ZORU BAŞARMAK ZORUNDAYIM. ÇÜNKÜ ÜLKEMDE YAŞATILAN FAŞİZME, HALKLARIN HAKKINI GASPEDENLERE KARŞI AYAKTA KALMAK, DİRENMEK MECBURİYETİNDEYİM.

Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, sürekli yazıyor ve uyarıyorum.

Yaşam boyu sol/sosyalist ideolojinin insan onuruna ve halkların eşit yurttaşlar olarak demokrasi, insan hakları, laik ve sosyal düzen içinde yaşamasının temeli olduğunu anlatmaya çalıştım.

Şahsım olarak da hiç sapmadan ve satmadan, ideolojime ve siyasi tercihime, “Dost Yoldaş ve Can” dediklerime ihanet ve vefasızlık yapmadan yaşadım ve yaşayacağım.

Oysa bende biliyor ve görüyorum ki yıllarca dost olan veya öyle görünerek yararlanan, toplumda istediği yere gelince de yok sayan vefasızlıkları hatta ihanetleri çok yaşadım.

Yine de ben Güler Buğday olarak kim ne yaparsa, nasıl davranırsa davransın; toplumsal duyarlılıklarımdan, kötülere, despotlara, Gestapolara ve faşistlere karşı mücadelemden vaz geçmeyeceğim.

Bunun için çok zorda olsa ayağa kalkıp yürümek için ve kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmek için mücadele ediyorum.

Bugün benim için oldukça zor bir gün olacak.

9 haziranda beni perişan eden ve yaşamımı zehir eden ameliyatı olduğum günden bugüne dek bana bakan, iyi olmam için tüm sevgi-saygı ve desteğini esirgemeyen canım kızım Ecem artık Bursa’ya dönüyor.

Bu koşullarda ben nemi yapacağım?

Direneceğim ve dayanacağım.

Tüm yaşamım zaten benim mücadele, zorluklara dayanma ve her koşulda kötülere, baskılara, duyarsız ve bencillere karşı mücadeleyle geçti.

Bundan sonrada kim ihanet ederse etsin, kimler geçmişlerini unutup “Ben oldum…” diye sırt çevirirse çevirsin ben yaşam biçimimi değiştirmeyeceğim.

Sola ihanet edenlere, siyaseti rant, çıkar ve şöhret uğruna istismar edenlere ve halklara karşı iki yüzlü davrananlara karşı yüreklice tavır koyacağımı bir kez daha anımsatıyorum.

Özellikle halklarımız, çocuklarımız ve gençlerimiz açken, kendileri sürekli varsıllaşanları, milletvekili ve yöneticilerimizin aile bireylerinin lüks şatafat ve duyarsızca kendileri için servetler harcamalarını da asla onaylamayacağımı bir kez daha ilan ediyorum

Bu tavırlarımla ben insanlara yoksulluğu ve sermaye düşmanlığını önermiyorum.

Bu ülkedeki tüm yurttaşların insanca yaşayabileceği, hakça bir paylaşımı, gençlerimizin, çocuklarımızın geleceğinin, demokrasi temelinde bağımsız yargı ve laik bir anlayışla eğitimlerinin sağlanmasını istiyorum.

Yine herkesin sağlık haklarının devlet güvencesinde olmasına, iş-aş bulmada liyakate ve bilgi birikimlerine göre tercih edilmelerinin önemini anlatmak için yazıyorum.

Daha fazla uzatmaya gerek duymuyorum.

Zaten beni yıllardır tanıyanlar duyarlılıklarımı ve tavrımı biliyorlar.

Asla kendi çıkarlarım için davranmadım; yaşam boyu despotlara, çıkarcılara, sahte kahramanlara karşı tavır koydum bundan sonrada ölene dek böyle yaşayacağım.

En sevdiğim, en çok emek verdiğim ve güvendiğimde olsa; bozulur, savrulur ve kendisi için siyaseti kullanırsa ben tavır koyarım ve asla istismara izin vermem!..

Bugün biraz duygusalım bu nedenle dertleşmek ve içimde hissettiklerimi yazarak hata yapanları uyarmak istedim.

Özellikle eli kalem tutanların ülkede yaşatılan bu kadar hukuksuzluğa, keyfiyete ve despotluğa karşı sessiz kalanların, soygun düzenine göz yumanların benim yanımda hiçbir değeri yoktur.

Kendilerini kurnaz sanıp halkları kandıranların, kapalı kapılar arkasında solcu geçinip ülkede faşizmi dayatanlara karşı yazamayan, konuşamayan ve tavır koyamayanların en az kötülüğü yapanlar kadar sorumlu olduklarının bilinmesini isterim.

Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.

GÜLER BUĞDAY