Zirvede Haber

İpek Ticaret Yolu’nun Kalbi Bursa’dır… Bursa’yı Tekrar Eski Kimliğine Kavuşturacağız!

İpek Ticaret Yolu’nun Kalbi Bursa’dır… Bursa’yı Tekrar Eski Kimliğine Kavuşturacağız!

Ticaret ve Ekonomi Kulübü Bursa İl Başkanı Hamit Şahin gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Hamit Şahin Ticaret ve Ekonomi Kulübü’nün Bursa çalışmaları hakkında bilgiler verdi.

Hamit Şahin ‘’Kurucu Başkanımız Mehmet Ulutaş beyefendi, Şanlıurfa kökenli bir beyefendi, ileri görüşlü, kendi şehrinden çeşitli tecrübeler neticesi içerisinde böyle bir teşkilatın kurulmasında, yeşertilmesinde, büyütülmesinde kişisel vizyonlarını kullanarak bugünlere gelmiş durumdadır. Ticaret ve Ekonomi Kulübü dünya hayatındaki milletlerin, dinlerin, kavimlerin, hepsinin temelinde yaşama katkı koyabilecek en değerli şey ticarettir, alışveriştir. Çünkü gıdanın ve yiyeceklerin paylaşılması ile bir ticaret oluşuyor. İnsanların sosyal hayatlarındaki varlıklarına katma değer sağlıyor. Bunu ülkemizde çeşitli nedenlerle birlik kuranlar, dernek kuranlar sırf kendi bireysel kimliklerine önem vermek suretiyle sözüm ona sosyal aktivite sağlıyorum diye çok dernek kurulmuştur. Bu kurulanlar Avrupa ve Dünya nezdinde az olsa bile bizdeki amaçları yerine oturmuyor. Mehmet Ulutaş başkanımız güzel bir vizyonuyla 56 ilde 17 ülkede yapılanmasını sağlamış olan Ticaret ve Ekonomi Kulübü birliğinin sahibidir ve ilk defa Türkiye’de böyle bir kuruluşun hanım sayısının ilk defa en yüksek sayıda olduğunu görüyoruz. İl başkanlıklarında dokuz tane il başkanı bayan arkadaşımız var. Bu kuruluş geçmişi çok kısa olmasına rağmen hızlı bir yapılanma ve Türkiye’nin de dünyanın da angaje olduğu gereksiz bazı üzücü yapılanmalara rağmen yine de yerini sağlam muhafaza ederek yürümesini hızlandırıyor. Ben de Bursa’nın yeni il başkanlarından biriyim. Benden önce il başkanımız vardı, çok kısa süre önce işlerinden dolayı görevini bana tebliğ etti. Ben de Bursa doğumlu, kozmetik sektöründe sanayicilik yapan bir işadamı kimliğindeki ülkemi, özellikle de şehrimi çok seven bir insan olarak tabii ki de Ekonomi ve Ticaret Kulübüne elimizden gelen katkıları koymaya çalışacağız.’’ dedi.

Kimler Üye Olabilir?

Hamit Şahin ‘’Yönetici kısmından başlarsak bürokratlar, akademisyenler, sanayiciler ve kendini yetiştirmiş olan her kalitedeki insan yönetimde yer almıştır. Üye olan arkadaşlarımız da bu kimlikte üye olma şanslarına sahiptirler. Bilgi noktasında bir katma değer sağlayabilecek bir arkadaşımızın hepsine yer var. Çünkü buradaki ana amaç Türkiye ekonomisinde katma değerler yaratabilmektir. Bizim bilgiye, tecrübeye ve yetenekli insanlara ihtiyacımız var. Bin 453 sayısına ulaştık üye olarak Türkiye genelinde. Diğer enstrümanlarıyla birlikte 40 bin kişiye kadar ulaşabilen bir yayılma halindeyiz.’’ dedi.

‘’İpek Ticaret Yolunu hatırlayacağız’’

Hamit Şahin ’’Türkiye’deki ekonomiyi kurtarabilme noktasındaki tek dernek, yani devletle paralel çalışabilecek, devletin amaç ve gayelerine hizmet edebilecek bağımsız, siyaset dışı, dış kaynakların dışında hareket edebilecek, ülkenin milli kaynaklarını hizmete sokabilecek, ülkemin kalkınma kaynaklarını hızlandırmak ve Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Muasır medeniyetler üzerindeki bir medeniyeti vaat ediyorum’ dediği ifadesine ulaşabilme noktasında yürümek lazım. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Ülke sınırlarındaki ülke komşularına baktığımızda devletlerin siyasal yürüyüşlerinin dışındaki iç millet olarak bireysel baktığımızda komşuluk ilişkilerinde kimsenin bir sıkıntısı yok. Mustafa Kemal Atatürk’ün yapmış olduğu hareket gibi öyle güçlü bir ülke olacağız ki nasıl Churchill Atatürk’ün ayağına geldiyse, İran Şahı ayağına geldiyse, Çarlık Rusya’sı ayağına geldiyse bugün güçlü Türkiye’nin ayağına herkes gelmek üzere bir yapılanma içerisinde Türkiye görüyoruz. Fakat bunun bir süreci var. Bugün zorluklar içinde, içeriden ve dışarıdan saldırıların yoğun bir şekilde yaşandığı zor şartlar içerisinde yürüyoruz ama biz zaten zorluklara talip olan bir millet olarak geliyoruz. Şanslı olduğumuz bu güzel coğrafyamızı, güzel insanlarımızı koruyarak birlikte bir güç oluşturarak yürümek lazım. Dünyada iki insan tipi vardır: biri zengin, biri alim. Zengin, Allah ona o görevi test etmek için vermiştir. Sen bu zenginliği nereden aldın kardeşim? Bu insanların üzerinden kazandın, hak elde ettin. Ucundan ne kadarını yiyebilirsin, ne kadarını içebilirsin ve ne kadarını harcayabilirsin kazanç karşısında?

Demek ki kazandığınızı tekrar doğduğunuz topraklara, doğduğunuz ile, devletinize, milletinize hizmet etmek mecburiyetindesiniz. Alim adını verdiğimiz kısımlar vardır. Peki alim oldunuz. Rabbim size bu bilgi edinme zenginliğini verdi. Sen bununla toprak mı olup gideceksin? Aldığınız bilgileri yetiştiğiniz topraklara tekrar geri dönerek sunacaksınız. Geri dönüş yapacaksınız. Vermekle mükellefsiniz ve mecbursunuz vermeye. Bugün ülkemizin iki sıkıntısı var: zenginler ve alimler. Ne çektiysek aydınlardan çekiyoruz. Bunları gördük, tecrübe ettik ve her gün yaşıyoruz, kim aydın, kim değil. Ben alimin cahilinden korkuyorum. Dünya ve hayat tek branştan ibaret değil. Siz bir branşta zirveye çıkabilirsiniz ama insanlıktan nasibinizi almadıysanız, şehrinize dönüş, köyünüze dönüş, ülkenize dönüş yapamıyorsanız, milletinizi sevmiyor, onunla uzak düşüp sırtınızı dönüyorsanız bana sizin alimliğiniz lazım değil. Neden lazım değil? Ülkeme hizmet etsin ama hain olmasın. Ülkeme hizmet etsin, az bilsin. Ülkeme hizmet etsin, yüceltsin. Kim yüceltebiliyor ise, kim katma değer sağlayabiliyor ise benim gözümde alim, bilge insan onlardır. Bugün ülkemizin temel taşlarından olan Koç’lar, Sabancı’lar ve buna benzer bazı büyük sanayici işadamlarımız hiçbiri okumamış, üniversite mezunu değil. Aydın değiller miydi? Bilge değiller miydi? Hem zengindiler, hem aydındılar hem bilgeydiler. Bu ülkenin bugünkü gelişine, diğer sanayilerin de gelişmesine örnek teşkil ederek yürüdüler. Bunu da dikkate almak lazım.

Üretmek deyince bazen evde bazen küçük işyeri de olsa büyük işletme de olsa bazen ülke de olsa diyorlar ki: nerede para, para yok ki ne yapayım, para yok ki emeklime vereyim, işçime vereyim, yetime vereyim, yoksula vereyim, dula vereyim, para yok ki… Hayır efendim, eğer siz kafanızı çalıştıramıyor iseniz, sizde bilgelik ruhu, halkınızı sevme ruhu yok ise, yapamıyorsanız lütfen çekilin o makamdan, bilenler gelsin. Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti kurduğunda akademisyenimiz mi vardı, mühendisimiz mi vardı, doktorumuz mu vardı, paramız mı vardı? Hiçbir şeyimiz yoktu. Kör, topal, gazi, çocuk, yetimlerle ülkenin kuruluşunu sağlayan yüce bir Mustafa Kemal Atatürk kimliği vardı. Peki nasıl kalkındırdı bizi 15 yıl içerisinde. Nazilli basma fabrikaları, Bursa merinos fabrikaları, Kayseri uçak fabrikaları, Ereğli demir çelik fabrikaları, sayın sayın bitmiyor. Nereden buldunuz mühendisinizi, paranızı? O zamanlar yüzde 80’i tarımla uğraşan tarım ülkesiydik. Traktörün başına geçti. Benim köylüm milletin efendisidir paragraf başlığıyla yücelterek ekti, ektirdi, biçtirdi tarım karşılığında fabrika kurdurdu, tarım karşılığında teknoloji satın aldı, tarım karşılığında halkını geçindirdi. Para mı vardı? Akıl vardı çünkü, memleketine bağlı olan sevgi vardı.’’ dedi.

‘’Ne ararsanız Bursa’da var’’

Hamit Şahin ‘’Ekonomi dendiğinde tamamen insana dayalı ve insana hizmet eden sektörler toplamı yani insanın yaşayabilmesi için ekmesi, ekilmesi, biçmesi, işlenmesi lazım. Bunun bitiminde de ticaretinin olup ekonomiye katma değer sağlayıp tekrar insanlığa dönen bir katma değerle ve iş istihdamı, insanların kültürel manalarda yetiştirilmesi bakımından onların ufuklarını ve geleceğe bakış açılarını dünya devletleriyle kendilerini mukayese etmek suretiyle ticaretlerini ve ekonomilerini geliştirmeleri lazım. İpek Ticaret yolunu hatırlayacağız. Dün bize çok lazım. Dünü hatırlamayan bugünü, yarını hiç yaşayamaz. Bir kere sanayicilerin Bursa’da birliği yok. Gönül birliği yok. 12 tane sanayi bölgemiz var. Sanayi bölgelerinin birlik başkanlıkları da var. Bunların hepsi formalite. Kanun ve yasa gereği olan birliktelikler. Gönülden bir birliktelik, sanayicinin sanayicinin elinden tuttuğu, bu şehrimizi nasıl yüceltelim, yücelen bu şehri hangi kardeş şehrimizle ülkenin bütünlüğüne ulaştıralım ve dünya ölçeğinde yerimizi alalım noktasında bir eksiklik görüyorum ben. Bugün de sanayi kurumları var, iletişim merkezleri var, her şey var ama sistemin ruhu kaybolmuş durumda. Her şey bir işle başlar. Kazançlar bir lirayla başlar. Yürüdükçe katma değeriniz artar. Yani gönül zenginliğiniz, birlikteki gönül gücünüz büyür. Her şehrimizdeki sanayi kuruluşunun bir yücelme noktasının hepsi Bursa’da var. Makine, motor, kimya, otomotiv, akademisyenler, turizm var. Ne ararsanız Bursa’da var. Bursa’mız bir dünya okuludur, Türkiye okuludur. Biz o okulun giriş kapısındaki cıvıl cıvıl oynayan çocukların ruhu gibi sanayicilerin çokluğunu, verimliliğini artırmak için birçok manalarda birleşimler sağlamak, bireysellikten çıkıp biz denen, ülkem denen bir noktadaki aktiviteleri Bursa ruhuna, Türkiye ruhuna inşa etmek gerekiyor. Bunları tamamlayabildikten ve tamamlama ruhuyla koştuktan sonra arkanızdan ‘özledik, neredeydi böyle bir kurum ve kuruluş’ diyenlerin sayısını göreceksiniz ileride. Almanya, Macaristan, Romanya, Azerbaycan, bu ülkeleri şu an sayabilirim size. O ülkede olan biten bir hareketi oradaki ülke başkanlığı konumundaki temsilci arkadaşımız genel başkanımızı olan bitenden haberdar ediyor. Onun haberdar etmesiyle genel başkan, genel merkez, burada yayınlanan bir deklarasyonla oradaki bilgiler akıyor. Zaman zaman yabancı misafirler, ülke içerisindeki bakanlarımız, vekillerimiz, büyük sanayicilerimiz programlara konuk edilerek genç sanayicilerimize, eksiği giderilmesi gereken sanayicilerimize, daha bilgilendirilmesi gereken sanayicilerimize bu tür aydınlatmalar, açıklamalar yapılıyor. Önce Bursa’daki bilinmezlikleri ortaya çıkarmak lazım. Bence ilk temel tarih. Tarihin içerisindeki sanayileşme, üretim. Küçük küçük atölyelerimizin olduğu ama sanayimizin belkemiği olduğu ve bundan mütevellit dünyada ve ülkemde ilk defa kalite belgesini 1. Bayezid Bursa’da ilan etmiştir. Dünya kaliteyi bilmezken kalite fermanını Bayezid Bursa’da açıklamıştır. Hangi sanayi kuruluşunun 1 Bayezid’in fermanını açıkladığı kalite belgesi holdinginin başında gösteriyor? Hiç kimse. Dün geçmiş, biz bugünü yaşatmaya, yarınlara da varmaya çalışıyoruz. O yüzden yarın da olmayabilir endişesi ile biz bugün hangi pandemi olursa olsun biz var olmak üzere yarınlara hazırlanıyoruz. O yüzden onun idraki içerisindeki tüm dost arkadaşlarıma artık Bursa’da bir ticaret ve ekonomi kulübü var, bu sahada Bursa’nın şahlanışına gönül verenlerle birlikte koşmaya gayret edeceğiz.’’ şeklinde konuştu.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ