Zirvede Haber

Omicron varyantı; kabus da olabilir, rüya da!

Omicron varyantı; kabus da olabilir, rüya da!
Sağlık Gündemi Podcasti’nde COVID-19 salgınına dair değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Emel Yılmaz, Omicron varyantıyla ilgili olarak ellerinde henüz net bir veri olmadığını, bu mutasyonun iyi veya kötü yönde ilerleyebileceğini söyledi.

BURSA- Bursa Tabip Odası Sağlık Gündemi Podcasti tüm hızıyla devam ediyor. 2 haftada bir yayınlanan podcastin 31’inci programının konuğu Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Emel Yılmaz oldu.

Dünyayı endişeye sokan Omicron varyantı hakkında açıklamalardan bulunan Prof. Dr. Yılmaz, sunucu Onur Fidansoy’un sorularını yanıtladı. COVID-19’un ilk tespitinin ardından bugüne geçen 2 yılın ardından virüste yaşanan mutasyonları değerlendiren Prof. Dr. Emel Yılmaz, söz konusu değişimlerin virüsün doğasında olduğunu söyledi. “RNA virüsleri içerisinde koronavirüs çok değişime uğrayan bir virüs değil aslında. Biz bu kadar çok değişeceğiniz düşünmüyorduk ancak virüs çoğaldıkça, buna imkân buldukça mutasyona uğruyor ve yeni varyantlar ortaya çıkıyor” ifadelerini kullanan Yılmaz, bu duruma en iyi örnek olarak İnfluenza virüsünü gösterdi. İnfluenza aşısının her yıl yenilendiğini hatırlatan Prof. Dr. Yılmaz, COVID-19’un ilk çıktığı günden bu yana sürekli değişime uğradığını belirtti.

NE KADAR ÇOK VAKA O KADAR VARYANT!

Onur Fidansoy, en çok vaka görülen ilk 5 ülkede ikişer tane varyant çıkmasının, Prof. Dr. Yılmaz’ın, ‘virüs ne kadar çok çoğalırsa o kadar varyant çıkma olasılığı’ artar ifadesinin doğruluğunu gösterdiğini belirtirken bunun önüne nasıl geçilebileceğini sordu.

Alfa, Beta, Gamma, Delta varyantlarının ardından Omicron’un da yakından izleneceğini belirten Yılmaz, “Delta varyantı özellikle hem çok yıkıcı oldu hem de yayıldı. Epsilon ve Mu gibi varyantlar çok yayılamadı farkettiyseniz. Şimdi DSÖ’nün ‘kaygı verici’ diye nitelendirdiği Omicron ile karşı karşıyayız. Ancak bu böyle olmak zorunda değil. İlerleyen zamanlarda söz konusu varyantın yayılımına ve etkisine bakacağız. Belki bu bahsedildiği kadar tehlikeli bir mutasyon da olmayacak. Ki virüsün bu varyantla birlikte ‘mevsimsel grip’ statüsüne girebileceği yönünde tahminler de yok değil” değerlendirmesinde bulundu.

ÇOK İYİ BİR SAVUNMA SİSTEMLERİ VAR

Omicron, farklı ülkelerde 1-2 günde görülmeye başladığını ve varyantta büyük bir değişiklik görüldüğünü belirten Prof. Dr. Emel Yılmaz, “Diğer varyantların yapısında 3-5 amino-asit değişikliği gözlenirken burada 32 amino-asit değişikliği görülüyor. Hem büyük bir değişiklik var, hem de hızlı yayılıyor bu açıdan dikkat çekiyor” dedi. Omicron varyantı ile ilgili daha çok veriye, biraz zamana ihtiyaç olduğunu sözlerine ekleyen Yılmaz şöyle devam etti: “Virüs çok basit bir canlı gibi görünse de çok iyi bir savunma sistemleri var. Bağışıklık sistemimiz bu virüslerle savaşıyor. Delta varyantı bu bağışıklık sistemimizden kaçabilecek hale gelmişti. Daha önce hücreye girişi tek yolken, şimdi hem uzun hem de kısa yolu tercih ediyor. Virüs de bir canlı ve hayatta kalmaya çalışıyor. Biz de hayatta kalmaya çalışıyoruz. Karşılıklı bir savaş sürüyor şu anda.”

VÜCUDUMUZ AŞIRI TEPKİ VERİYOR

Prof. Dr. Emel Yılmaz, sağlık sektöründeki yetişebilirlik önemli. Hindistan’da kontrolsüzce dolaştıkça Delta varyantı ortaya çıktı. Omicron’un ortaya çıktığı Güney Afrika oranının yüzde 1’in altında olduğu bir yer. Omicron varyantının çıktığı Güney Afrika’da HIV’le yaşayan hastaların fazla olması ve HIV’le yaşayan hastalarda savunma sisteminin yetersiz olması, bu nedenle vücutta çok fazla kalarak mutasyon geçirme fırsatı bulmuş olabileceği” ifadelerini kullandı. Virüsle savaşmak için bağışıklık sistemimizin aşırı tepki vermesi nedeniyle insanların hayatını kaybettiğini belirten Yılmaz, “Virüs aslında tek başına öldürmüyor. Vücudun aşırı tepkisi ölüme sebep oluyor. Virüsün kendisinden çok bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi olayın daha da ciddi seyretmesine sebep oluyor. O tepkinin dozajını ayarlamaya çalışıyoruz. Başka bir deyişle vücudumuz ‘pire için yorgan yakmak’ denilen deyimin tam olarak karşılığını yapıyor diyebiliriz” dedi.

TEK SİLAHIMIZ HALA AŞI!

Aşıların Omicron’a karşı koruyucu olup olmadığı konusunda yorum yapılabilmesi için elimizde henüz yeterince veri olmadığını belirten Prof. Dr. Yılmaz, şu an kullanımda olan aşının virüsün dolaşımını engelleme yolunda en iyi yol olduğunu söyledi. “Elimizdeki tek silah şu an aşı. Aşılarımızı tamamlamalı, 6 ay geçtiyse hatırlatma aşımızı yaptırmalı ve aşı olduktan sonra da rahatlamadan, fiziksel mesafe, hijyen ve maskeden vazgeçmeden tedbirlere devam etmemiz gerekiyor. Aşı enfeksiyonu yüzde 100 önlemez ama hastalığın hafif seyretmesini sağlar” değerlendirmesinde bulunan, Yılmaz, Türkiye’nin pandemiyle mücadelesini de şu sözlerle yorumladı: “Tek ülke olarak kapatmayla sonuç alınamayacağını gördük. Aynı şekilde başta Afrika olmak üzere ülkelerin hepsine aşının tam olarak yapılamaması hastalığın sona ermesinin önünde en büyük engel. Aşıyı sadece kendimiz için değil karşımızdaki insanlar için yaptırmalıyız. Yukarıdan, ‘şunu yapmayın, bunu yapmayın’ şeklinde değil artık kendimiz de bu tedbirlere uymalıyız.”

Prof. Dr. Emel Yılmaz pandeminin ne zaman bitebileceğin ile ilgili olarak bir öngörüde bulunmadığını belirtti: “İnsan davranışları bu salgının ne zaman biteceğini belirleyecek. Belki de virüs yeni bir mutasyonla bulaşıcılığını da kaybedebilecek ya da mevsimsel viral enfeksiyon etkenleri arasında yerini alabilecek.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ