TOPUK KANI TESTİNDEN ÇIKAN YANLIŞ TEST SEBEBİYLE İLE VEFAT EDEN ANNE ELİF KINIŞ ile SÖYLEŞİ

Mersin’de yaşayan Murat ve eşi Elif Kınış, 2018 yılında ilk bebeklerini kucaklarına aldıklarında rutin uygulama olan topuk kanı testini yaptırdı. Ancak aileye gelen ilk sonuç, bebeklerinde fenilketonüri tanısı konduğunu gösteriyordu. Ardından Adana Balcalı Devlet Hastanesi’ne sevk edilen aile, zorlu bir sürecin içine girdi.
Kınış ailesinin muzdarip olduğu süreçle ilgili detayları değerlendirmek üzere yazar Murat Çakmak aşağıdaki sorular bağlamında söyleşi gerçekleştirdi.
Elif Kınış Hanım ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik:
- Elif Hanım, bebeğinize ilk test sonuçları geldiğinde “fenilketonüri” tanısı konuldu. Bir sağlıkçı olarak o an neler hissettiniz?
Sağlık ocağından aradılar hemen oraya gittik bize anlattıklarında başımdan kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Çaresizliğin en dibini gördüm ama kızım için güçlü durmalıydım. Gözyaşımı sildim bebeğime sıkı sıkı sarıldım. Bir taraftan da içimden dua ediyorum Allah’ım ne olur duyduklarım gerçek olmasın. Güçlü olmalıydım çünkü bebekler annelerin ne hissettiğini hisseder. Bir yanım yıkık dökükken diğer yanım dağ gibi sağlamdı. Ve ben dağ gibi durabilirsem bunun altından kalkardık diye düşünüyordum.
- Adana Balcalı Hastanesi’ne yatış yapıldığında neler yaşadınız? Size ve bebeğinize nasıl bir süreç uygulandı?
Hastaneye gittik doktora göründükleri kan verildi derken yoğun bakıma yatırılacak dendi. Yoğun bakıma gittik, bebeği evraklarıyla birlikte bizden aldılar kapıda beklememizi istediler yaklaşık 45 dk bekledik. Bebeği alır almaz yatağa koydular ve bebeğim ağlamaya başladı. Ağlıyor kucağınıza alsanız sussa bari diye orda oturan yaklaşık on tane hemşireden biri bana dönüp dediki birazdan susar alışacak buraya zilli öyle evdeki gibi kucağa alınmaz burda dedi.O an nefes almak o kadar zordu ki anlatamam. Bizden bebek bezi ve ıslak mendil gidileceğini ihtiyaçlarını istediler hemen temin edip verdik. Her gün bir defa ziyaret erme hakkımız vardı ziyaretten sonra bebeğinizin gelişimi hakkında bize bilgi veriliyordu. İlerleyen zamanda bebeğimizden çok fazla kan alınıp damar yolu açıldığı için morlukları iyileşsin diye krem istediler onuda aldık. Günlük bebeğimiz hakkında bize bilgi verilirken aynı zamanda ben her gün 5 dk bebeğimi görüp gözlemleme şansına sahiptim yoğun bakımın mekan sıcaklığı bakımından çok sevindi bu süre zarfında bebeklerin çoğu sadece bezle duruyordu kıyafet giydirilmiyordu herhangi bir durumda müdahale etmek kolay olsun diye olduklarını söylediler ancak ilerleyen günlerde bebeğimin göğsünde hirilti fark ettim bunu doktorlara anlatmaya çalıştım dört yada 5 gün boyunca beni hiç bir şekilde dinlemediler sonunda o hırıltı daha da ilerledi ve solunum cihazı taktılar.aileler bilgilendirilirken asla karşıdan gelen cevaplara açık değiller. Eşim sadece hafta sonu görebiliyordu bebegimizi ve ben bebeğimin fotoğrafını çekmek istediğimde buna izin verilmedi
- Son olarak, benzer durumda olan annelere söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Benimle aynı durumu yaşayan anneler, ne söylesem eksik ne söylesem o yaralı yüreğinize derman olmayacak ama güçlü olmalıyız. Ve en önemlisi yılmadan yıkılmadan ayakta durup doğrunun arkasında olmalıyız. İçinizdeki şüphenin üstüne yürüyün araştırın. Bildiklerinizi söylemekten çekinmeyin zira hepimiz insanız ve unutmayın ki maalesef doktorlar da hata yapar ve gördüğünüz hatayı söyleyin üstünde durun. Çünkü üstünde duymadığımız zaman yine olan bize oluyor.
Artık annelere kulak verelim, topuk kanı, aşı zorbalığı son bulsun. Loğusa halindeki anneler daha bebeklerinin kokusunu almadan adliye kokusunu almaya başlıyor. Yanlış test, yenidoğan çetesi, sahte diploma gibi gelişmeler annelerin sağlık sistemine olan güvenini sarsıyor. Sağlık sistemi bireyleri değil önce kendi içindeki işleyişi ve aksaklıkları sorgulasın.
Murat Çakmak