TERÖRİST TALİBAN HEYETİNE YAPILAN DEVLET TÖRENİ ASLA KABUL EDİLEMEZ.

“Nankörlüğün, hadsizliğin, ihanetin ve cehaletin nirvanaya çıktığı günlerden geçiyor ve insanlığımızla sınanıyoruz.

Sıradan bir yaşamdan inanılmaz güçleri olan Tek Adam Şahsın Devletine ulaşılmış.” sözler geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’a ait. Buğday; “Her sözü kanun olmuş. Bir tel yüzükten helal mi, haramı, artık bilmiyorum ama sınırsız servete ve mal varlığına ulaşılmış!..

20 yılda ülkenin yerüstü-yeraltı tüm değerlerini yok etmişler ve tüm varlıklarını kendisi ve yandaşlarına sebil gibi sunmuşlar.

Yıllardır “yediği önünde, yemediği arkasında” sözündeki gibi varoştan saraylara yerleşmiş; şatafat ve lüksün en abartısıyla yaşam sürüyorlar.

Bütün bu ulaşılmaz nimetlerin hepsini de laik Türkiye Cumhuriyetine borçlular.

Bu sınırsız güçle ülkeyi iflasa ve yalnızlığa, halkı açlığa ve yoksulluğa mahkum etmişler.

O halde ülkemizde bu yaşananlar ve bizlerin gördüğü kötü birer şaka mı veya kâbus mudur?

Be Allahtan korkmaz, kuldan utanmazlar, daha ne istiyorsunuz bu ülkeden ve size yıllardır destek verip, güç verip, padişah yetkileri verip, sizlere hala tahammül eden halktan???

Hakkınız var mı sizlere tüm olanakları sunmuş ülkeye ve değerlerine bu kadar saldırmaya?

Günah değil mi tüm elde ettiğiniz olanaklara karşın yaptığınız istismara karşı hala size destek veren mazlum insanlara?

Soruyorum bu anlayışa destek veren herkese; ne hakkınız var, insan onuruna yakışan laik ve kadın erkek eşit çağdaş bir ülkenin sinir uçları ile oynamaya?

Her gün uyanınca diyorum ki “Bu zalimler bizleri daha fazla sınamasınlar, zaten sınanacak ne kaldı ki?” diyorum.

Ancak inanmakta zorlansam da pes etmiyorlar…

Kötülükten ve yozlaşmaktan vazgeçmiyorlar ve asla kabul etmemiz mümkün olmayan karanlıklara bizleri taşımaya gayret ediyorlar.

Yakışıyor mu yaptıkları?

Hakları var mı, nedir bu ülkeye düşmanlıkları, görevleri nedir bu kötülükleri yapanların ve acaba kimlere hizmet ediyorlar?

Dün ülkemde gördüklerime ve muhatap edildiğimiz rezalete gerçekten inanmakta çok zorlandım.

Ülkemizde hepimizin utanç duymasını sağlayan ve asla kabul etmeyeceğimiz görüntülere atılan imzayı CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakır bakın nasıl dile getirdi:

CHP’li Utku Çakırözer :

“Taliban heyetindeki 31 kişiden 18’i BM’nin terör listesinde” diye bilgi veriyor.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakır Özer, Ankara’ya gelen 31 kişilik Taliban heyetinden 18’inin BM’nin terör listesinde olmasını değerlendirerek,

“Dün gelen zat da Amirhan Muttaki; 26 numarasıyla bu listede. 11 Eylül saldırılarından sonra ‘Taliban Yaptırım Listesi’nde” dedi.

Halk TV’de Fatih Ertürk’ün sunduğu Günün Raporu programına konuk olan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakır Özer, Taliban’ın 31 kişilik heyetinden 18 kişinin Birleşmiş Milletler’in (BM) terör listesinde yer aldığını söyledi.

Terörle mücadele eden bir ülke olarak Türkiye’nin resmi protokolle Taliban’ı ağırlamasını ‘Taliban’ı tanımak’ olarak değerlendirdi.

“BU TALİBAN’I TANIMAKTIR”

Özer, Taliban heyetinin resmi protokolle ağırlanması ve Kabil Büyükelçisi’nin dışişleri bakanını ziyaret etmesini Türkiye’nin Taliban’ı tanıması olarak değerlendirerek şu açıklamaları yaptı:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terörle mücadelesi ve bu mücadeleye gölge düşüren bir ziyaret var. Yaptırım listesindekileri resmi protokolle ağırlayamazsınız. Diyebilirsiniz ki ‘Taliban’la görüşülmeyecek mi?’

Görüşülür, şöyle görüşülür, alt düzey yetkililer görüşür, Katar’da görüşürsünüz mesela.

Bir başka hata, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kabil’de büyükelçilisi var, geçen hafta gitti bu gelen kişiyi ziyaret etti, sosyal medyasından da duyurdu;

“Ben dışişleri bakanını ziyaret ettim” diye.

Bunların hepsinin adı ‘tanımak’ demektir, de facto tanımaktır bu.

Bu ziyaretin ne eksiği var, bir Anıtkabir’e gitmediği kalmış”

******

Bende vekilimiz Sayın Utku Çakır Özer’e ilaveten diyorum ki:

Çok şükür Anıtkabire gitmemişler ve o kutsal mekânı kirletmemişler.

Kimse bu rezalete boşuna kılıf ve mazeret aramasın.

Geçmişteki Türk Afgan dostluğundan söz ederek bu teröristlere ve barbarlara meşruiyet tanımasın.

Üstelik utanmadan her fırsatta bulunduğu mevkisini borçlu olduğu dünya liderimiz Atatürk’e laf eden hadsiz diyanet işleri başkanı büyük bir saygıyla ağırlıyor ve resim veriyor bu kadın düşmanları ve barbar katillerle.

En düşündürücü olanıysa Dışişleri Bakanının kabulü ve resim vererek tüm dünyaya bizler bu teröristleri tanıyoruz ve meşru kabul ediyoruz diye ilan etmesidir.

Bu hataları yapanlar o zaman kendilerinin işlerine gelmeyenleri veya dün dost olup araları bozulunca terörist ilan ettikleri Fethullahçıları nasıl karşı taraftakilere terörist diye kabul ettirecekler?

Yine on yıllardır emperyalizmin maşası olmuş ve ülkemizi kana bulamış olan PKK veya dinci barbar IŞİD gibi kanlı katilleri nasıl anlatacaklar o zaman dış dünyaya?

Çok daha önemlisi güçlerini aldıkları ve kendilerine o koltukları sunmanın temel taşı olan kadınlarımızın utanmadan yüzlerine nasıl bakacaklar?

Taliban barbarlığının, gericiliğinin ve vahşetin öznesi olan kadınlara karşı yaptıklarını bile bile onlarla el sıkışmak cinayete ortaklıktır.

Daha fazla nasıl anlatayım üzüntümü, utancımı ve çektiğim acıyı?

Sakın bu olaydan “bizlere ne” demeyin!..

Tek Adam ne yazık ki Taliban’la aynı duyguları taşıdıklarını ve onayladıklarını söylemekten imtina etmemiştir.

Bu saatten sonra hala Tek Adama, yancısı, stepnesi Bahçesi kurumuş Devlet’e (!) itibar eden, onay veren ve destekleyenlerde bu ilkelliğe ve cinayetlere ortaklardır.

Ses ver. Susma ve görmezden, duymazdan gelme…

Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.” dedi.