Bursa’da utanç tablosu! 294 çocuk doğum yaptı…

TÜİK verilerine göre 2020 yılında Türkiye’de 18 yaş altında olan, 8 bin 271 çocuk, doğum yaptı. Bursa’da ise bu rakam, 294 olarak kayıtlara geçti. Avukat Merve Kayrak, “Çocuğun gebe kalmış olması asla yasal değildir, cinsel istismardır” dedi.

DERYA DEMİR PINAR      olay.com.tr

Türkiye’de çocuk evliliklerinin sayısı son yıllarda kademeli olarak düşse de hala çocuklar, anne oluyor. TÜİK verileri ise okulda olması gereken çağdaki çocukların doğum yaptığı acı gerçeğini gözler önüne seriyor.

Buna göre 2020 yılında Türkiye’de 15 yaşından küçük, 117 çocuk doğum yaptı. 15-17 yaş aralığında doğum yapan çocuk anne sayısı ise 8 bin 154 oldu. 18 yaş altında doğum yapan bu çocukların 654’ü İstanbul’da, 492’si Gaziantep’te, 350’si Van’da, 316’sı Adana’da, 302’si Ağrı’da, 264’ü Hatay’da ve 262’si İzmir’de yer aldı.

Bursa ise bu utanç tablosunda İzmir’den sonra en fazla çocuk yaşta doğumun yapıldığı şehirler arasında 8’nci sırada bulunuyor. Buna göre Bursa’da ortalama ortalama doğum yaşı 29.3 olsa da 294 kişi çocuk yaşta doğum yaptı. Bursa’da 2020 yılında toplam 37 bin 987 kişi doğdu. Bu doğumların 209’unu 15-17 yaş grubunda olan çocuklar oluşturdu. 15 yaşının altındaki 4 çocuk da doğum yapan kişiler arasında yer aldı. Öte yandan 2019 yılında ise 15 yaş altında 7 çocuk doğum yaparken, 15-17 yaş aralığında doğum yapanların sayısı 214 olmuştu.

“ASLA YASAL DEĞİL”

Türkiye’nin de tarafı olduğu ‘Çocuk Hakları Sözleşmesi’ ile 18 yaşın altındaki tüm bireylerin çocuk olarak tanımlandığını hatırlatan Bursa Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Avukat Merve Kayrak, çocuk haklarının da bu sözleşme ile koruma altına alındığını söyledi. Çocuğun sağlığını, fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyen cinsel davranış ve eylemlerin istismar olarak kabul edildiğini anlatan Merve Kayrak, “Bu nedenle çocuğun gebe kalmış olması asla yasal değildir, cinsel istismardır. Cinsel istismar da en ağır suçlardan biridir” diye konuştu.

“FİZYOLOJİK VE PSİKOLOJİK RİSK”

Gelenekler ile inanışın gerekçe gösterilerek erken yaşta evliliklerin yaygınlaşması ve cinsel eğitimle ilgili eksikliklerin çocuklara karşı cinsel istismarını artırdığını belirten Merve Kayrak, “Bu tür gerekçeler, toplumun istismara kayıtsız kalmasını kolaylaştırıyor ve istismar normalleştirilmeye çalışılıyor. Ancak çocuk gebelikleri hem fiziksel hem de psikolojik sağlık açısından büyük risk taşıyor. Dünya Sağlık Örgütü verileri başta bebek ve anne ölümü olmak üzere gebelik, doğum sırasında ve sonrasında gelişen komplikasyonların çocuk gebelerde erişkin gebelere oranla çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Anneliğe hazır olmayan, daha kendisi gelişmekte olan çocuk, kendisinin ve bebeğin bakımı konusunda yetersiz olacaktır. Çocuk büyütmenin maddi ve manevi yükünü taşıyamayıp kendisini ve bebeği ihmal edebilecektir” ifadelerini kullandı.

“GEBELİKLER BİLDİRİLMEK ZORUNDA”

Çocuk gebeliklerin daha fazla yoksul, sosyo-kültürel olarak geri kalmış bölgelerde görüldüğünün altını çizen Avukat Merve Kayrak, “Türk Ceza Kanunu’nda çocuğa yönelik her türlü cinsel davranış suç olarak tanımlanmış ve ağır yaptırımlara tabi tutulmuştur. Sağlık çalışanları çocuk gebeliklerini kolluk kuvvetleri ve savcılıklara bildirmekle sorumlu tutulmuştur. Çocuk gebeliklerinden haberdar olma, kayıt altına alınma durumu sağlık çalışanlarının bildirimleri sayesinde olmaktadır. Bursa Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak da çocukların her türlü istismarının önüne geçebilmek amacıyla okullarda ihmal, istismar eğitimleri düzenliyoruz. Ortaya çıkan vakaları takip edip mağdur çocukların haklarını savunmalarında destekliyoruz” dedi.