YUNT’UN “İMGENİN ONURU” BAŞLIKLI PODCAST YAYINININ ON İKİNCİ KONUĞU HERA BÜYÜKTAŞCIYAN

YUNT, yazın bilimci ve sanat kuramcısı Zeynep Sayın tarafından hazırlanıp sunulan “İmgenin Onuru” başlıklı podcast yayınının on ikinci bölümünde sanatçı Hera Büyüktaşcıyan’ı konuk etti. Bölüm, Büyüktaşcıyan’ın sanat pratiğinden hareketle tarihsel kırılma anlarını ele alarak tanıklığın ve yeniden inşanın olanaklarını sorguladı.
Svetlana Boym’un ortaya koyduğu “ruinophilia” (harabeseverlik) kavramına atıfta bulunarak “harabe estetiği”nin bellek ve anlam üretimi ile ilişkisine değinen Büyüktaşcıyan, nostaljinin bugünü ve geleceği yadsımayla sonuçlanabileceğine dikkat çekti. Yıkımın ve yeniden inşanın döngüselliğine vurgu yapan sanatçı, pratiğini net cevaplar sunmaktan ziyade yeni anlam ve çağrışımların oluşumuna olanak tanıyan bir sürecin parçası olarak nitelendirdi:
“Yıkımın, yeniden inşanın kendi içinde bir döngüsü var ve bu döngü içinde aslında kendini sürekli yenileyen bir sistem de var. Genel olarak pratiğimde galiba benim hep yaklaşmaya çalıştığım şey de böyle, yani belli bir mesafeden bakmak ama o mesafeden bakarken herhangi bir elementin her türlü açısından ele alarak geçmişini, geleceğini, şimdisini, altını, üstünü, içten dışa doğru okumak ve parçalayarak okumak bir şekilde. Çünkü tabii bu okuma biçimi sorulara yanıt bulma amacıyla değil, sadece bir virgül açma amacıyla aslında çıkıyor.”
Geçmişle bugünün “çarpışma hâli” üstünde duran Büyüktaşcıyan, görünmeyeni görünür kılma arayışının işlerindeki etkisinden söz etti. Kudüs’te sergilenen “The Recovery of An Early Water” (2014) başlıklı yerleştirmesini hatırlatan sanatçı, kurumuş bir su kaynağına yeniden hayat vererek farklı zaman dilimlerini bir araya getirdiğini ifade etti. Yapıtlarındaki ada imgesinden de bahseden Büyüktaşcıyan, adaları hatırlama ve unutma arasında var olarak su yüzüne çıkan “ütopik alanlar” olarak tanımladı.
Büyüktaşcıyan, var olmayanın ve kaybın yarattığı boşluğun çocukluğundaki yansımalarına değinerek “silinme tarihi”nin mimari yapı ve nesnelere bakışı üzerindeki etkisinin altını çizdi. Tarihsel kırılma anlarının ağırlığına vurgu yapan sanatçı, işlerinin “boğaza takılan kılçıklar” olarak tarif ettiği “dile getirememe hali” ile ilişkili oluşunun üstünde durdu. Kavramların içinin boşaltılmasına dikkat çeken Büyüktaşcıyan, hafızanın ele alınışındaki yüzeyselliğe itirazını dile getirdi:
“Hafızadan bahsetmek, arşivden bahsetmek… Bu kadar çok bahsederken aslında yine fasadda kalıyor her şey, derinlere inilmiyor. Çünkü hepsinin ucu bir şekilde hepimize dokunuyor oluyor aslında. Kendi failliğimize bakmıyoruz.”
“İmgenin Onuru” başlıklı podcast yayını her cumartesi yeni bölümüyle dinleyicilerle buluşacak. “İmgenin Onuru”nu Spotify ve Apple Podcast üzerinden dinleyebilirsiniz.
Yapım: YUNT
Hazırlayan ve Sunan: Zeynep Sayın
Podcast Yürütücüsü: Esra Ece Kuleci
Stüdyo: Postane Production
Fotoğraf: Postane Production
Özgün Müzik ve Post Prodüksiyon: Bilgehan Turgut
Grafik Tasarım: Dilara Sezgin
Hera Büyüktaşcıyan Hakkında:
Hera Büyüktaşcıyan (d. 1984, İstanbul) multidisipliner sanat pratiğinde bellek, mekân, kimlik ve bilginin köklü ancak daima evrilen tarihsel dalgalarla nasıl şekillendiğini araştırır. Sanatçı, eserlerinin temelini doğa, arkeoloji, mitoloji ve ikonografi ile mimari yapılara dayandırarak, bunların kökenlerini ve zaman içinde nasıl değişip dönüştüklerini yakından gözlemler. Mekâna özgü müdahaleleri, heykelleri, çizimleri ve filmleri aracılığıyla, Büyüktaşcıyan seçili anlatılar ve zaman çizgilerinin örüntülerini açığa çıkararak, değişken mekânların fiziksel hafızasını ve hibrit doğasını gözler önüne seren dünyevi bir hayalin derinlerine dalar.
Sanatçının kişisel ve yer aldığı karma sergileri arasında: The Siren Song, Villa Medici, Roma (2024); Flying too Close to the Sun, Schwarz Foundation, Sisam (2024); Defending Ancient Waters, CCC OD, Tours (2024); Women Together, EMST, Atina (2023); Resonant Grounds, CIAP Vassiviere, Fransa (2023); Earthbound Whisperers, TATE St. Ives (2023); 14. Gwangju Bienali (2023); Ancestral Weavings, TATE Modern, Londra (2022); Matter of Art Bienali, Prag (2022); 23. Sidney Bienali (2022); New Museum Trienali, New York (2021); 3. ve 4. Autostrada Bienali, Prizren (2021-23); 2. Lahor Bienali (2020); 6. Singapur Bienali (2019); 1. Toronto Bienali (2019); Gigantisme, FRAC, Dunkirk (2019); EVA International İrlanda Bienali, Limerick (2016); 56. Venedik Bienali, Ermenistan Ulusal Pavyonu (2015); 14. İstanbul Bienali (2015); Jerusalem Show VII, Haset Husumet Rezalet, ARTER, İstanbul (2013) yer alır.
Zeynep Sayın Hakkında:
Zeynep Sayın (d.1961, İstanbul) yazın bilimci ve sanat kuramcısıdır. İstanbul’da ve Salzburg’da Alman edebiyatı, sanat tarihi ve felsefe okudu. İstanbul’da, Mardin’de, Viyana’da, Leipzig’de ve Linz’de çeşitli üniversitelerde çalıştı. Mithat Şen ve Bedenyazısı (Kaknüs, 1999), Noli me tangere (Kaknüs, 2000), İmgenin Pornografisi (Metis, 2003), Kötülük Cemaatleri (Tekhne, 2016), Ölüm Terbiyesi (Metis, 2018) ve Çizginin Boşluğu (2024) adlı kitapları vardır.
YUNT Hakkında:
Muratcan Sabuncu tarafından kurulan ve Sultanbeyli’de bulunan YUNT, kâr amacı gütmeyen bir sanat ve etkileşim alanıdır. Sanat danışmanlığını Sergen Şehitoğlu’nun, akademik danışmanlığını ise Prof. Dr. Eva Şarlak’ın üstlendiği YUNT, toplumun sanatsal etkinliklerle karşılaşma olanaklarını artırmayı amaçlamaktadır. Sergi ve etkinliklerin yanı sıra eğitim programı ve desteklediği yayınlar ile temas ettiği kişilerin dünya ile yeni duyusal ilişkiler kurmasına imkân tanımaktadır.
Mekânın sunduğu deneyim ve etkileşim olanakları ile toplumsal değişim potansiyellerinin çoğalmasına yardımcı olmayı hedeflemektedir.
YUNT, etkinlik programı ve teşvik politikası ile sanat üretimini ve entelektüel düşünceyi destekler.
Adres:
Hasanpaşa Mahallesi
Fatih Bulvarı No: 33, 34920
Sultanbeyli/İstanbul
İletişim:
https://www.yunt.art/ | info@yunt.art