Zirvede Haber

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı Kütahya’da Din Görevlileriyle Buluştu

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı Kütahya’da Din Görevlileriyle Buluştu

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, sendikal faaliyetler kapsamında Kütahya iline bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Kütahya İl Temsilcisi Ünal Çelik’in eşlik ettiği programda, Aslanapa, Hisarcık ve Emet ilçe müftülükleri ziyaret edilerek din görevlileriyle bir araya gelindi.

Ziyaretler sırasında aylık mutat toplantılara katılan Hilmi Şanlı, din görevlilerinin taleplerini dinleyerek sendikal çalışmalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Şanlı, yaptığı konuşmalarda Türk Diyanet Vakıf-Sen’in 32 yıllık hak mücadelesine vurgu yaparak, sendikanın büyüyerek yoluna devam ettiğini belirtti.

Ayrıca, Simav ilçesinde düzenlenen kahvaltılı programda din görevlileriyle bir araya gelen Şanlı, sendikal dayanışmanın önemine dikkat çekti. Bu buluşmada, Türk Diyanet Vakıf-Sen’in Türkiye genelinde din görevlilerini kucaklayan büyük ve samimi bir teşkilat olduğu vurgulandı.

Hilmi Şanlı’nın Kütahya’daki temasları, din görevlileriyle kurulan güçlü iletişim ve sendikal dayanışmanın pekiştirilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Şanlı;

Milli Mücadele Tarihinde eşsiz bir yeri bulunan, her devirde, her dönemde asaletin ve milli onurun çizgisinde yürüyen Kütah’ya da sizlerle birlikte olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum diyerek sözlerini şöyle sürdürdü;
Kıymetli Meslektaşlarım;
Kamu hizmetlerinin en önemli alanlarından biri olan dini hizmetlerin yürütülmesinde büyük bir özveriyle görev yapan Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanları, yıllardır çözüm bekleyen pek çok sorunla karşı karşıyadır. İmam, müezzin, Kur’an kursu öğreticisi, vaiz,murakıp,din Hizmetleri Uzmanı,Şef,VHKİ,memur,Yardımcı Hizmetliler, Destek Hizmetleri Personeli, şoför ve diğer personelimiz; gece gündüz demeden, bayram tatili gözetmeden, ülkemizin en ücra köşelerinde bile görev yaparak halkımıza manevi rehberlik etmektedir. Ancak ne yazık ki bu fedakârlık, çalışma şartları ve özlük hakları açısından karşılığını bulamamaktadır.

Temel Sorunlarımız:
Maaş ve Ek Gösterge Yetersizliği: Diyanet personelinin maaşları, kamudaki diğer hizmet sınıflarıyla kıyaslandığında geride kalmıştır. Ayrıca ek gösterge düzenlemeleri yeterli düzeyde yapılmamıştır. Şoför, VHKİ ,Din Hizmetleri Uzmanı ve şef kadrolarında çalışanlarımız hala 3600 ek göstergeden faydalanamamaktadırlar. Bu durum emeklilikte alınan maaşlara da olumsuz yansımaktadır.
Görevde Yükselme ve Atama Sorunları: Liyakat ve hizmet esasına göre yapılması gereken görevde yükselme sınavlarının düzenli yapılmaması, çalışanlar arasında adalet duygusunu zedelemektedir. Atamalarda şeffaflık ve hakkaniyetin sağlanması elzemdir.
İzin ve Tatil Hakkı Kısıtlılığı: Bayram ve hafta sonu tatillerinde dahi görev yapan personelin izin kullanma hakkı çoğu zaman fiilen mümkün olmamaktadır. Diyanet çalışanlarının da diğer kamu personelleri gibi insani koşullarda çalışabilmesi sağlanmalıdır.
Sosyal Haklar ve İş Güvencesi: Fazla mesai, ulaşım, yemek ve giyim yardımı gibi temel sosyal haklardan yoksun olan Diyanet çalışanlarının bu haklara kavuşturulması artık ertelenemez bir zorunluluktur.
Diyanet Çalışanlarının Lojman Sorunu

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan imam, müezzin, Kur’an kursu öğreticisi ve diğer din görevlileri, ülkemizin dört bir yanında, en ücra köylerde bile milletimize manevi hizmet sunmaktadır. Ancak bu fedakârca görev ifa edilirken, çalışanlarımızın karşı karşıya kaldığı lojman sorunu artık sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır.

Özellikle taşrada görev yapan din görevlileri için lojman, sadece bir barınma ihtiyacı değil; görevlerini sağlıklı ve güvenli bir şekilde sürdürebilmeleri için hayati bir gerekliliktir. Ne yazık ki bugün birçok bölgede lojman sayısı yetersiz, mevcut lojmanlar ise bakımsız, eski ve yaşam koşullarına uygun değildir. Bazı yerleşim yerlerinde ise hiç lojman bulunmamakta, personel kendi imkânlarıyla yüksek kira bedelleri altında barınmak zorunda kalmaktadır.

Bu durum, özellikle aileleriyle birlikte yaşayan personel için maddi ve manevi ciddi zorluklara yol açmaktadır. Barınma sıkıntısı, personelin görev yaptığı bölgeye uyumunu zorlaştırmakta, hizmetin sürekliliğini ve kalitesini de olumsuz etkilemektedir.

Diyanet çalışanlarının görevlerini huzur içinde yerine getirebilmeleri için:
Yeni ve modern lojmanların yapılması,Mevcut lojmanların bakım ve onarımdan geçirilmesi gerekmektedir.
Memura da Bayram İkramiyesi Verilsin!

Emeklilere her bayramda verilen ikramiye, toplumun önemli bir kesimi için anlamlı bir destek olmaya devam ederken, aynı özveriyle görev yapan kamu çalışanlarının bu haktan mahrum bırakılması, büyük bir adaletsizliktir.

Kamu hizmetlerinin bel kemiğini oluşturan memurlar, pandemi döneminden doğal afetlere, seçim süreçlerinden olağanüstü durumlara kadar her şartta görevini layıkıyla yerine getirmiş, toplumun güvenini kazanmış, devletin itibarını taşımıştır. Ancak bayram dönemlerinde, ne yazık ki bu emeğin karşılığı verilmemekte; memurlar bayramı ekonomik sıkıntılarla, kırgınlıkla karşılamaktadır.

Özellikle son yıllarda hızla artan enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında maaşları eriyen kamu çalışanlarına, bayram öncesi verilecek bir ikramiye hem moral kaynağı olacak, hem de ekonomik anlamda bir nefes aldıracaktır.
Buradan hükümete açık çağrımızdır:
Bayram ikramiyesi, memurlara da verilmelidir. Bu uygulama, sosyal adaletin gereğidir. Aynı zamanda kamuda çalışan milyonlarca insanın motivasyonunu artıracak, bayramların gerçek anlamına yakışır bir dayanışma örneği olacaktır.
Tüm kamuoyunu ve yetkilileri bu konuda sorumluluk almaya davet ediyor; memura bayram ikramiyesi verilmesi yönündeki çağrımızı güçlü bir şekilde yineliyoruz.
Yetkililere sesleniyoruz; Diyanet çalışanlarının talepleri göz ardı edilmemeli, sorunlara kalıcı çözümler üretilmelidir. Hakkaniyetli bir ücret sistemi, kadro güvencesi, liyakate dayalı atama ve terfi sistemi ile çalışma barışının tesisi mümkündür.

Diyanet çalışanları olarak hem devletimize hem milletimize sadakatle hizmet etmeye devam edeceğiz. Ancak bu hizmetin sürdürülebilirliği, adil ve insan onuruna yakışır çalışma koşullarının sağlanmasıyla mümkündür.
Mobbing, liyakatsizlik ve adil olmayan görev dağılımları, çalışan motivasyonunu zedeleyen bir başka önemli sorundur. Bu durum yalnızca personeli değil, doğrudan doğruya halkımıza sunulan manevi hizmeti de olumsuz etkilemektedir.

Buradan yetkililere sesleniyoruz:
Diyanet personelinin sesi duyulmalı, talepleri karşılıksız bırakılmamalıdır. Personelin moral ve motivasyonunun yüksek tutulması, sadece bir çalışan hakkı değil; aynı zamanda sağlıklı bir toplumun teminatıdır dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ