Zeki Baştürk Yazdı | “Herkes İçin Kısa, Kolay Eğitim” – Eğitimin Yol Haritası Okurla Buluştu

Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarımız Zeki Baştürk, eğitim alanında kaleme alınmış özel bir çalışmayı köşesine taşıdı. Öğretmen yetiştiren bir fakültede uzun yıllar görev yapan Abdullah CAN, birikimlerini yalnızca akademiye değil, tüm topluma ulaştırma niyetiyle önemli bir esere imza attı:
“Herkes İçin Kısa, Kolay Eğitim”
Yazar, kitabın amacını şu cümleyle özetliyor:
“Bu kez konuyla doğrudan ilgisi olmayan ama olup biteni kabaca bilmek isteyenlere bir kapı aralamaya çalışıyorum.”
Eğitimde Sade, Anlaşılır ve Pratik Bir Rehber
CAN’ın kitabı, klasik eğitim teorilerinden farklı olarak ağır akademik kavramlara boğulmadan; sade bir dil, pratik öneriler ve günlük yaşama dair örneklerle dikkat çekiyor. Kitap, sadece öğretmen ya da akademisyenler için değil; anne-babadan öğrenciye, yöneticiden eğitim gönüllüsüne kadar herkes için kolayca anlaşılabilir ve uygulanabilir bir başvuru kaynağı niteliğinde.
Eğitim Herkesin Meselesi
Zeki Baştürk’ün yorumuyla, bu kitap eğitimi uzmanlara hapseden değil, toplumsal bir sorumluluk olarak gören bir anlayışı yansıtıyor. CAN’ın yaklaşımı, “herkes eğitimden sorumludur” ilkesini taşıyor.
“Herkes İçin Kısa, Kolay Eğitim”, yalnızca bilgi aktarmakla kalmıyor, aynı zamanda eğitim anlayışımızı sadeleştirmeye, daha erişilebilir hale getirmeye ve eğitimle ilgili kafa karışıklığını azaltmaya katkı sunuyor.
Sonuç olarak:
Abdullah CAN’ın bu kitabı, eğitimi karmaşık olmaktan çıkaran, hayatın tam ortasına yerleştiren bir rehber. Herkesin kitaplığında bulunması gereken yalın ama etkili bir eser.
HERKES İÇİN KISA , KOLAY EĞİTİM
” Öğretmen yetiştiren bir fakültede Öğretmen adaylarına yıllarca ayrıntılı biçimde ders verdikten sonra bu kez konuyla doğrudan ilgisi olmayan ama olup biteni kabaca bilmek isteyenlere bir kapı aralamaya çalışıyorum”
diye özetlemiş kitap yazma amacını Abdullah CAN. ” Herkes için kısa, kolay Eğitim” adını vermiş kitabına.
Abdullah CAN’ın “Herkes İçin Kısa, Kolay Eğitim” adlı kitabı
Eğitimin Yol Haritası diye tanımlanabilir.
Eğitim üzerine yazılmış onlarca kitap arasında sade bir dil, pratik yaklaşım ve anlaşılır örneklerle öne çıkan bir eser. Yazar, eğitim kavramını sadece akademik çevrelere değil, tüm bireylere ulaşılabilir hale getirmeyi amaçlamış. Bu yönüyle kitap, hem eğitimciler hem öğrenciler hem de öğrenmeye gönül vermiş her birey için önemli bir kaynak niteliğinde.
Abdullah CAN, kitabında ilk olarak öğrenme ve eğitim kavramlarını irdeliyor. Öğrenmeyi yalnızca okul sıralarına hapsetmiyor; yaşamın her anında süren bir süreç olarak tanımlıyor. Eğitim ise bireyi dönüştüren, geliştiren bir yolculuk olarak ele alınıyor. Bu tanımlar, okuyucunun zihninde eğitime dair klasik kalıpları sorgulamasını sağlıyor.
Yazar, öğretme yöntem ve tekniklerine ilişkin bölümlerde oldukça yalın ama etkili bir anlatım sunuyor. Sadece öğretmenlerin değil, bir şey öğretmek isteyen herkesin yararlanabileceği pratik öneriler ve yaklaşımlar içeriyor. Anlatımlarında tekdüze anlatım yerine örnekler, günlük yaşamdan kesitler ve önerilerle konuları somutlaştırıyor. Bu sayede kitap, akademik bir rehber olmaktan çıkıp el kitabına dönüşüyor.
Kitabın önemli bölümlerinden biri de ölçme ve değerlendirme. Öğrenme sürecinin sadece bilgi aktarımıyla sınırlı olmadığını, bu bilginin ne kadar özümsendiğinin ölçülmesi gerektiğini savunuyor. Ancak bu değerlendirmelerin sadece sınavlarla değil, bireyin yaşamına yansıyan davranışlarıyla da yapılması gerektiği vurgulanıyor. Bu noktada yazar, çağdaş eğitim anlayışını yakalayarak okuyucuya yeni ufuklar açıyor.
Kitabın en güçlü yönlerinden biri ise hitap ettiği geniş kitle. Adının hakkını vererek herkes için bir eğitim rehberi sunuyor. Eğitim fakültesi öğrencilerinden sınıf öğretmenlerine, veli olarak çocuklarına destek olmak isteyen ebeveynlerden öğrenmeyi hayat biçimi haline getirmiş bireylere kadar herkes bu kitapta kendine ait bir şeyler bulabilir.
Abdullah CAN’ın bu çalışması, eğitimi ulaşılmaz bir uzmanlık alanı olmaktan çıkarıp hayatın bir parçası haline getiriyor. “Kısa” ve “kolay” olmasının yanı sıra içerdiği bilgilerle “etkili” ve “derin” bir kaynak olduğunu da kanıtlıyor. Eğitim dünyasına sade bir rehber kazandırmakla kalmayıp, aynı zamanda eğitimin evrensel dilini daha da yaygınlaştırıyor.
Pegem Akademi Yayıncılık tarafından basılan bu eğitim kılavuzu (170) sayfadan oluşuyor. Önsözünde eğitim hakkında yazmaya isteklendiren nedenleri sıralamış. Toplum, kurum, kültür kavramlarına yanıt aramakla başlamış. Eğitimin bir bilim olduğuna ve bireyi geliştirme etkisine değinmiş . “Bir şeyi biliyor olmak, onu öğretebilmek anlamına gelmez” diyerek öğrenme kuramlarını, öğretim ilkelerini ve yöntemlerini, davranışların doğasını, öğrenenin gelişim alanlarını, araç ve gereçleri kullanmayı, davranışları ölçmeyi bilmeden öğretim yapılamayacağını savunur.
Eğitim bilim midir? Bilimse nasıl bir bilimdir? Bilimden ne anlıyoruz? Sorularına, ” Eğitim, olay ve durumların doğuş koşullarını, bunların gelişimini inceleyen bilim dallarının oluşturduğu ortak bilimler demetidir .” diye yanıt verir. Eğitim, yeni davranışlar kazandırır, istenmeyen davranışı ortadan kaldırır. Eğitimin bir süreç olduğuna vurgu yapar.
Yaygın eğitim ile örgün eğitim arasındaki farkları, eğitim ve öğretim kavramlarının anlamını ve içeriğini anlatır. Hazır bulunuşluk, gelişim, gelişme, olgunlaşma kavramlarına açıklık getirir.
“Nasıl öğreniyoruz ? ” sorusuna da yanıt arar yazar Abdullah CAN. ” Koşullu öğrenme, öğrenilmiş çaresizlik, uyaranların etkisi, gözlemleyerek öğrenme,çoklu zeka kuramı” gibi kavramları uzun uzun anlatır.
Eğitimde ödül ve cezanın etkilerini ve sonuçlarını da çözümler. Ödülün istenilen davranışları pekiştirmeye, cezanın istenmeyen davranışları önlemeye yaradığını ileri sürer. Ödül ile cezanın yaşamsal öneminden söz eder.
” Ne öğreteceğiz? Bunları neden öğreteceğiz? Nasıl öğreteceğiz? Öğrenilip öğrenilmediğini nereden bileceğiz? Sorularını sorar ve yanıtlarını kapsamlı biçimde verir. Bunun için amacı ya da hedefi belirlemek gerekir..Belirlenen amaçlara ulaşmak için içerik de önemlidir. Nasıl ulaşılması gerektiğini de yöntem ve teknikler belirler. Amaçlanan hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı da ölçme ve değerlendirme ile anlaşılır. Nitelikli bir eğitim için bir hedefin belirlenmesi ve o hedefe gidecek bir yol çizilmesi zorunludur. Ayrıca öğretim programları ve nitelikli öğretmenler de nitelikli eğitimin anahtarıdır.
Bu kitap, yalnızca nasıl daha iyi öğreteceğimizi değil aynı zamanda nasıl daha iyi öğrenebileceğimizi de gösteriyor. Eğitimle ilgilenen herkesin ( öğretmen, öğrenci ,veli vb.) kitaplığına eklemesi gereken bir yapıt.
Bir eğitimci olarak ben çok yararlandım. Herkesin yararlanacağını umuyorum.
İyi okumalar dilerim.
Zeki BAŞTÜRK