Zirvede Haber

ÇÖZÜM İYİ’LERİN İKTİDARINDA

ÇÖZÜM İYİ’LERİN İKTİDARINDA

İYİ Parti Bursa Kadın Politikaları Başkanı Hüsniye Pıtırlı, Türkiye’de kadın cinayetlerine dair resmi kurumlar ile kadın örgütleri tarafından açıklanan veriler arasında büyük farklar bulunduğunu ileri sürdü.

Ülkemizde partnerleri veya aile üyesi erkekler tarafından öldürülen kadın sayısına ilişkin verilerin, ilgili devlet kurumları tarafından paylaşılmadığını vurgulayan Pıtırlı, “Bu sebeple, kadın cinayetleri sayısının, açıklanan resmi verilerden çok daha fazla olduğunun tahmin etmek hiç zor değildir” dedi.

Hüsniye Pıtırlı’nın yaptığı açıklama şöyle:

KADIN DEĞERSİZLEŞTİRİLDİ!
“Değerli dava arkadaşlarım, Sayın basın mensupları, Şiddetin ve özellikle kadına yönelik şiddetin, toplumsal yaşamımızın en önde gelen sorunları arasında yer almakta olduğu hepimizce bilinmektedir. Her gün, her saat ülkemizin farklı yerlerinde kadınlar şiddete uğramakta ve hatta acımasızca katledilmektedir. Son yıllarda artan kadına yönelik şiddet vakıalarının yalnızca bireysel bir neden-sonuç ilişkisinden ibaret olmadığı, bunun aynı zamanda politik ve sosyolojik nedenlerinin de olduğu aşikardır. Kadının siyasi arenada ve toplumsal alanda değersizleştirilmesi ile varlığının ev içi alana ve anneliğe indirgenmesi ve bu algının devlet ileri gelenlerince düzenli biçimde kamuya lanse edilmesi kadına yönelik şiddeti yıllar içinde tırmandırmış ve bugün hepimizi üzen istatistik sonuçlarını ortaya çıkarmıştır: Yıllık raporlara göre; 2002 yılında 66, 2003 yılında 83, 2004 yılında 128, 2005 yılında 317, 2006 yılında 663, 2007 yılında 1011, 2008 yılında ise 806 kadın öldürülmüş ve 2002 yılından bu yana kadın cinayetlerinde 14 misli artış yaşandığı anlaşılmıştır. 6284 Sayılı Kanun kapsamındaki kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadın sayısı 2017 yılında 353, 2018 yılında 279, 2019 yılında 336 ve 2020 yılında ise 266 olarak duyurulmuştur. Ancak Türkiye’de kadın cinayetlerine dair resmi kurumlar ve kadın örgütleri tarafından açıklanan farklı veriler bulunmakta ve Türkiye’de partnerleri veya aile üyesi erkekler tarafından öldürülen kadın sayısına ilişkin veriler, ilgili devlet kurumları tarafından paylaşılmamaktadır. Bu sebeple, kadın cinayetleri sayısının açıklanan resmi verilerden daha fazla olduğunun tahmini güç değildir. Kadın cinayetlerinin sayısı Türkiye’de, 2000’li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiştir.

ADLI SÜREÇ CAYDIRICI DEĞİL!
Şiddet, sonuçları itibariyle yalnızca şiddet gören kişiyi değil; geniş ölçekte toplumu ve geleceğimizi etkilemektedir. Nitekim şiddet mağduru kadar mağdurun yakınları da büyük zarar görmektedir. Bu da bireylerden ailelere ve ailelerden toplumun diğer fertlerine sirayet ederek toplumun huzurunu, güvenliğini ve gelişmesini olumsuz etkilemektedir. Buna bağlı olarak 1999 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak amacıyla 25 Kasım günü “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ilan edilmiştir. Bu günün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni, 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde meydana gelen bir olaya dayanmaktadır. Ülkeyi yöneten Rafael Trujillo’ya karşıtlığıyla bilinen Mirabal Kardeşler adlı üç kız kardeş, Trujillo’nun, “Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler” şeklinde yaptığı açıklamadan günler sonra boğazlanıp dövülerek vahşice öldürülmüştür. Bu olay sebebiyle 25 Kasım, Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak belirlenmiş ve ilan edilmiştir.
Kadına yönelik şiddet, ülkemizin yıllardır ileri gelen başlıca sorunlardan olup son yıllarda kadına şiddet vakıaları sonucu yürütülen adli ve idari süreçlerin kadını şiddete karşı yeterli düzeyde koruyamaması, kadının can güvenliğini sağlayamaması ve mahkemelerce şiddet faillerine verilen cezaların yetersizliğinin kamu vicdanını rahatsız etmesi her daim ülkemizin gündeminde yer bulmaktadır. Özellikle son olarak Türkiye’nin 11 Mayıs 2011 tarihinden bu yana tarafı olduğu ve “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Sözleşmesi”nin 1 Temmuz 2021 tarihi itibariyle Türkiye bakımından feshedilmiş sayılmasına ilişkin

ÇÖZÜM İYİ’LERİN İKTİDARINDA
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, kadına yönelik şiddetle daha etkili ve toplumsal bir bilinç ile mücadele edilmesi gerektiğini göstermiştir. Bizler; İYİ Parti Bursa İl Kadın Politikaları Başkanlığı olarak, kadınların can güvenliğini ve özgürlüğünü öncelik sıralamasında en başa koyarak kadınların bireysel, aile içi ve toplumsal alanda daha fazla görünür olması, emeklerinin karşılığını alması, kendisini bedensel ve ekonomik olarak güvende hissetmesi için çalışmaktayız. Hiçbir kadının, yalnızca “kadın” olduğu için dezavantajlı konumda olmadığı ve evde, sokakta, işyerinde şiddete uğrama tedirginliği yaşamadığı günlerin mücadele ve dayanışma ile geleceğinin bilincindeyiz ve tüm politikamızı bu bilinç çerçevesinde sürdürmekteyiz. İnanıyoruz ki bizlerin, yani “İYİ’lerin” iktidarında, kadına yönelik şiddet Türkiye’nin sorunlarından biri olmaktan çıkacak; kadınlar kendisini bir birey ve içinde yaşadığı toplumun bir ferdi olarak güvende hissettiği günlere kavuşacaktır. Katılımlarından dolayı saygıdeğer basın mensuplarımıza ve teşkilat üyelerimize ayrı ayrı teşekkür ederim.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ