İYİNİN VE GÜZELİN İNSANI OLMAK

Bursa Vatan Medya Gurubu köşe yazarı Zeki Baştürk makalesinde;
“Birinden, bir tanıdık kişiden, eş ve dosttan söz ederken ” Ne kadar iyi insan, ne güzel insan ” diye söz ederiz. Yaptığı iyiliklerini, gösterdiği erdemli davranışlarını överiz.
Her insan bir iz bırakır bu dünyada. Kimi ardında kırılmış kalpler, yaralı anılar bırakır; kimi ise iyilikle dokunduğu yaşamların güzelliğini taşır. İşte bu yüzden asıl sorun, yaşamı hangi izlerle anlamlı kılacağımızdır.
İyinin insanı olmak, salt başkalarına yardım etmekten ibaret değildir. Bu, adaletten yana durmak, haksızlık karşısında susmamak, küçüğe sevgiyle, sevecenlikle , büyüğe saygıyla yaklaşmaktır. İnsan bazen büyük bir iyilikle değil, küçük bir gülüşle, yorgun bir omuza dokunan elin sıcaklığıyla da “iyi” olabilir. Çünkü iyilik, çoğu kez en sıradan anlarda hayat bulan en büyük erdemdir.
İyinin insanı olmak, halktan yana olmak, halkının sorunlarını kendi sorunu gibi algılamak, yurdunu, yurdunun doğasını, denizini, insanını canından çok sevmektir. Kişisel çıkarları uğruna düşüncelerinden, ilkelerinden, erdemlerinden vaz geçmemektir. Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmak, onları korumak için var gücüyle çalışmaktır. Usun, bilimin yolgöstericiliğinde yürümektir aydınlık yarınlara.
Güzelin insanı olmak ise güzelliği yalnızca gözle görmek değil, gönülle duyumsamaktır. Bir sözün , bir davranışın inceliğinde, bir şiirin kıvrımlarında, bir resmin renklerinde güzeli arayabilmektir. Yaşama estetik bir bakışla yaklaşmak, sıradan olanın içindeki mucizenin ayırdına varabilmektir. Güzeli görebilen insan, karanlığın içinde bile ışığı saklı bir renk gibi seçebilir.
İyinin ve güzelin insanı olmak, aslında aynı yolun iki farklı adımıdır. İyilik, ruhun duruluğunu, arılığını; güzellik ise kalbin inceliğini besler. Biri olmadan öteki eksik kalır. İyilik güzelle, güzellik de iyilikle derinleşir.
Ve sonunda insan, dünyaya bıraktığı mirasla anımsanır. Bir gün ardımızdan söylenecek tek tümce şu olsun yeter:
“İyinin, güzelin insanıydı.”
İyilikle kalın, güzellikle kalın, sevgiyle kalın.
Zeki BAŞTÜRK”