çözüm üreten, denetleyen bir kurum olması gerekirken; bugün çoğu zaman iktidar partisinin onay makamına indirgenmiş gibi görünüyor.

Kimi partiler,  bugünkü açılışa katılmadı. Çeşitli yorumlar yapılıyor bu konuda. Kimisi bir protesto bu diyor, kimisi bir uyarı.

Eğer demokrasi yalnızca sandıktan ibaret değilse, Meclis’in işlevi ve gücü yeniden tartışmaya açılmalı. Çünkü egemenlik gerçekten ulusta olacaksa, o güç yalnızca seçim günü değil, her gün TBMM’nin çatısı altında hissedilmeli. Yasa önerileri görüşülmeli,  araştırma komisyonları her konuyu en ince ayrıntısına dek araştırmalı, her görüş ve öneriye saygı duyulmalı. Halkın yararına olacak her öneri , yasalaşmalı.  Demokrasi, ancak böyle işlerlik kazanır.

Zeki BAŞTÜRK

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ