Türkoğlu: “Türkiye’nin Yeraltı Zenginlikleri Yabancı Tekellere Peşkeş Çekiliyor”

İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, Meclis’te yaptığı açıklamayla Türkiye’de son 20 yılda verilen maden ruhsatlarındaki astronomik artışı gündeme taşıdı. Türkoğlu, “Cumhuriyet’in ilk 80 yılında yalnızca 1.186 maden ruhsatı verilirken, son 15 yılda bu sayı 386.000’e ulaştı” diyerek, bu artışın ülke egemenliği ve çevre sağlığı açısından ciddi bir tehdit olduğunu vurguladı.
Rakamlarla Uyarı: 386 Kat Artış!
Milletvekili Türkoğlu, özellikle 2004 yılında çıkarılan yeni Maden Kanunu sonrası yaşanan değişikliklerin, “Cumhuriyet tarihinin en büyük maden yağmasına” kapı araladığını söyledi.
2008–2023 yılları arasında ruhsat sayısı: 386.000
1923–2003 arası toplam ruhsat sayısı: 1.186
“Ruhsatlar Türkçe, Şirketler Yabancı!”
Yabancı şirketlerin Türkçe isimlerle faaliyet yürüttüğünü belirten Türkoğlu, Kaz Dağları’ndaki Doğu Biga Madencilik örneğini verdi. Şirketin aslında %100 Kanadalı Alamos Gold şirketine ait olduğunu vurgulayarak, “Suyumuzu, ormanımızı, toprağımızı kaybediyoruz. Bu bir sömürgeciliktir” dedi.
Meclis’e Soru Önergesi Verdi: İşte Türkoğlu’nun Bakanlığa Yönelttiği Sorular
Milletvekili Türkoğlu, Meclis’e sunduğu yazılı soru önergesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na şu soruları yöneltti:
-
1923–2023 yılları arasında yıllara göre ruhsat dağılımı nedir?
-
Yabancı şirketlere ruhsat patlamasının gerekçesi nedir?
-
2004 sonrası ruhsat sayısı nasıl 1.500’den 45.300’e çıktı?
-
Faal maden ruhsatlarının kaçı yabancı şirketlere ait?
-
%100 yabancı ortaklı olan ilk 20 şirketin isimleri, bölgeleri ve merkez ülkeleri nedir?
-
Çıkarılan madenlerin ne kadarı yurtiçinde işleniyor, ne kadarı hammadde olarak ihraç ediliyor?
-
Bu ithalat-ihracat sürecinde Türkiye’nin yıllık ekonomik kaybı nedir?
-
ÇED süreçlerinde yerel halkın itirazları dikkate alınıyor mu?
-
Kaz Dağları, Cerattepe, Munzur gibi bölgelerde çevreye verilen zararlardan dolayı kesilen cezaların toplamı nedir?
“Ekonomik Bağımsızlık, Su, Orman ve Gelecek Satılıyor”
Türkoğlu, ÇED raporlarının formaliteye dönüştüğünü, yerel halkın sesinin sistematik şekilde bastırıldığını belirtti. Doğa katliamlarına karşı mücadelenin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda milli bir bağımsızlık mücadelesi olduğunu ifade etti.
“Kaz Dağları Vicdandır!”
Milletvekili, son olarak halkı tepki göstermeye çağırdı:
“Kaz Dağları, Cerattepe, Munzur sadece bir coğrafya değildir; bu ülkenin vicdanıdır. Vicdanı olan herkes bu yağmaya dur demelidir!”
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, “80 yılda 1.186 maden ruhsatı verilirken, son 15 yılda tam 386.000 maden ruhsatı verildi! Türkiye’nin yeraltı zenginlikleri yabancı tekellere peşkeş çekiliyor!” dedi.
Cumhuriyet tarihinin en büyük maden yağmasının 2004 yılında çıkarılan yeni Maden Kanunu’yla başladığını vurgulayan İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, “Ekonomik bağımsızlığımız, suyumuz, ormanımız, geleceğimiz göz göre göre satılıyor” diye konuştu.
Türkoğlu, “Cumhuriyet’in ilk 80 yılında sadece 1.186 adet maden arama ruhsatı verilirken, 2008–2023 yılları arasında bu sayı inanılması güç biçimde 386.000’e ulaştı. 2004 yılında AKP iktidarı tarafından çıkarılan yeni Maden Kanunu’nun ardından yaşanan bu patlama, yalnızca sayısal bir artış değil; ülke egemenliği, çevre sağlığı ve halkın yaşam hakkı açısından ciddi bir tehdit halini aldı” ifadelerini kullandı.
Bursa Milletvekili Türkoğlu, Meclis’e sunduğu soru önergesinde bu vahim tabloyu gündeme taşıyarak, kritik sorular yöneltti.
İşte Türkoğlu’nun Bakanlığa yönelttiği çarpıcı sorular:
-1923–2023 yılları arasında yıllara göre verilen maden arama ruhsatlarının sayısı nedir?
Detaylı dağılım neden kamuoyuyla paylaşılmıyor?-2004 yılında yürürlüğe giren Maden Kanunu ile birlikte yabancı şirketlere verilen ruhsat sayısındaki patlamanın gerekçesi nedir?
-1.500 olan ruhsat sayısı nasıl 4 yılda 45.300’e çıkmıştır?-Şu an itibarıyla Türkiye genelinde faal durumda olan maden arama ve işletme ruhsatlarının kaçı yabancı sermayeli şirketlere aittir?
-Bu şirketlerin hangileri %100 yabancı ortaklıdır?
İlk 20’sinin isimleri, faaliyet bölgeleri ve merkez ülkeleri nedir?-Bu şirketlerin çıkardığı madenlerin ne kadarı Türkiye içinde işlenmektedir, ne kadarı ham madde olarak yurt dışına gönderilmektedir?
-Türkiye’den çıkan madenlerin, yurt dışında işlenip yeniden ithal edilmesi sürecinde ülkemizin yıllık ekonomik kaybı ne kadardır?
-Maden ruhsatı verilen bölgelerdeki Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinde kamu yararı ve yerel halkın itirazları dikkate alınmakta mıdır?
-Kaz Dağları, Artvin Cerattepe, Munzur, Murat Dağı, Fatsa gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketlerin çevreye verdikleri zararlar nedeniyle Bakanlığınızca bugüne kadar kesilen ceza sayısı ve tutarı nedir?
“RUHSATLAR TÜRKÇE, ŞİRKETLER YABANCI!”
Türkoğlu, özellikle Kaz Dağları örneğini vererek, Doğu Biga Madencilik adıyla faaliyet yürüten şirketin aslında %100 Kanadalı Alamos Gold’a ait olduğunu hatırlattı. Şirket isimlerinin Türkçe olmasının yerli oldukları anlamına gelmediğini vurgulayan Türkoğlu, “Suyumuzu, ormanımızı, toprağımızı kaybediyoruz. Üstelik çıkan madenler burada işlenmiyor, ham olarak götürülüp bize katbekat pahalıya geri satılıyor. Bu sömürgecilikten başka bir şey değildir!” dedi.
İYİ Parti’li Vekil, 2004 yılında çıkarılan Maden Kanunu’nun adeta Türkiye’nin yeraltı zenginliklerini küresel şirketlerin emrine sunduğunu, bunun da halkın yoksullaşmasına, doğanın talanına, su kaynaklarının kirlenmesine ve tarım alanlarının yok olmasına neden olduğunu söyledi.
Türkoğlu, ÇED raporlarının formaliteye dönüştüğünü ve yerel halkın itirazlarının sistematik biçimde yok sayıldığını belirtti. “Devletin asli görevi vatandaşını, toprağını, geleceğini korumaktır; uluslararası tekelleri değil” dedi.
Son olarak halka çağrıda bulunan Türkoğlu, “Kaz Dağları, Cerattepe, Munzur sadece coğrafya değildir; bu ülkenin vicdanıdır. Vicdanı olan herkes bu yağmaya dur demelidir” diyerek sözlerini tamamladı