ADIYAMAN HAVALİMANI SAHİPSİZ Mİ? OLASI FELAKETE DAVETİYE!

Adıyaman Havalimanı’nda olması gereken yangın ve arama kurtarma personel sayısı 10 iken, mevcutta 5-6 kişi ile hizmet veriliyor. Araçların da bozuk olduğu iddia edilirken, “Allah göstermesin olası bir uçak kazasında kim müdahale edecek?” sorusu gündeme geldi.
Adıyaman Havalimanı, resmi kayıtlarda 7. kategori havalimanı olarak geçiyor. Bu kategoriye sahip bir havalimanında uluslararası kurallara göre en az 24 saat boyunca 10 ARFF personelinin (arama-kurtarma ve yangınla mücadele ekibi) görev başında olması gerekiyor. Ayrıca, müdahale için 3 tam donanımlı yangın ve kurtarma aracının her an hazır bulunması şart.
Peki, Adıyaman’da durum ne?
İddialara göre Adıyaman Havalimanı’nda görevli sayısı olması gerekenin yarısı bile değil. 5-6 ARFF personeli ile görev yürütülüyor. Üstelik araçlar da yetersiz; üç araç olması gerekirken, ikisi bozuk, geriye kalan iki araç ise sınırlı kapasiteyle çalışıyor. Yani Adıyaman’da yangına, kaza-kırıma ya da acil bir duruma müdahale edebilecek güç yok denecek kadar az.
Allah göstermesin… Olası bir uçak kazasında, yangında ya da pistte yaşanabilecek bir faciada yolcuların kendi kaderine terk edilmesi işten bile değil.
Peki diğer illerde durum nasıl?
Diyarbakır Havalimanı’nda 25 kişi görev yapıyor.
Gaziantep’te 20 kişi hazır bekliyor.
Şanlıurfa’da 15 personel sahada.
Adıyaman’da ise sadece 5-6 kişi…
Bu tabloya bakıldığında, Adıyaman Havalimanı’nın açıkça ihmal edildiği görülüyor.
Sahipsiz şehir…
Adıyamanlı vatandaşların sıkça dile getirdiği bir serzeniş var: “Sahipsiz memleket.” Ne yazık ki havalimanındaki bu tablo da bu sözü doğrular nitelikte. Çünkü aylar, hatta yıllardır alım yapılmıyor. Mevcut ARFF personeli olağanüstü yoğun çalışıyor, bazı günler sayı 4 kişiye kadar düşüyor.
Bir uçak kazası senaryosu düşündüğümüzde, yaşanacak vahameti tahayyül etmek bile istemiyoruz. İnsanların diri diri yanmasına seyirci kalınacaksa, bunun vebali kimde olacak?
Buradan açık bir çağrı yapmak gerekiyor:
Adıyaman’ın vekilleri, valisi, siyasi aktörleri, sivil toplum örgütleri bu duruma acil şekilde el atmalı. Çünkü mesele siyaset üstü, mesele insan hayatı…