Zirvede Haber

VAHŞET VE KATLİAM YAPAN ANLAYIŞ MÜSLÜMAN HATTA İNSAN OLABİLİR Mİ?

VAHŞET VE KATLİAM YAPAN ANLAYIŞ MÜSLÜMAN HATTA İNSAN OLABİLİR Mİ?
İnsan kanı ile beslenen caniler, barışın, kardeşliğin ve insanca yaşamanın anlamını bilmeyen katiller sizleri unutmadık.
10 Ekim 2015’te IŞİD’in yaptığı Ankara Gar Katliamını unutmak, yok saymak ve bu vahşeti yapan barbarları insan saymak mümkün müdür?
IŞİD’in “Emek, Barış ve Demokrasi” sloganıyla bir araya gelen insanlara yönelik düzenlediği saldırıda 103 demokrasi ve barışsever yaşamını yitirdi.
Ankara Garı kavşağında düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en vahşi, en insanlık dışı ve en kanlı bombalı intihar saldırısı çok düşündürücüdür!
10 Ekim’de DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB, HDP ve pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla Barış Mitingi düzenlendi.
Fakat yürüyüş başlamadan yürüyüş alanına kortej hâlinde ilerleyen grupların bulunduğu Tren Garı kavşağında, 3 saniye arayla 2 patlama gerçekleşti.
Patlamanın ardından ambulanslardan önce polis meydana ulaştı ve meydandaki herkesi alandan çıkartmaya başladı.
Yaralılara yardım etmek isteyen göstericiler, engellendikleri için polisi protesto ettiler.
Bunun üzerine polis gruba tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti
Bu vahşi katliam meydana gelmeden önce gelişen bazı olaylara dikkat etmek gerekir.
Temmuz 2015’te AKP iktidarının Türkiye’yi Suriye’deki savaşa dahil etmesine karşı çıkan Halkların Demokratik Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ile bazı sendika, meslek örgütü, vakıf ve platformların desteklediği Barış Bloğu ortaya çıkmıştı.
Barış Bloğu bu tarihten itibaren çeşitli miting, protesto ve yürüyüşler düzenledi.
10 Ekim’de Ankara Garı önünde yapılacak olan Emek, Barış, Demokrasi Mitingi için DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından katılım çağrısı yapıldı.
Emek, Barış, Demokrasi Mitingi’ne Türkiye’nin farklı illerinden katılımlar oldu.
Katılımcılar mitingin yapılacağı Sıhhiye Meydanı’na gitmeden önce Ankara Garı önünde toplanma kararı aldı.
Kalabalık toplandıktan sonra saat 10.04’te, 3 saniye arayla iki patlama gerçekleşti.
Patlamalar Gar önündeki alt geçidin iki yanında, EMEP, HDP, SGDF pankartlarının olduğu yerde gerçekleşti.
Saldırıdan bir gün önce Twitter’da bir kişinin Ankara’da bir patlama gerçekleşebileceğine dair iddialarda bulunduğu gözlendi.
Olayda kullanılan bombaların Suruç’ta meydana gelen saldırıda kullanılan patlayıcı ile büyük benzerlik taşıdığının belirlenmesi, iki olay arasında olası bir potansiyel bağlantıya işaret etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ülkede güvenliği sağlamakla sorumlu tuttuğu iktidarı açıkça katil ve “en büyük terör destekçisi” olmakla suçladı.
AKP’li Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, katliamın HDP’yi “mağdur duruma düşmek” için yapılan bir “provokatif eylem” olduğu yönünde açıklamalarda bulundu:
“Seçim zamanı özellikle milletin huzurunu bozmak isteyenler hep bu tür terörist eylemleri yapıyorlar. Daha önce Diyarbakır’da seçimlerden önce sırf barajı aşsın, mağdur duruma düşsün’ diye böyle bir provokatör eylem yapıldı.
Aynı filmi biz Diyarbakır’da görmüştük. Başka yerde de gördük.” şeklinde değerlendirme yaparak saldırıyı düzenleyen kişi veya kişilerin mitingi düzenleyenlerin kendi içlerinden çıktığını iddia etmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi:
Olayın gerçekleştiği gün gerçekleşecek olan parti programının iptal edildiği açıklanmıştır. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu terörizme karşı her türlü işbirliğine açık olduklarını duyurmuş, CHP Merkez Yönetim Kurulu ise “Güvenlik ve istihbarat kurumlarının hangi gerekçeyle böyle büyük bir zaaf içerisinde olduğunun araştırılmasını talep ediyoruz. Bu olayda ihmali olan tüm siyasi sorumluların gecikmiş de olsa istifa etmelerini bekliyoruz”
Halkların Demokratik Partisi:
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş “Çok acı bir durum var ama mafyalaşmış, katilleşmiş ve bunu seri katil gibi uygulayan bir devlet anlayışı ile karşı karşıyayız.
Toplumu esir almaya çalışıyorlar. Zulme karşı boyun eğmeyenlerin direnişiyle bu günleri atlatacağız, ancak hukuk çerçevesinde bunun hesabını da soracağız.” diyerek failin devlet olduğunu beyan etmiştir.
HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı kastederek “Barış için toplanan insanlara yapılan bu saldırının sorumlusu saraydır. Bunun hesabını mutlaka verecekler, mutlaka verecekler.” demiş ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı suçlamıştır.
Bu vahşi katliam ve sorumlusu siyasi anlayışın korumasındaki IŞİD belası ne yazık ki hala gizli kapaklı kollanmakta ve ülkemizin içi ve dış barışını tehdit etmektedir.
Kısaca o acı ve utanç gününü anmak ve kaybettiğimiz barışsever insanlara olan saygımız yanında sorumluluğumuzu da anımsatmak istedim.
Çünkü AKP Saray Rejimi ve Şahsın Hükümeti ile yancısı ve biatçısı Devlet Bahçeli, ülkeyi bölmeye, insanları ayrıştırmaya ve şiddeti meşrulaştırmaya çalışmaktalar.
Sağduyu sahibi, gerçek yurtseverler, barış ve demokrasi yanlısı tüm insanlar, gruplar ve partiler geçmişte yaşatılan bu vahşeti unutmadan ve ders alarak en geniş platformda bir araya gelmek zorundalardır.
Bu vahşette kaybettiğimiz tüm canlara, barışsever dostlara rahmet diliyorum.
Namuslu vicdanlı ahlaklı, barış ve kardeşlikle eşit yurttaş kimliğinde birlikte insanca yaşamayı amaçlayanlara da sabırlar diliyorum.
Kaybettiğimiz canların ışıkları bol yıldızlar yoldaşları olsun. Bir daha böyle acılar yaşamamak ve tüm gerici, bağnaz, barbar ve dinci yapılara da müsaade etmeyecek bir yönetime kavuşmak dileği ile herkese sağlık ve huzur diliyorum.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ