“Siyasete değil; milletime, hakikate, mücadeleye dönüyorum!”

  • 28 Temmuz 2025
“Siyasete değil; milletime, hakikate, mücadeleye dönüyorum!”

Gazeteci, yazar ve Habererk Genel Yayın Yönetmeni İsmail Türk, uzun süren sessizliğini bozdu ve yeniden siyasete döndüğünü açıkladı. Kamuoyuna açık çağrısıyla İYİ Parti saflarında bir kez daha yer alacağını duyuran Türk, mesajında hem vicdanlara hem siyasi sorumluluğa seslendi.

“Neden yeniden siyaset?” sorusuna net bir duruşla yanıt veren Türk, bunun bir heves değil, bir mesuliyet, vicdan ve sorumluluk çağrısı olduğunu vurguladı.

“Ben siyaseti hiçbir zaman hırs olarak görmedim. Ama Türk milliyetçiliği sahipsiz kaldığında ‘Benim yerim burasıdır’ dedim.”

REKLAM ALANI

 “Yolun Sonunda Sözümü Tamamlayacağım”

Siyasi geçmişinde Yeniçağ’dan Habererk’e, ekranlardan sokaklara kadar her alanda Türk milletinin sesi olmak için mücadele ettiğini hatırlatan Türk, İYİ Parti’nin kurucu kadrolarında yer almanın o dönem büyük risk olduğunu, buna rağmen “iyi olanın tarafında” yer almaktan çekinmediğini ifade etti.

“Zamanla olan biteni hepimiz gördük. Yol ayrımları, kırgınlıklar yaşadık. Ama kalemimi bırakmadım, yüreğimi susturmadım.”


Musavat Dervişoğlu’na Güçlü Destek: “O Sadece Genel Başkan Değil…”

İsmail Türk’ün açıklamasında, İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu’na verdiği açık destek dikkat çekti. Dervişoğlu’nu “siyasette özlenen karakterin ve bedel ödemeyi göze alan duruşun simgesi” olarak tanımlayan Türk, şunları söyledi:

“Bu ülkede herkes konuşur ama herkes bedel ödemez. Musavat Dervişoğlu hem konuşuyor hem bedel ödüyor. Sözleri berrak, duruşu sarsılmaz.”


 “Bu Kez Son Çağrı, Son Görev”

İsmail Türk, bu dönüşün bir siyasi manevra değil, millete karşı son bir görev ve sorumluluk duygusuyla atılmış bir adım olduğunu vurguladı.

“Belki de bu yolun sonunda sözümü tamamlayacağım. Ama bilin ki bu defa, son kez, tüm gücümle buradayım.”


“Türkiye İyiliği Hak Ediyor!”

Sözlerini, “Türkiye iyiliği hak ediyor. Türk milleti layık olduğu gibi temsil edilmeyi hak ediyor,” diyerek tamamlayan Türk, siyaset sahnesine bu kez daha bilinçli, daha kararlı bir dönüş yaptığını vurguladı.

İşte o yazı… Neden Yeniden Siyaset, Neden Yeniden İYİ Parti? Bu Defa Son Sözümle Geldim Biliyorum, bu soruyu soracak çok insan olacak: “Neden yeniden siyaset? Ve neden yeniden İYİ Parti?” Cevabı tek bir cümlede verilecek kadar basit değil. Çünkü bu karar, bir geçmişin, bir vicdanın, bir mesuliyetin kararıdır. Çünkü bu karar, sadece bugünün değil; dünü, yarını ve insanımıza olan inancı içinde barındırır. Ben siyaseti bir hırs olarak görmedim hiçbir zaman. Bir basamak, bir çıkar, bir mevki olarak hiç görmedim. Tam tersine; memleketin, milletin, özellikle de Türk milliyetçilerinin sahipsizliğini gördükçe “Benim yerim burasıdır” dedim. Bugün bu soruya cevap verirken geriye dönüp bakıyorum. Gazetecilikle, yazıyla, sözle, ekranla, mikrofonla; hayatım boyunca doğru bildiğimi haykırdım. İsmail Türk olarak hem medya dünyasında hem siyasi mücadelede hep dikenli yollarda yürüdüm. Yeniçağ’dan Habererk’e, sokaktan Meclis’e kadar birçok cephede aynı şeyi savundum: Milletin hakkı, Türk milletinin sesi, hakikatin tarafı. İYİ Parti’nin kurucu kadrolarında yer almak kolay değildi. O günlerde risk almak, yalnız kalmayı, hatta hedef olmayı göze almak demekti. Ama biz o riski aldık. Çünkü bu milletin “iyi” bir sese, “iyi” bir direnişe ihtiyacı vardı. Peki sonra ne oldu? Zamanla olan biteni hepimiz gördük. Siyasetin doğasında var: Yol ayrımları, kırgınlıklar, suskunluklar… Ben de bir süre kenara çekildim. Ama ne memlekete küstüm, ne millete. Ne kalemimi bıraktım, ne yüreğimi. Bugün geri dönüyorsam, bu bir heves değil, bir görev çağrısıdır. Çünkü gözümle gördüm: Sistemin içini boşalttığı, partilerin pazarlığa döndüğü bir dönemde hâlâ dimdik duran bir lider var: Musavat Dervişoğlu. O, sadece İYİ Parti’nin genel başkanı değil, Aynı zamanda siyasette özlenen karakterin, vakarın ve cesaretin simgesi. Söylediklerine kulak verin. Söyleyiş biçimine dikkat edin. Konuşmalarındaki berraklığa, duruşundaki sarsılmazlığa bakın. Bu ülkede herkes konuşur, ama herkes bedel ödemez. Dervişoğlu hem konuşuyor hem bedel ödüyor. Bugün, milletimiz çözüm arıyor. Kurtuluşu değil, kurtarıcıyı değil; dürüstü, çalışkanı, samimi olanı arıyor. Ben o arayışta tekrar görev almak istedim. Bu son bir çağrıdır. Son bir görev duygusudur. Belki de bu yolun sonunda sözümü tamamlayacağım. Siyasete değil; milletime, hakikate, mücadeleye dönüyorum. Yine, yeniden… ama bu kez çok daha bilinçli, çok daha kararlı bir biçimde. Çünkü hâlâ inanıyorum: Türkiye iyiliği hak ediyor. Türk milleti layık olduğu gibi temsil edilmeyi hak ediyor. Ben de bu hak için, bir kez daha buradayım. Ve bu kez son kez, tüm gücümle buradayım.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ