Zeki Baştürk Yazdı: “Soruları Çalmak, Geleceği Çalmaktır”

  • 19 Temmuz 2025
Zeki Baştürk Yazdı: “Soruları Çalmak, Geleceği Çalmaktır”

Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarı Zeki Baştürk, Türkiye’de sınav sistemine olan güvenin derinden sarsıldığı son gelişmelerin ardından çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Baştürk, yalnızca sınav sorularının çalınmasını değil, aynı zamanda adalet duygusunun, emeğin ve geleceğe olan inancın gasp edilmesini sert bir dille eleştirdi.


“Bu Bir Skandal Değil, Ahlaki Çöküştür”

Baştürk, yazısında şu güçlü ifadeleri kullandı:

“Çalınan sadece birkaç sayfalık soru kitapçığı değildir; çalınan emektir, zaman ve alın teridir; çalınan bir öğrencinin rüyası, bir annenin duası, bir babanın umududur.”

REKLAM ALANI

Özellikle gençlerin zihinlerine işleyen “Nasıl olsa torpilli biri geçecek” düşüncesinin, ülkenin gelişimini tehdit ettiğini vurgulayan Baştürk, adaletin zedelenmesinin sadece bir kuşağı değil, tüm toplumsal yapıyı çürüteceğini dile getirdi.


“Sınav Güvenliği Sadece Eğitim Sorunu Değildir; Bir Etik ve Hukuk Meselesidir”

Zeki Baştürk yazısında, sınav güvenliğinin yalnızca teknik bir sorun değil, aynı zamanda hukuki, ahlaki ve toplumsal bir mesele olduğunu belirterek şu ifadeye yer verdi:

“Devletin en temel sorumluluklarından biri, sınavları güvenilir, saydam ve adil hale getirmektir. Bu yapılmadıkça, toplumun devlete olan güveni de temelden sarsılır.”


“Sessizlik Suça Ortaklıktır”

Baştürk, yazısını şu etkileyici cümleyle tamamladı:

“Soruların çalındığı bir yerde, sorumlular hesap vermedikçe yalnızca kâğıtlar değil, vicdanlar da yanar. Sessizlik suça ortaklıktır; adalet ise ancak yüksek sesle savunulursa ayakta kalabilir.”

ÇALINAN  SORULAR  DEĞİL , GELECEKLERDIR

Sınavlarda soruların çalınması, yalnızca bir güvenlik açığı ya da teknik bir sorun değildir; aynı zamanda adalet duygusunun, toplumsal erincin ve gençlerin geleceğe olan inancının açıkça gasp edilmesidir. Bir sınav sistemine güven kalmadığında, o sistemin üzerine kurulu tüm umutlar da yerle bir olur.

Binlerce, milyonlarca gencin sabahın ilk ışıklarında uyanarak ders başına geçtiği; ailelerin çocuklarının eğitimi için yıllarca maddi ve manevi fedakârlık yaptığı bir ülkede, soruların çalınması yalnızca bir “skandal” değil, bir ahlaki çöküştür. Çünkü çalınan sadece birkaç sayfalık soru kitapçığı değildir; çalınan emektir, zaman ve alın teridir; çalınan bir öğrencinin rüyası, bir annenin duası, bir babanın umududur.

Sınavlarda adaleti sarsan her olay, yalnızca o yılki adayları değil, gelecek kuşakları da etkiler. “Ne kadar çalışırsam çalışayım, torpilli biri gelip yerime geçecek” düşüncesi genç zihinlerde kök salmaya başlarsa, o toplumun ilerleme umutları da hızla solar. Adaletin yerini şüphe, liyakatin yerini kayırmacılık alır. Ve en kötüsü, hak edenin değil, hileye başvuranın kazandığı bir düzende dürüstlük değersizleşir.

Devletin ve ilgili kurumların en temel sorumluluğu, sınav sistemini saydam , güvenilir ve adaletli kılmaktır. Bu yalnızca eğitim politikasıyla ilgili bir konu değildir; aynı zamanda bir hukuk ve etik sorunudur. Sınav güvenliği sağlanmadıkça, toplumun adalete olan güveni de sarsılır. Bu güven kaybı yalnızca bireyleri değil, devletin temelini de tehdit eder.

Bu yüzden sorular çalındığında, tepki sadece öğrencilerden ya da velilerden değil, tüm toplumdan gelmelidir. Çünkü bu tür ihlallerin bedelini yalnızca mağdur olan gençler değil, gelecekte onların yerini alacak herkes öder. Sessizlik suça ortaklıktır; adalet ise ancak yüksek sesle savunulursa ayakta kalabilir.

Soruların çalındığı bir yerde, sorumlular hesap vermedikçe, sadece kâğıtlar değil; vicdanlar da yanar.

Soruları  çalmak, ülkemizin ve ulusumuzun gelecegini çalmaktır.

Zeki BAŞTÜRK

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ