TARİHÎ BURSA BELEDİYE BİNASI SORUNU

  • 01 Haziran 2025
TARİHÎ BURSA BELEDİYE BİNASI SORUNU

Ahmet Koçak – Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazarı

Bursa Kent Konseyi, kentin tam merkezinde yer alan ve tarihi değeri büyük olan Bursa Belediye Binası’nın belediyenin elinden alınmasına yönelik girişimlere karşı bir basın açıklaması yaptı. Bu gelişme, sadece bürokratik bir değişiklik değil; aynı zamanda kentin kültürel hafızasına müdahale olarak da değerlendiriliyor.

Biraz geçmişe gidelim…

REKLAM ALANI

Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa döneminde, 1880 yılında inşa edilen bu bina, Bursa Belediyesi için özel olarak yapılmıştır. Yapı, 19. yüzyıl Bursa mimarisinin en sağlam örneklerinden biri olarak kabul edilir. 28×22 metre boyutlarında, dikdörtgen formda inşa edilen bina, ampir üslubunun etkilerini taşır. Mimarı kesin olarak bilinmese de, mimar kalfası olarak Kütahyalı Şehbender’in adı geçmektedir.

Bugün halen Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından başkanlık ofisi olarak kullanılmakta; zemin ve birinci katları halka açık tutulmaktadır. Bu durum, hem işlevsellik hem de şeffaflık açısından sembolik bir değer taşımaktadır.

Kent Konseyi’nin tepkisi, bu tarihî yapının kentin idari hafızasından koparılmasına yöneliktir. Bu bina sadece bir yapı değil; Bursa’nın kimliğinin, tarihinin ve halkla kurduğu ilişkinin bir parçasıdır.

Tarihî yapılar, ancak onları işlevleriyle yaşatabildiğimiz sürece anlam kazanır. Aksi takdirde, sadece geçmişin hatırasına bakan soğuk duvarlar olarak kalırlar.

Ahmet Koçak makalesinde;

TARİHÎ BURSA BELEDİYE BİNASI SORUNU,
Bursa Kent Konseyi Bursa tarihi belediye binasının belediyenin elinden alınmasıyla ilgili basın açıklaması yaptı. Bursa merkezde yer alan bu güzel, tarihi bina ile ilgili kısa bir bilgi vereyim:
Ahmet Vefik Paşa’nın Bursa valiliği döneminde 1880 yılında Bursa Belediyesi için inşa edilmiş binadır.
yüzyıl Bursa mimari yapılarının en sağlam kalmış olanıdır ve halen Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından başkanlık ofisi olarak kullanılır; zemin ve birinci katları halka açıktır. 28x22metre ölçülerinde dikdörtgen biçiminde inşa edilen Ampir üsluptaki yapının mimarı bilinmez, mimar kalfası Kütahyalı Şehbender olarak bilinir.
Bursa merkezindeki Hanlar Bölgesi’nde, 14. yüzyılda inşa edilmiş Orhan Gazi Külliyesi’nin yapılarından biri olan imaret binasının bir yangından sonra boş kalan arazisi üzerinde inşa edilmiştir. Bodrum katı kesme taştan, üst katları ahşap karkas arasında sıvasız tuğla dolgudur. İç mekân düzeni Osmanlı konaklarını çağrıştırır.
İnşaatı 1800 yılında tamamlanan bina, 1889 yılında yangın tehlikesi geçirmiş; 1902’de Vali Mümtaz Reşit Paşa döneminde bazı ekler yapılmıştır. Bu dönemde genişletilen büyük salonu, uzun yıllar nikâh salonu olarak kullanılmıştır, günümüzde belediye meclisi toplantı salonudur. Atatürk’ün “son balo”su olarak bilinen toplantı, 2 Şubat 1938’de bu salonda yapılmıştır. Zemin ve birinci katlar, 1995-1996 yıllarında aslına uygun olarak düzenlenip 1997 yılında halka açılmıştır. Halka açılan bu bölüm “Bursalılar Evi” olarak adlandırılmıştır.
Geçen hafta düzenlenen aylık basın toplantısında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kamuoyunu şaşkına çeviren bir açıklama yaptı. Başkan, Vakıflar Kurulu’nun belediyeye şu iki seçeneği sunduğunu açıkladı: “Ya binayı kira karşılığında kullanmaya devam edin ya da boşaltın, biz kullanacağız.” Yüz yıldır Belediye binası olarak kullanılan bu bina meğer Vakıflara aitmiş.
Mayıs Ayı Değerlendirme Toplantısı’nda Bozbey, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Bursa’da belediyenin kullanımında olan birçok taşınmaza el koyduğunu açıkladı. Türkiye’nin en eski belediye binası olma özelliği taşıyan, Tarihi Belediye Binası da ellerinden alınan bu taşınmazlar arasında yer alıyor. Tarihi Belediye Binası’nın yanı sıra dikkat çeken iki diğer taşınmaz da Setbaşı’ndaki Şehir Kütüphanesi ve Mahfel oluyor. Mahkeme Hamamı, Tahsilat Binası ve Eski Lojman, Hakkı Paşa Konağı, Hüsnü Züber Evi, İncirli Hamamı, Beyazıt Paşa Medresesi, Umur Bey Hamamı, Mudanya Tahir Ağa Hamamı, Hünkar Köşkü civarındaki arsa ve Darphane Kültür Merkezi gibi birçok taşınmazın belediyenin idaresinden alınmasına tepki gösteren Bozbey, 3.3 milyon Bursalının hakkını yedirmem diyerek Vakıflar Genel Müdürlüğü ile görüşmelere başladıklarını ifade ediyor. Görüşmeleri de şu şekilde aktarıyor:
“Vakıflar, bu bina için yıllık 1 milyon 440 bin TL kira istemektedir. Vakıflar Bölge Müdürü’nü arayarak konuştum. 350 bin lira olan kirayı 200 bine düşürdüklerini söyledi ve ‘3 gün içerisinde ödersiniz. Ödemezseniz gider oraya otururum. O binaya taşınırım’ dedi. Böyle bir şeyi Bursalıların adına kabul etmem mümkün değil. O bina 3.3 milyon Bursalının binasıdır. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün binası değildir. Mahfel de elimizden alınmıştır. Şehir Kütüphanesi için yıllık 120 bin lira kira istenmektedir.”
Kaptanlar değişti. Takım güçlü hale geldi. Hevesle oyun başladı. Tam maçın en coşkulu yerinde eski kaptan topu aldı ve oyunu durdurdu;
“Top benim kimseye oynatmam” diyor. Oyunu ilk durdurulan, topu elinden alınan, yeni kaptanı ve takım arkadaşları tutuklanan yer İstanbul oldu. Anlaşılan diğer kentlerle devam edilecek. Yeni kaptanlar seçilince demişlerdi:
“Topal ördeksiniz. Merkezi kaptan biziz. Sizi çalıştırmayız. Silkeleriz. Telef ederiz. Kaptan bizden olursa oyun devam eder, bizden olmazsa topu alır sahayı kapatırız.” Kapatmaya başladılar. İstanbul’da başlayan dalgalar Anadolu’ya da yayıldı. Altıncı dalgayı yaşadık. Daha da yaşayacağız gibi gözüküyor. Amaçları, muhalefet belediyelerin gelirlerini kısıp masraflarını artırarak çalışmaz hale getirmektir. Bakalım bu işin sonu nereye varacak?
Sade vatandaşlar olarak olanı biteni izliyoruz. Yapılan mitinglere katılarak tepkimizi gösteriyoruz. Umarız demokrasimize, ülkemize daha fazla zarar vermeden bu sıkıntılı dönemi atlatırız.
Vatandaşın büyük çoğunluğu seçtikleri yöneticilerin ve onların atadığı bürokratların suçsuz olduğunu, haksız yere oyun dışına itildiklerini düşünüyor. Sürekli denetlendikleri için isteseler de yolsuzluk yapamayacaklarını düşünüyor, oylarıyla bu oyunu bozmayı sabırsızlıkla bekliyorlar.
Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, karara yönelik yaptığı açıklamasında;
“Demokrasinin ve yerel yönetimin, katılımın, halka hizmetin en temel ve en önemli kurumsal yapıları olan ve halkın oyları ile seçilerek görevlerini sürdüren belediyelerin mal varlıklarına el konulması, bütçelerinin kısıtlanması kabul edilemez. Kredi kullanmaları engellenerek en önemli altyapıları ve hizmetleri yapamaz duruma getirilmeleri, yöneticilerinin yargı kararları beklenmeden görevden alınmaları, mahkûm edilmeleri ve yerlerine kayyım atamaları kabul edilemez, onaylanamaz.” diyerek Bursa halkının iradesinin tanınmadığını ve hiçe sayıldığını dile getirdi.
Avrupa’da yaşayan bir Almancı bir video paylaşmış da heveslendim;
“Avrupa’da hayat yok diyorlar. Vallahi hayat yok. Doğru. Sabah kuş sesiyle uyanıyoruz. “Patatesçi geldi, Soğancı geldi, Overlokçu geldi” işi yok. Aksiyon denen bir şey yok. IPhone 17 alıyorum hava atacağım, herkeste var. Altına bir BMV, Audi alıyorsun herkeste var Kimseye hava atmıyoruz. Stres yok. Sıkıntı yok. Dürten yok. Ya biri dürtse ineceğiz hemşerim, hayrıdır, diyeceğiz dürten de yok. Ters bakan da yok. Korna çalan da yok. Korna sesi yok. Böyle hayat mı olur ya? Strese giremiyoruz ya. Vallahi strese giremiyoruz ya. Bıkmışız biz ya. Kafayı yemişiz ya. Bu kadar sakinlik olur mu ya? Dövüş yok. Kavga yok. Ralli yapan yok. Böyle hayat mı olur ya? Vallahi ya. Doktora gideceğiz ya. Strese girmek için. Bir ilaç yok mu ya? Vallahi doktora gideceğiz. Böyle hayat mı olur ya?
Almancı arkadaşa önerim: Türkiye’de bir hafta yaşaması, bol bol havasını attıktan sonra bir yıl idare edeceği stres yüklenip gitmesidir.
ahmet.kocak16@hotmail.com

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ