“AÇLIK YOK, AÇ GÖZLÜLÜK VAR…” DİYENE NE DEMEK LAZIM?

“TOK AÇIN HALİNDEN ANLAR MI?”

Bu sözü AKP yandaşı ve yalakası rantçı ve çıkarcı iş insanları veya medya şarlatanları ile ülkeyi soyan, talan eden emperyalizmin maşası konumundaki insanlar söyleyince umursamıyorum.

Ancak bunu bir yazar ve birde bir kadın söyleyince isyan ettim.

Çünkü bir edebiyatçı yazar toplum gerçeklerinden kopuk yaşayamaz. Gözlerini ülkesindeki sorunlara ve gerçeklere böyle kapatamaz.

O durumda yazdıklarını kim beğenirse beğensin benim için ancak onun yazdıkları masal olur.

Kısaca neden bu kadar gerçeklerden kopuk ve acımasız acaba geçmişte çok mu aç kalmış, yokluk ve mağduriyet yaşamış diye kısaca bir inceleme yaptım

Kendisinin eğitim konumunu buraya yazdığımda gerçekten yokluk çektiğini çok zor koşullarda mücadele ettiğini bizlerde anlayabiliriz))))

Eğitim:

Dartmouth Kolej, ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ, The American School in Japan

Sayın Alev Alatlı çok haklı, ülkemizin yokluk çeken, aç yatağa giren tüm çocukları bu okullarda okuyabilmişlerdir!

Özellikle Doğu Anadolu’da tüm çocuklar bu eğitim sisteminden yararlanmış ve karınları tok sırtları pek çocukluk geçirmişledir!..

Tövbe tövbe Allah akıl sağlığımı korusun.

Yoksulluk çekmiş Sayın Alev Alatlı yine buyurmuşlar:

“Milletçe saklı bir gücümüz var gibidir ki bunu 15Temmuz’da gördük. Benim mahallemde sela, Cumhurbaşkanı televizyona çıkmadan asgari 1,5-2 saat önce başladı. Mahalleli sokağa çağırıldı, millet davete icabet etti. İtiraf etmeliyim, bu ülke halkına sevgimin, saygımın bir kere daha yenilendiği andı.”

Sayın Alatlı keşke tüm camilerden bir anda nasıl sela aynı anda okunduğunu da bir düşünseydiniz!

Düne kadar Fetullah Gülen’le bu ülkeyi parsel parsel bölüşenlerin neden kavga ettiklerini ve bu terör örgütünü nasıl besleyip güçlendirip başa bela ettiklerini de düşünüp kınasaydınız…

Alev Alatlı yine şöyle fetva vermeye devam etmiş Tek Adam Erdoğan’ı eleştirenlere:

“Onlar Ergen ve Atarlılar”

Şahsen ben bu tanımlamaya giriyorum ancak tek farkla ben, ergen değil olgun ve tecrübeliyim.

Anacak Tek Adam diktatoryasına, baskıya, zulme, haksızlık ve hukuksuzluğa, halkın soyulmasına, insanların aç ve çaresizlikten intihar etmelerine, Saray ve Şahsın Devletinin lüks ve şatafatına karşıda sonuna kadar ATARLIYIM…

Sevgili Okur ve Dostlarım, her yazımdan sonra beni seven dostlar ararlar ve bana sitem edip uyarı yaparlar.

“Sevgili Güler Buğday, bu iktidarın acımasızlığını görmüyor musun?

Bu ülkede artık hak ve hukuk kalmadığını görmüyor musun?

Bu ülkede doğruları yazmanın suç olduğunu görmüyor musun üstelik ciddi sağlık sorunların var ne olur böyle yazma…” diyorlar.

Yine bana sürekli yazdıklarımı okuyanın çok korkudan beğenenin az olduğunu hatırlatıp hep şunu soruyorlar:

“Başına geleceklerden korkmuyor musun bu insanların acıması yok. Ya senide içeri atarlarsa?”

Vallahi haklılar ama ben başka türlü yazmayı, haksızlığa susmayı ve karanlıkta yaşamayı hiç beceremedim.

Yaşamımda asla yalan olmadı, hile, hurdaya baş vurmadım ve çıkarcıları vicdan fakirlerini korumadım.

Güçten ve güçlüden yana hiç olmadım.

Haklının ve mağdurun yanında oldum bu anlayışta olan dostlarıma da her koşulda sahip çıktım.

Bırakın ben gerçekleri yazmaya devam edeyim. Atın ölümü arpadan olsun.

Kimse unutmasın;

“Her uzun ve karanlık gece eninde sonunda güneşin doğuşu ile son bulmaya kötülüklerden kurtulmaya mahkumdur.”

NOT:

Burada sayın Alev Alatlı’ya resimlerle yanıt vermenin belki aklını başına getireceğini düşünerek paylaşım yaptım.

Keşke İktidara yalakalık yapma yerine kalemini mazlum insanların haklarını korumak için kullansa.

Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca ve herkesin karnının doyduğu ve açlığın olmadığı bir ülkede yaşayalım ve yaşatalım.