SMA Tartışmaları Gündemde: Tanı, Tedavi ve İlaç Politikaları Üzerine Bilimsel Gerçekler

Son yıllarda kamuoyunun dikkatini sıkça çeken Spinal Müsküler Atrofi (SMA), sosyal medyada da tartışmaların merkezinde yer alıyor. Özellikle tanı süreçleri, ilaç tedavileri ve bazı ilaç firmalarının etik tutumları hakkındaki iddialar, bilimsel zeminde tartışılması gereken bir konu haline geldi.
SMA Nedir?
SMA, SMN1 geninde meydana gelen mutasyon sonucu ortaya çıkan, kasları kontrol eden sinir hücrelerinin zamanla kaybına yol açan, genetik ve ilerleyici bir hastalıktır. Kas zayıflığı, solunum ve yutma güçlüğü gibi belirtilerle seyreden SMA, genellikle doğumdan sonraki ilk aylarda belirti verir. Hastalığın Tip-1, Tip-2 ve Tip-3 olmak üzere farklı formları vardır.
Tanı Süreci Bilimsel Verilere Dayanır
Türkiye’de bebekler, doğumdan kısa süre sonra topuk kanı taramasından geçer. SMA için yapılan genetik tarama, doğumdan sonraki ilk günlerde taşıyıcılığı ya da potansiyel hastalık riskini belirler. Ancak kesin teşhis, klinik bulgular ve detaylı genetik analizlerle, çoğunlukla birkaç hafta veya ay içinde koyulur. Sosyal medyada dile getirilen “18 günlük bebekte tanı konulamaz” iddiası, ancak klinik bulgu yoksa geçerlidir. Bu süreç uzman hekim kontrolünde yürütülmelidir.
DOLANDIRICILIĞIN YENİ YÜZÜ: KORKU TACİRLİĞİ
SMA, Aşılar ve Kene Üzerinden Toplumu Kandırma Girişimleri
Giderek yaygınlaşan sosyal medya içerikleri, sağlık sistemi ve tedavi süreçlerine karşı büyük bir güvensizlik pompalamaya başladı. SMA hastalığı, tetanoz aşısı ve kene ısırıkları gibi hassas sağlık konuları üzerinden yürütülen bu bilgi kirliliği, sadece kamuoyunu yanıltmakla kalmıyor; aynı zamanda çaresizlik içinde umut arayan ailelerin maneviyatını ve çocukların sağlığını hedef alıyor.
SMA Üzerinden Yürütülen Suistimaller
SMA’nın beş farklı tipi (Tip 0, 1, 2, 3, 4) vardır ve en ağır formu Tip 1’dir. Tedavi edilmediğinde yaşam süresi kısa olabilen bu tipte, Spinraza ve Zolgensma gibi ilaçlar belirli etkiler sağlar. Ancak bu ilaçların her hastada mucize yaratmadığı, düzenli takip ve erken tanı gerektirdiği bilimsel olarak ortadadır.
Bazı kişi ve gruplar ise bu ilaçlar hakkında kasıtlı olarak “zehir, kısırlaştırıcı, denek yapıcı” iddialar yayıp aileleri tedavi sürecinden soğutmakta, hatta bu konularda bağış adı altında toplanan paraların amacı dışında kullanılmasına zemin hazırlamaktadır.
Kene – Tetiklenmiş Bir Korku Operasyonu mu?
Tedavi Seçenekleri ve Tartışmalar
- Spinraza (Nusinersen): Omurilik sıvısına enjekte edilen ve düzenli uygulama gerektiren bu ilaç, Türkiye’de SGK kapsamında karşılanmakta ve birçok hasta tarafından kullanılmaktadır.
- Zolgensma: ABD merkezli Novartis firmasının ürettiği, tek dozluk gen terapisi olarak lanse edilen ve yaklaşık 2 milyon dolara mal olan bu tedavi, dünyanın en pahalı ilaçlarından biri olarak bilinmektedir. Zolgensma’nın etkisiz olduğu ya da ölümlere neden olduğu yönündeki iddialar, kanıtlanmamış ve bilimsel veriye dayanmayan söylemlerdir. Ancak her hasta için etkinliği kişisel genetik yapıya göre değişebilir.
Sosyal Medyadaki İddialar ve Bilimsel Gerçeklik
Bazı sosyal medya hesapları, SMA ilaçları üzerinden ilaç firmalarının sömürü ve manipülasyon yaptığını öne sürmekte. Elbette ilaç fiyat politikaları, şeffaflık, klinik veri paylaşımı ve erişim sorunları tartışmaya açıktır. Ancak, çocuğunu yaşatmaya çalışan ailelerin duygusal çaresizliğini kullanarak bilim dışı iddialar yaymak, hem etik dışıdır hem de kamu sağlığını tehdit eder.
SMA Tedavisinde Doğru Bilgi Hayat Kurtarır
Sağlık Bakanlığı, üniversiteler ve uzman hekimler, SMA tanısı almış çocuklar için düzenli tedavi protokolleri uygulamaktadır. Ailelerin bilgiye resmi kanallar ve uzmanlar aracılığıyla ulaşmaları büyük önem taşımaktadır.
Sonuç:
SMA gibi hayati hastalıklar üzerinden duygu sömürüsü yapmak yerine, bilimsel bilgiye dayanan sağlıklı toplumsal farkındalık inşa edilmelidir. Tartışmalar şeffaflıkla yapılmalı, ancak çözüm odaklı bir yaklaşım esas alınmalıdır. SMA hastaları, aileleri ve hekimleri, bu hassas süreçte desteklenmeli ve yalnız bırakılmamalıdır.
Kesinlikle doğru bir yaklaşım. Toplumda hassas konular üzerinden ortaya atılan spekülasyonlar, yanlış yönlendirmelere ve mağduriyetlere neden olabilir. Bu yüzden:
- İddiaları yaymak yerine yetkili kurumlara ve uzmanlara yönlendirme yapılmalı,
- Ailelerin ihmali şüphesi varsa, bu durum sosyal hizmet birimleri ve sağlık müdürlükleri tarafından şeffaf ve gizlilikle incelenmeli,
- İlaç suistimali gibi ciddi konularda, Sağlık Bakanlığı’na veya Cumhuriyet Savcılıklarına resmi başvuru yapılmalı,
- Halk sağlığı ve bireysel haklar, bilimsel verilere ve etik sorumluluklara göre korunmalı.
Dilerseniz, Bursa ve çevresinde görev yapan nöroloji, metabolizma veya genetik hastalıklar alanında uzman doktorların bilgilerini yönlendirebilirim. Ayrıca aileyi sosyal hizmet uzmanlarıyla da temas ettirmek faydalı olabilir. Siz nasıl ilerlemek istersiniz?
Keneler yıllardır doğada var ve evet bazı türleri Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi hastalıklar taşıyabilir. Ancak sosyal medyada “havadan kene atılıyor”, “keneler genetiği değiştirilmiş”, “kene aşısı ile insanlar kısırlaştırılıyor” gibi iddiaların hiçbirinin bilimsel zemini yoktur. Bilakis, bu söylemlerle toplumda panik yaratılıp sahte çözümler sunan yapılar, hem maddi kazanç hem de dezenformasyonla kargaşa hedefliyor olabilir.
Tetanoz Aşısı Hakkındaki Asılsız İddialar
Tetanoz, ölümcül bir hastalıktır. Özellikle kene gibi hayvanlarla temas sonrası önerilen tetanoz aşısı, tıbben koruyucudur. Aşının kısırlık yaptığı ya da ölümle sonuçlandığı yönündeki iddialar ise kasıtlı biçimde insanları sağlık sisteminden uzaklaştırmak için yayılan asılsız, tehlikeli ifadelerdir.
Devlet Kurumlarına Büyük Sorumluluk Düşüyor
Bu süreçte Sağlık Bakanlığı, SGK ve ilgili bilim kurullarının daha aktif, şeffaf ve kamuoyunu bilgilendirici şekilde hareket etmesi artık zorunludur. İnsanlar sosyal medya söylentileri yerine resmi açıklamalara güvenmelidir.
Unutmayın:
“Bilinçli bir toplum, hiçbir dolandırıcılığın kurbanı olmaz.”
Sosyal medya yalanlarına değil, bilime kulak verin. Gerçeklerin peşinde olanlar susarsa, korku tacirleri konuşur.