Zirvede Haber

Bursa’da çevre felaketi! Nilüfer Deresi kirliliği artırıyor

Bursa’da çevre felaketi! Nilüfer Deresi kirliliği artırıyor

Bursa’da tam kapanma sürecinde hava kirliliği yüzde 10 azalırken, açılmanın ardından hava kirliliği tekrar eski seviyesine geri geldi. Son dönemlerde denizlerde alg patlaması, müsilaj, salgı ve salya problemleri yaşıyoruz. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Çevre Mühendisi Doç. Dr. Efsun Dindar, “Sularımız kirlilik yükü baskısıyla karşı karşıya. Bu baskıyı azaltmak adına hem kirliliği önlemek hem de iklim değişikliği etkilerini öngörebilmek için ciddi eylem planlarını uygulamaya geçirmemiz gerekiyor” dedi.

SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN  bursadabugun.com

İngiltere, Çin ve ABD’de yapılan çalışmalar sonucunda, hava kirliliğinin yoğun olduğu kentlerde koronavirüs bulaş hızının daha fazla olduğu görüldü.

“KIŞ AYLARINDA HAVA KİRLİLİĞİ DAHA YOĞUN OLUYOR”

 Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Çevre Mühendisi Doç. Dr. Efsun Dindar, “Pandemide yaşadığımız tam kapanma süreci, hava kirliliğini yüzde 10 oranda azalttı. Trafik olmaması ve sanayilerin faaliyetlerine ara vermesiyle birlikte hava kirliliği de böylelikle azalmış oldu. Bu süreç açılmalarla ve üretim yapan tesislerin tekrar açılmasıyla birlikte eski seviyelerine geri gelmeye başladı. Kentleşmenin, sanayinin ve üretimin çok yoğun olduğu bölgelerden yıllardır bahsediyoruz. Pandemi her ne kadar yüzde 10’a varan bir azalmaya sebebiyet verse bile normalleşmeyle eski seviyelere geri gelmiş oldu. Kış aylarında hava kirliliği daha yoğun oluyor. Yaz aylarında hava kirliliğinin görünmüyor olması ise yok olduğu anlamına gelmiyor. Var olduğunu ise ölçüm sonuçlarından anlıyoruz. Veri istasyonlarının ürettiği sonuçlara baktığımızda hava kirliliğinin 2-3 katı seyrettiğini söylemek mümkün. Yazın ısınmadan kaynaklı emisyonların (dışa verme) olmaması ve inversiyon (çok tabakalı hava yapısı) gibi olayların kışın daha çok olması sebebiyle kışın hava kirliliğini daha çok hissediyoruz. Kömür kullanımı kış aylarında artıyor. Bu yüzden yaz aylarında havanın güzelleşmesiyle birlikte bu durum daha az hissediliyor. İngiltere, Çin ve ABD’de yapılan çalışmalar var. Hava kirliliğinin yoğun olduğu kentlerde koronavirüs bulaş hızının daha fazla olduğu görüldü. Havası kirli bir kentte yaşıyorsanız, solunum yoluyla geçen hastalıklara yakalanma oranınız daha fazla artıyor” şeklinde konuştu.

“BURSA’DAKİ NİLÜFER DERESİNİN KİRLİLİK YÜKÜ AŞİKAR”

“Son dönemlerde denizlerde alg patlaması, müsilaj, salgı ve salya problemleri yaşıyoruz” şeklinde konuşan Dindar, “Ortaya çıkan görüntüler çok korkuttu. Bu olay Marmara Denizi’nin bir imdat çağrısı oldu. Her yıl bahar aylarında alg patlaması gibi biyolojik doğal süreçler yaşanıyor. Hava kirliliğinin, iklim değişikliğinin artması ve denizlerin normalden 2-3 derece daha sıcak olmasıyla bu olaylar bir kirlilik göstergesi haline geldi. Eskiden daha kısa süren ve doğal olarak gözlemlediğimiz bu olay ciddi bir kirlilik boyutuna dönüştü. Marmara Denizi’nin her kıyısında bu problemle ilgili kötü görüntüler gördük. Müsilajın ise çökerek ekolojik dengeyi bozduğunu gözlemlemiş olduk. Temizleme çalışmaları başlıyor, ama bu sadece fiziksel bir temizleme. Bunun önüne geçebilmek için çok kısa vadede temizlik söz konusu değil. Biz Marmara Denizi’ni, iklim değişikliği baskısı adı altında ele almalıyız. Kirlilik yükünü azaltacak şekilde önlemler geliştirmeliyiz. Denizlere dökülen nehirler de oldukça kirli. Bursa’daki Nilüfer deresinin kirlilik yükü aşikar. Ovayı katettiği süreç içerisinde ciddi anlamda kirleniyor. Yönetmelik bazında ise bu durum 4. sınıf su kalitesine sahip kötü bir su haline geliyor ve Karacabey Boğazı’ndan Marmara Denizi’ne dökülüyor. Sularımız kirlilik yükü baskısıyla karşı karşıya. Bu baskıyı azaltmak adına hem kirliliği önlemek hem de iklim değişikliği etkilerini öngörebilmek için ciddi eylem planlarını uygulamaya geçirmemiz gerekiyor” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ