Kadın Kursları Algısı

Samsun’da 1.000 Erkekle Yapılan Araştırma, Toplumdaki Derin Kalıpları Ortaya Koydu
Haber: Ela Çokgören

Samsun’da 1.000 erkek katılımcıyla yapılan kapsamlı saha çalışması, toplumun kadınlara dair kurs algısında hâlâ güçlü şekilde varlığını sürdüren geleneksel bakış açısını gözler önüne serdi. “Kadın kursları denilince aklınıza ilk olarak hangi kurslar geliyor?” sorusuna verilen yanıtlar, büyük ölçüde örgü, nakış, dikiş gibi geleneksel ve ev içi üretime dayalı alanlarda yoğunlaştı.

Araştırmanın sonuçları yalnızca kurs tercihlerine dair bir tablo sunmuyor; aynı zamanda kadının toplumdaki rolüne ilişkin kökleşmiş algıların derin bir yansımasını ortaya koyuyor. Katılımcıların zihninde kadın hâlâ evin üretken ama sınırları belli olan alanlarında tanımlanıyor. Bu imaj, kadınların sosyal, ekonomik ve teknolojik hayatta daha fazla yer almasının önünde görünmez bir engel oluşturuyor.

Algı Değişmeden Gerçek Değişim Mümkün Değil
Toplumsal dönüşüm üzerine çalışan uzmanlar, yürüyüşlerin, sloganların ve bireysel başarı hikâyelerinin değerli olduğunu ancak kalıcı değişimin, toplumun bilinçaltına yerleşmiş kalıpların kırılmasıyla mümkün olacağını vurguluyor. Kadının mühendislikten girişimciliğe, bilimden teknolojik inovasyona uzanan yelpazede daha fazla görünür olması, bu kırılma noktalarının en güçlü araçlarından biri olarak görülüyor.

Proje ve Kamu Spotlarıyla Yeni Ufuklar
Kadınların teknoloji, bilim, mühendislik, girişimcilik gibi alanlarda yer aldığı projelerin artırılması, kamu spotlarının hazırlanması ve eğitim fırsatlarının çeşitlendirilmesi; hem bireysel hem de toplumsal kalkınma açısından hayati önem taşıyor. Uzmanlar, “Kadının yerini değiştirmek istiyorsak, önce erkeğin zihnindeki kadını değiştirmeliyiz” diyor.

Derneklerden Net Çağrı: Kurs Programları Yenilensin
Kadın dernekleri, mevcut kurs programlarının yeniden gözden geçirilerek kadınların kişisel gelişimlerini, mesleki yetkinliklerini ve ekonomik güçlerini artıracak alanlarda daha fazla eğitim verilmesini talep ediyor. Bu çeşitlilik, kadınların ufkunu genişletmenin yanı sıra toplumsal kalkınmaya da doğrudan katkı sağlayacak. En önemlisi, kadına dair algının geleneksel sınırların dışına taşmasına imkân tanıyacak.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinde gerçek ilerleme, yalnızca kadınların değil, erkeklerin de zihinlerindeki kalıpların değişmesiyle mümkün olacak. Samsun’da ortaya çıkan bu tablo, Türkiye genelinde yürütülecek daha geniş kapsamlı çalışmaların da habercisi niteliğinde.