BURSA’YA VEDA ZAMANIM GELİNCE “DOST EVİNDE” BULUŞUP DERTLEŞMEK VE VEDALAŞMAK ŞART OLDU.

Artık yazlarımı geçirdiğim Güre’deki evime gitme zamanın yaklaştı. Aslında bu sene geç kaldım.

Malum ülkedeki karanlığı zifiri karanlığa dönüştürecek seçimlerden dolayı hepimiz çok yorulduk ve çok üzüldük.

Ben kendimi kazanmaya fazla kodlamıştım. Gerçi son sıralarda fazla sağa savrulunca endişem artmıştı ama Tek Adam’ın öyle veya böyle onay alması benim canımı çok yaktı ve kolay toparlanamadım.

Hatta seçimlerle ilgili kendi tespitlerimi ve değerlendirme mi bile hala yazamadım.

Bu nedenle hafta sonu Bursa’ya veda etmeye karar verdim.

Gideceğimi duyan Dostlar ve Evlatlar dün sabahtan bu yana geldiler. Çoğunlukla dertleştik.

Dün gecede evimin küçük oğlu Erkan Aydın ve artık kendisini de evimin “ABİSİ” olarak tanımladığım Yüksel Özkan ile gerçekten çok güzel ve özel bir gece geçirdik.

Çoğunlukla Yüksel Özkan’ı insanlara mesafeli ve çok kontrollü tanırız.

Sayın vekilimizin (benim için onlar hala vekiller.) sivile dönmesi onun başka bir yüzünü ortaya çıkardı.

Çok daha neşeli, çok esprili hatta inanmayacaksınız ama ara sıra Erkan’la bana benzeyip argo bile yapıyor.

Bu arada evimin küçük, göbeği çok ama çok büyük oğlum Erkan Aydın, ne zaman konuşsak “diyet yapıyorum” diyor ve yine bana gelmeden diyette olduğunu söyledi şaka gibi!!!!

Bu arada eski kıymetli ve eşi bulunmaz vekilimiz gözleri ışıltılı Nebati’nin sözünü dinledik ve kuzu etli tandır yaptım.

Gecenin en esprili kısmı sevgili Yüksel Özkan’ın, masadaki tüm mezeleri, hatta tüm yemeklerin tek tek resmini çekmesi oldu.

Sevgili Yüksel Özkan’ın, Güney Koreli gelini bizim yemek kültürümüzle çok ilgiliymiş. Sürekli yemeklerimizi çekip arkadaşlarına gönderiyormuş.

Benim Yemeklerimde demek ki Güney Kore’ye ve İngiltere’ye takdim edilmiş olacaklar.

Bu arada tabiki siyaset konuşup değerlendirme yapmaktan da geri kalmadık.

Hem Genel Merkezdeki değişim (!) diye MYK’yı adeta görünmez kılan atamayı ve kurultayla ilgili değerlendirmeleri yaptık.

Hemde Bursa’daki seçim sürecini ve kayıpların sebeplerini değerlendirdik.,

Bu arada benim için; partiye büyük zarar verdiği için seçilemeyen eski il başkanının kara kutusu ve dayatmayla o koltuğa oturan kendi anlamsız ve basiretsiz il yönetiminin yenilenmesinin şart olduğunu konuştuk.

Ben yapılacak seçimlerde destekleyeceğim İl Başkan adayımı açıkladım ne enteresan her iki vekilimizin de aynı adayı istediklerini gördüm.

Demek ki aklın yolu birmiş.

Bu istek şu an için bir temenni ve partideki huzuru ve barışı, başarıyı ve kaliteyi sağlayacak şeklinde düşündüğümüz için geçerli, ancak yarınlar neler getirir bilemeyiz.

Bu arada dün akşamki yemekte Sevgili Dr. Gülter Özkan ve sevgili gelinim Mimar Nadire Aydın’da geleceklerdi.

Ancak mecburi nedenlerle her ikisi de şehir dışında oldukları için gelemediler bilmiyorum gelselerdi bizim siyaset muhabbetlerimizden ne kadar zevk alırlardı?

Bu arada Sevgili Yüksel Özkan bana Merdan Yanardağın “İslamo-Faşizm” adlı kitabını getirdi.

Daha önce benim gibi şeker hastasına inanılmaz güzel çikolatalar getiriyordu. Ve ben kedinin ciğere baktığı gibi bakıp bakıp birilerine veriyordum…

Fazla uzatmaya gerek yok kısmetse hafta sonu Güre’ye gidiyorum. Güredeki evimin olduğu koyun sakinliğini ve her sabah en azından denizin kenarından esen yelinde iyot kokusunu hissederek yürüyebileceğim.

Bahçeme ve zeytin ağaçlarıma kavuşacağım.

Her sabah yine çok erken kalkıp karşımda denizi seyrederek artık neler yazarım bilmiyorum.

Artık Tek Adamı boşuna yazıp anlatmanın pek bir değeri ve anlamı olmadığını gördük.

Umarım CHP’de örgütsel yapıdaki yenileşeme ve ideolojik netleşme sağlanır. Bursa’da bu güne kadar bana dost olan, Can olan, yoldaş olan ve her türlü sıkıntımda arayıp soran herkese teşekkür ederim.

Giderken “Vedat ve Abdullah” gibi iki can dostumu kaybetmenin acısını yüreğimde taşıyorum.

Umarım geldiğimde veya gelebildiğimde herkesi sağ, salim sağlıklı ve iyi koşullarda bulurum.

Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.