Murat Çakmak Yazdı: Çocuk İşçi Tartışması ve Kaybolan Ustalar

  • 26 Ağustos 2025
Murat Çakmak Yazdı: Çocuk İşçi Tartışması ve Kaybolan Ustalar

Köşe yazarı Murat Çakmak makalesinde;

Geçtiğimiz gün sosyal medyada dikkat çeken bir haberle karşılaştım: Manisa’da hasat edilen 7 kilo 250 gramlık üzüm salkımı. Ancak bu etkileyici başarı yerine hemen bir başka tartışma öne çıkarıldı: çocuk işçi meselesi.

Oysa bu tartışma yeni değil. Yaklaşık 25 yıl önce, televizyon ve gazetelerde sanayide, tarlada, atölyede çalışan çocuklar “çocuk işçi” etiketiyle manşetlere taşınmaya başlandı. Hedeflenen, çocukların sömürülmesini engellemekti. Ancak uygulama, zamanla başka bir noktaya evrildi.

REKLAM ALANI

Eskiden aileler, çocuklarının geleceği için onları bir ustanın yanına çırak olarak verir, “elinde bir altın bileziği olsun” derdi. Bu, hem geçim sıkıntısının çözümü hem de bir meslek öğrenmenin yoluydu. Bugün ise bu anlayış neredeyse tamamen terk edildi. Yerine şu cümle geldi:

“Benim çocuğum çalışmaz, ezilmesin, okusun.”

Eğitimin yeri tartışılmaz. Ancak herkesin akademik başarıya ulaşacağı varsayımı da gerçekçi değil. Ne yazık ki bu dönüşümün sonucu olarak artık ustalar yok, çıraklar yok, meslek erbabı yetişmiyor. Kültürümüzün bir parçası olan zanaatkârlık, nesilden nesile aktarılmadan kayboluyor.

Bugün, “çocuk işçiliği” ile “meslek edinme kültürü” arasında ince bir çizgi olduğunu fark etmeden yapılan bu yaygın eleştiriler, toplumun geleceğini de tehdit eder hale geldi.

Üzümlerin büyüklüğünden önce, asıl büyüyemeyen mesleki değerlerimize odaklanmalıyız. Yoksa hem işçilik hem ustalık tarih olacak.

İşte o yazının tamamı….

Çocuk İşçi Tartışması ve Kaybolan Ustalar

Geçtiğimiz gün sosyal medyada bir haber gördüm:
“Manisa’da hasat edilen 7 kilo 250 gramlık üzüm salkımı.”
Haberde üzümün büyüklüğü konuşulacağına, hemen “çocuk işçi” meselesi gündeme taşınmıştı. Oysa bu tartışma yeni değil; yaklaşık 25 yıl önce başladı.

Bir anda televizyon ve gazetelerde sanayide çalışan çocuklar “çocuk işçi” etiketiyle haber yapılmaya başladı. “Çocukların yeri okul” denildi, aileler de çocuklarını bir ustanın yanına verdiğinde hemen eleştirilmeye başlandı:
“Neden çocuğu çalıştırıyorsun?”
Böylece yıllardır süregelen bir kültür değişime uğradı. Eskiden babalar “Oğlumun elinde bir altın bilezik olsun” der, çocuğunu bir zanaatkârın yanına gönderirdi. Sonra yerini şu söz aldı:
“Benim çocuğum çalışmaz, ezilmesin, okusun.”

Çalışan Çocuk, “Çocuk İşçi” mi?

Yıllar önce Marmaris’te çalıştığım otelde resepsiyonda duran çocukları görünce “Bu kim?” diye sordum.
Cevap: “Mehmet Bey’in oğlu.”
Şaşırmıştım. Çünkü o kadar zenginliğin içinde çocuklar çalıştırılıyordu. O an “Çocuk işçi oluyorlar” diye düşünmüştüm. Ama zamanla anladım ki bu işin adı çalıştırılmak değil, meslek öğrenmek.

Bugün Avrupa’da, İngiltere’de zanaatkâr olan kişiler iş adamı gibi el üstünde tutuluyor. Oraları kendine örnek alan kesim belki bu açıdan da bakmalı: Orada zanaatkârlar saygın, bizde ise “çocuk işçi” tartışmasının gölgesinde itibarsız.

Gençler Ne Diyor?

Gençlerle konuştuğumuzda çoğu pişmanlıkla şunu söylüyor:
“Keşke bir ustanın yanında meslek öğrenseydik.”
Çünkü “çocuk işçi” olunca okula gitmeyecekmiş gibi bir algı var. Oysa durum tam tersi.

Çıraklık eğitimi –yeni adıyla Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM)– zaten bir okul sistemi içinde:

4 yıl çıraklık,

2 yıl ustalık,

ardından usta öğreticilik.

Toplam 6 yıllık bu süreç sonunda diploma alınıyor. Bugün kalfalık diploması lise yerine geçiyor. Milli Eğitim Bakanlığı isterse ustalık belgesini de ön lisans diplomasına eş değer sayabilir. Belki o zaman “çocuk işçi” tartışması da bitebilir.

Nereye Gidiyoruz?

Bugün geldiğimiz noktada:

“Çocuk işçi olmasın” diye diye gangster tipli, suça sürüklenen gençler ortaya çıktı.

Usta yetişmiyor.

Çocukların çalışması engellenince zanaatkâr sayısı azaldı.

Şimdi tabloya bakalım:

Bir arabanın motorunu indirmek 150 bin TL’den başlıyor.

Kalıpçı ustası altınla yarışacak kadar kıymetli çünkü yok.

Üniversite mezunları ise seyyar satıcı ya da kasiyer olunca toplum üzülüyor.

Oysa unutmayalım:
Bugünün “çocuk işçileri”, yarının saygın ustaları olabilir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ