Hurda Satıp Lüks Makam Aracı Alıyorlar

CHP’li Hasan Öztürk: “Kamuda Tasarruf Aldatmacası!”

CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, hükûmetin aylardır sürdürdüğü “kamuda tasarruf” söylemini sert bir dille eleştirerek bunun “tam bir göz boyama operasyonu” olduğunu söyledi.
Öztürk, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satışa çıkarılan araçların çoğunun trafik ömrünü çoktan doldurmuş hurda niteliğinde araçlar olduğunu belirterek, buna karşın kamudaki araç sayısının rekor seviyeye çıktığını açıkladı.

---

Hükûmet ‘Tasarruf’ Dedi, Ortaya Hurda Listesi Çıktı

Hazine ve Maliye Bakanlığı, geçtiğimiz aylarda büyük bir törenle “araç saltanatına son veriyoruz” diyerek kamu kurumlarında tasarruf döneminin başladığını duyurmuştu.
Ancak Resmî İlan Portalı’nda yayımlanan satış listeleri, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu.

CHP’li Öztürk’ün paylaştığı belgelere göre, satışa çıkarılan araçların büyük bölümü 1980 ve 1990’lı yıllardan kalma, artık trafikte kullanılamayacak kadar eski araçlardan oluşuyor.
Buna karşın, hiçbir lüks makam aracının satış listelerinde yer almaması dikkat çekti.

“Satılan araçlar hurda, alınanlar lüks! Bu tasarruf değil, aldatmaca!”

---

“Kamu, Hurdayı Satıp Yeni Makam Aracı Siparişi Veriyor”

Öztürk, TBMM’de yaptığı basın açıklamasında satışa çıkarılan araçların fotoğraflarını da paylaşarak, kamuoyuna çarpıcı örnekler sundu:

“Bakın, 1987 model kamyonetler, 1991 model minibüsler, 2000’lerin başında hurdaya ayrılması gereken araçlar satılıyor.
Yani trafikte artık var olamayacak kadar eski, birçoğu yürür durumda bile olmayan araçlar.
Hükûmet ‘tasarruf yapıyoruz’ diyor ama sattığı şey, zaten kimsenin kullanmadığı hurdalar!”

Öztürk’ün açıklamasına göre, 2024 yılı sonunda kamuda toplam 111 bin 599 araç bulunurken, Haziran 2025 itibarıyla bu sayı 120 bin 817’ye yükseldi.
Üstelik bu sayıya kiralık araçlar dâhil değil.

“Bir yanda hurda araç satış ihalesi, diğer yanda lüks makam aracı siparişi.
Bu tablo tasarruf değil, halkla alay etmektir.”
— Hasan Öztürk

---

Gerçekler Rakamlarla Ortada

Öztürk, bu tabloyu “israfın ve gösterişin resmi” olarak niteleyerek, kamu kaynaklarının “vatandaşın sofrasına değil, makam odalarına aktarıldığını” savundu.
Ayrıca, tasarruf adı altında yapılan uygulamaların, “devleti küçültmek değil, halkı kandırmak” anlamına geldiğini söyledi.

---

“Tasarrufun Adı Değil, Ruhu Kalmadı”

CHP’li vekil, konuşmasında Hazine ve Maliye Bakanlığı’na da sert sözlerle yüklendi:

“Tasarruf demek, gereksiz harcamayı kısmak, halkın parasını halka geri döndürmek demektir.
Makam araçlarını artırmak, ihaleleri şeffaf olmayan biçimde yürütmek tasarruf değil, keyfiliktir.
Görünüşte tasarruf, özünde gösteri var!”

Öztürk, “Gerçek tasarruf halkın gözünü boyamakla değil, halkın hakkını korumakla olur.
Devletin itibarını araç sayısı değil, adaletin gücü belirler.
Artık direksiyonu halkın yönüne çevirin!” diyerek sözlerini noktaladı.

---

Muhalefetten Yükselen Tepkiler

Öztürk’ün çıkışı, muhalefet partilerinde de yankı buldu.
Bazı milletvekilleri, “kamuda tasarruf” programının “şeffaflık ilkesinden uzak, göstermelik bir uygulama” haline geldiğini belirterek, Meclis’te konunun araştırılması için önerge hazırlanacağını açıkladı.

Uzmanlara göre ise kamuda gerçek bir tasarruf reformunun ilk adımı, makam aracı kullanımına ve kamu alımlarına yönelik kapsamlı bir denetim mekanizması kurulması olacak.

---

Sonuç: ‘Tasarruf’ Söylemi ile Gerçek Arasında Derin Uçurum

Hasan Öztürk’ün açıkladığı veriler, hükûmetin “israfla mücadele” iddiasını sorgulatan yeni bir tartışmayı başlattı.
Resmî satış listelerinde yer alan araçların hurda niteliğinde olması, kamuda gerçek tasarrufun değil, algı yönetiminin yürütüldüğünü gözler önüne serdi.

Kamuoyunun beklentisi ise açık:
Gerçek tasarruf, lüksü azaltmakla ve kaynakları halkın refahına yönlendirmekle başlar.