TOPLUMSAL GERÇEKLERİN AYNASI: EVLİLİK, CİNSELLİK VE İLİŞKİLER ÜZERİNE ANADOLU’DAN SESLER

Ahmet Koçak | Bursa Vatan Medya – Köşe Yazısı
Günümüz Türkiye’sinde kadın-erkek ilişkileri, evlilik ve cinsellik gibi temel yaşam başlıkları üzerine konuşmak hâlâ büyük bir merak, bir o kadar da çekince barındırıyor. Ancak kapalı kapılar ardında, özellikle öğretmenler odasında, arkadaş meclislerinde ya da aile sofralarında dile getirilenler aslında toplumun gerçek düşünce haritasını gözler önüne seriyor.
Bu bağlamda Anadolu’nun farklı şehirlerinden derlenen söylemler, mizahi bir dille dile getirilse de, cinsiyet rolleri, ev içi sorumluluklar ve beklentiler konusundaki derin farkındalıkları da ortaya koyuyor.
🔹 “Ha ıcık da sen ye!”: Mizahın Altında Yatan Erkeklik Kurgusu
Gaziantep’te erkek öğretmenler arasında geçen bir sohbet, geleneksel erkeklik söyleminin nasıl günlük dile yerleştiğini gösteriyor. Bir babanın oğluna her yemek masasında tekrarladığı ifade:
“Ye oğlum ye de pipin büyüsün.”
Bir süre sonra annenin bu tekrar karşısında verdiği tepki ise bir tür kadın direnişi olarak hafızalara kazınıyor:
“Ha ıcık da sen ye!”
Bu kısa diyalog; toplumsal roller, eril söylem ve aile içindeki güç dengelerine dair önemli ipuçları veriyor. Mizah burada sadece gülmek için değil, sorgulamak için de bir araç hâline geliyor.
🔹 Kadınlar Arasında Gerçeklik ve Gösteri Arasında İnce Bir Çizgi
Bursa’da bir okulun öğretmenler odasında geçen başka bir diyalog ise kadınlar arasındaki evlilik deneyimlerini kıyaslamaya dönüşüyor. Aylin Hanım, evde yemek yapan ya da dışarıda yemek öneren kocasından gururla bahsediyor:
“Hayatım bu akşam da lokantada yiyelim, der. Kocacığım ya!”
Ancak onu kıskanan bir başka öğretmen, İkbal Hanım, bambaşka bir gerçeklik sunuyor:
“Ben eve gelirim ki kocam kanepede yatmış, kumandayı bana doğru sallayıp ‘acıktım’ der. Bir de üstüne sevişmek ister!”
Bu tür paylaşımlar, ev içi emek yükü ve cinsel beklentiler arasındaki dengeyi sorgulamamıza neden oluyor. Kadınların, yalnızca fiziksel değil, duygusal ve zihinsel emek yükünü de taşıdığına dair güçlü bir tanıklık bu.
🔹 Halkın Dilinden Dökülenler: Evlilik Gerçekten Nedir?
Türkiye’nin dört bir yanında yapılan mikro söyleşilerde, evliliğe dair birbirinden farklı, kimi zaman çelişkili yorumlar dikkat çekiyor. İşte bazıları:
“Bol bol, yasal, özgür sevişme.”
“Hapis hayatıdır. Özgürlük biter.”
“İyi bir eşin varsa cennet, yoksa cehennemdir.”
“Evliliğin evrimi: can cana → yan yana → sırt sırta → git öte.”
“Eşin takvalıysa evlilik nimettir; değilse sınav olur.”
Kimileri için evlilik, hayatı paylaşmanın kutsal bir biçimi. Kimileri içinse ev içi eşitsizliklerin, beklenti çatışmalarının ve özgürlük kayıplarının sahnesi.
🔹 Ataerkil Gerçeklik: Her Şartta “Karın Haklı”
Toplumda yerleşik cinsiyet normlarının ne kadar içselleştirildiği, şu ironik ama bir o kadar da gerçekçi yorumla gözler önüne seriliyor:
“Sen haklıysan karın haklı, karın haklıysa karın haklı, ikiniz de haklıysanız karın haklı, ikiniz de haksızsanız da karın haklı!”
Bu espri, erkekler tarafından sıklıkla “kendini koruma mekanizması” olarak kullanılsa da, arka planda evlilik içi iletişimde ciddi bir güç dengesizliği ve çözüm bulamama hâline işaret ediyor olabilir.
📌 Editoryal Not:
Kamuya açık alanlarda evlilik, cinsellik ve toplumsal roller üzerine içerikler üretirken, dilin gücü ve sorumluluğu göz önünde bulundurulmalıdır. Cinsiyetçi, aşağılayıcı ya da yanlış anlaşılmaya açık ifadeler, toplumda kutuplaşmayı derinleştirebilir.
Bu nedenle köşe yazılarında, özellikle mizahi örnekler üzerinden yürütülen toplumsal eleştirilerde, hem ifade özgürlüğü hem de yayın etiği dengesinin korunması elzemdir.
📍 Son Söz: Mizah Bir Ayna, Yorum Bir Yol Haritasıdır
Anadolu’nun bu özgün, yer yer sert ama içten sesi; toplumun evlilik, cinsellik ve ilişkiler konularındaki çelişkilerini ve beklentilerini net biçimde ortaya koyuyor. Mizah ise bu zorluklarla başa çıkmanın, yüzleşmenin ve anlamlandırmanın en kadim yollarından biri olarak karşımıza çıkıyor.
Belki de mesele şu: “Doğru kişiyle, yanlış bir düzenin içinde mi evleniyoruz?”
🖊️ Ahmet Koçak
Köşe Yazarı – Bursa Vatan Medya
GENÇLER EVLİLİĞE NASIL BAKIYOR?
Sevişme ve cinsellik üzerine yapılan söyleşiler her yaşta kadın ve erkeğin en çok ilgisini çeken, vidalarını gevşeten bir konudur. Gaziantep’te öğretmenler odasında erkek erkeğe bir söyleşimizde Rıdvan Bey anlatıyor:
“Bir adam her sofraya oturduklarında
“Ye oğlum ye de pipin büyüsün.” dermiş. Bu böyle aylarca sürmüş. Bir sofrada yine aynı şeyi söyleyince dayanamayan karısı elini yumruk yapıp kocasının kulağının yukarısından iterek:
“Ha ıcık da sen yi!” demiş. Artık benzer konuları açmak isteyenlerin bir anahtarı vardır:
“Demek ıcık da sen yi, hı?..”
Bursa’da öğretmenler odasına son teneffüste Aylin Hanım diğer kadın öğretmenleri kıskandırmak için:
“Şimdi eve giderim. Kocacığım yemek pişirmiş beni bekliyordur. Eğer işten dolayı fırsat bulamamışsa “yemek yapmaya fırsatım olmadı hayatım. Hadi bu akşam da lokantada yiyelim,” der lokantaya götürür. Kocacım ya!” Bunu duyan İkbal Hanım kıskaçlıkla burnundan derin bir nefes bırakarak;
“Ellerde ne kocalar var. Eve giderim ki benim öküz kanepeye uzanmış, elindeki televizyon kumandasını mutfak yönüne uzatarak:
“İyi geldin avrat çok acıktım. Hadi hemen bir şeyler yap da yiyelim.” der sinirlerimi tepeme çıkarır. Aç olmasam yapmayacağım ama çok acıkıyorum. Yaparım. Oturur afiyetle yer. Çayını, meyvesini de zıkkımlanır. Akşama kadar beni beklemiş adam bir de sevişmesin mi? O da olur. Yatarız. İnsan kocasının yaşantısına imrenir mi? Ben imreniyorum vallahi. Dünyaya erkek olarak gelmek varmış.
Duyduklarından çok mutlu olan, kıskandırmayı başaran Aylin Hanım yüzüne numaradan üzülüyormuş ifadesi yerleştirerek;
“Ay İkbal abla üzdün beni. Benim kocam öyle olsa bir dakika durmam boşarım onu.”
Evlilik üzerine görüş soran birine vatandaşlar yazmış;
“Bol bol, rahat, yasal, özgür sevişme.”
“Bildiğiniz hapis hayatıdır evlilik. Özgürlük biter.”
“Bir erkeğin başına gelecek en güzel şey çocuktur. Tarifi zor bir sevgidir. Aynı zamanda bir erkeğin başına gelecek en kötü şey de evliliktir. Karar senin.”
“Eşime âşık olup evlendim. 14 yıldır evliyim. İlk günkü çılgın aşk kalmıyor haliyle ama sevgimiz, tutkumuz, saygımız devam ediyor. İki tane de canımı vereceğim çocuğum var. İyi ki varlar, inanılmaz bir duygu, tarifi yok. Ama şimdiki aklım olsa asla evlenmezdim.”
“Hastayken montunu falan tutuyor acilde, iyi oluyor.”
“Sen haklıysan KARIN HAKLI, karın haklıysa KARIN HAKLI, ikiniz de haklıysanız KARIN HAKLI, ikinizde haksızsanız KARIN HAKLI’dır.”
“Tek avantajı ve en büyük avantajı: Sabah kalkıyorum Kahvaltıyı hazırlıyorum. Öğlen ve akşam yiyeceklerini pişirip dolaba koyuyorum. Ardından işe gidiyorum Gecenin körü işten geliyorum. Bir çay içelim mi diyorum. Ben çok yorgunum sen yapar mısın, diyor”
“Çocuk öncesi ve çocuk sonrası diye ikiye ayrılır. Çocuk öncesi gayet rahattır bence gezersin dolaşırsın kafana göre takılırsın. Çocuktan sonra ise tüm olay çocuğa bağlanır. Çocuk çok güzel bir şeydir ama evliliği net olarak değiştirir her anlamda.”
“Dez avantajı yok kardeşim hemen evlensin bekârlar.”
“Hiç bir avantajı yok. Evlenme..!”
“Doğru evlilik cennet bahçelerinden bir bahçe, yanlış evlilik cehennem çukurlarından bir çukur olabilir. Hiçbir evliliği garantisi belgesi yanında verilmiyor. Evlenince tecrübe edersin. Bu net.” “Bekârlara sabah aksam menemen yerken afiyet olsun.”
“Eşlerin takvası yüksek huyu idare edilecek düzeyde iyiyse yaşanılası en güzel olandır. Değilse ne yaparsan yapsan ya da firavun kadar zengin olsan dahi fark etmez evlilik olmaz olasıcadır.”
“Evlenme. Birlikte yaşa gitsin. Baktı her şey yolunda gayet iyi gidiyor ilişki, geçsin şöyle bir 3-5 sene. Çocuk istersen o zaman nikâh kıyarsın. Bunun haricinde aynı evde yaşamadan direk evlenirsen beklemediğin bir ton sorunla karşılaşabilirsin. Boşanmak da hiç kolay değil.”
“Bence en güzeli bir hayatı birlikte paylaşmaktır. Üzgünsen onunla paylaşıyorsan azalıyor. Mutluysan paylaşınca çoğalıyor. Hayatın yükünü hafifletiyor. Hem sevgili hem arkadaş bence çok güzel bir şeydir ama doğru kişiyle.”
“Avantajları: Bekâr olmamaktır. Dezavantajları: roman olur, yaz yaz bitmez.”
“Beyler evlilik bu kadar kötüyse neden evlendiniz?”
“Ne avantajı yahu avantaj mavantaj yok; safi zarar. 15 yıllık evliyim herhangi bir avantajını görmedim.”
“Evliliğin evrimi; Can cana, yan yana, sırt sırta, göt göte, git öte.”
“İntiharın ne avantajını yazalım kardeşim sana? İntiharla eşdeğer bir şeydir.”
ahmet.kocak16@hotmail.com