Zirvede Haber

Yukarı Marmaracık Köyü’nde Mahkeme’nin “Su’ya Dokunma” Kararına Rağmen BUSKİ Operasyonu!

Yukarı Marmaracık Köyü’nde Mahkeme’nin “Su’ya Dokunma” Kararına Rağmen BUSKİ Operasyonu!

““Boynumuzu Bükük Altyapısız Bırakmayın! Çalıkuşu bile elektriğine kavuştu biz karanlıklardan kurtulamadık!” Orada bir köy var uzakta, gitmesek de gelmesek de o köy bizim köyümüz deyişini gerçeğe çeviren Yenişehir’e bağlı Yukarı Marmaracık köyünün yeni sakinleri yıllardır mağdur.” bu spotla vermiştik burada yaşayan 220 civarındaki vatandaşın dramını. 350 yıllık köy çeşmesini kendi abonesi olmamasına rağmen tek doğal kaynak çeşmesini geçen yıl Ramazan Bayramı arifesinde suyunu kesen BUSKİ’yi köylüler yürütmeyi durdurma kararı almak için mahkemeye vermişti. Mahkeme şubat ayında “Su kaynağının kesilmesini ve bu kaynaktan farklı bir yere su götürülmesini” kesin bir dil kullanarak durdurmuştu. 30 Mart akşamı ile 2 Nisan akşamı tarihleri arasında BUSKİ ekipleri köye ekip göndererek tarihi köy çeşmesi civarında kazı işlemlerinin startını verdi. Toplam 2 kepçe ile 8 resmi araçla birlikte 22 teknik elemanını bölgeye gönderen BUSKİ; mahkeme kararına rağmen suyu 2,6 kilometre uzaklıktaki Yenişehir-Bursa Karayolu üzerinde 420 hanelik Marmaracık Köyü’ne kadastro yolu üzerinden tahliyesi için çalışma başlattı. Mahkeme kararını “İstinaf Mahkemesi” taşıyan BUSKİ’nin üst mahkeme kararını beklemeden yaptığı işlem tepki çekti. 2 Nisan öğleden sonra bölgeye ulaşan Yukarı Marmaracık Köyü Avukatı Güner Aklan’ın müdahalesi ile yapılan işlemler durduruldu. Aklan’ın gelen ekibe “yazılı görev kağıdınız var mı?” sorusuna teknik ekip “talimat aldık, geldik” demeleri üzerine BUSKİ Genel Müdürlüğü ile görüşme sağlayan Aklan yapılan işlemin durdurulmasını sağladı. Aklan; “Köyün suyu ile ilgili mahkemenin aldığı net bir karar var. Su’ya dokunulmamasını belirten bu karar çiğnenemez. Üst mahkeme henüz açılmamış, sadece başvuru var. Gelişmeleri takip edeceğiz.” dedi.

Yeni adıyla Uluslararası Bursa, önceki ismi ile Yenişehir Havalimanına 7 kilometre, Yenişehir-Bursa Karayolu’na 2 kilometre uzaklıkta bulunan Marmaracık Köyüne bağlı olan, 2 bin öncesinin Marmaracık köyünün 55 hane 220 nüfuslu köyü devletten hak ettiği hizmeti halen alamıyor. 950 dönüm kadar bir alana yayılan ve içinde meyve- ceviz bahçesi bulunan yerleşim birimi Yunan işgalini görmüş, Kurtuluş Savaşı öncesi Rum ve Ermeni nüfusunun yoğun olarak yaşadığı, daha sonrasında mübadele ile burada yaşayan Türk tebasının Yenişehir Ovası’na indirilen eski  Yukarı Marmaracık doğal güzellikleri ve 100 yıllık binaları ile yakın gelecekte dağ-doğal yaşam alanlarında turizme açılmaya aday Bursa’nın yerleşim yerlerinden biri.

Haberin gazetemizde yayınlanması sonrası siyasiler harekete geçmiş, köylünün kronik sorununun çözümü için ellerini taşın altına koymuştu. MHP’li Yenişehir Belediyesi bölgeye bir çalışma başlatmış, yerleşim birimine giden yolu temizlemiş, yerleşim birimine çöplerin toplanması için konteynır bırakmıştı. CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan konuyu TBMM’ye,  İYİ Parti Büyükşehir Gurubu adına Sözcü Mehmet Temirtaş Büyükşehir Belediye Meclisi’nde söz alarak yaşanan mağduriyeti Bursa Gündemi’ne taşımıştı. CHP, İYİ, Demokrat, Saadet, Gelecek, DEVA, Genç, BBP, DSP İl ve İlçe Başkanlıkları ile birçok STK Temsilcileri yaşanan mağduriyetler ile ilgili söz konusu yerleşim biriminde incelemelerde bulunmuştu.

Yukarı-Eski Marmaracık’ta ikamet eden 220 vatandaş bayram arifesi gecesi kendilerini BUSKİ görevlileri olarak tanıtan kişilerin kurumun abonesi olmayan köy çeşmesinin suyunu kesmeleriyle 7 gün susuz kalmış olaya tepki göstermişti. Köy sakinlerinden Özgen Evran o gün gazetemize “Arife günü gecesi gelip kestiler, sonra biz jandarmaya haber verince kesen şahıslar jandarma ile birlikte gelip suyu açtı. Bayramın 3’cü günü saat 21,00’de başlarında Yenişehir BUSKİ Müdürü olduğunu iddia eden kişi ile gelerek çeşmeyi bir damla bırakmayacak şekilde keserek gittiler” dedi. Durumu jandarmaya bildirdiklerini ifade eden Evran, “Jandarma, resmi şikayet olmadan müdahale edemeyeceklerini söyledi. Cami yanında bulunan bu çeşme hayrat çeşmesi. Suyun büyük kısmı 2,6 kilometre aşağıda bulunan yol boyundaki Marmaracık köyüne gidiyor. İnin bakın aşağıdaki köye, giden su kanalizasyon ile birleşiyor. Burada yaşamak için mücadele eden sakinler devletine 30 yıl çalışmış devlet memur emeklisi. 20 bin ağaç, kanatlı, küçükbaş, büyükbaş, doğa canlıları ile bin hayvanın tek su kaynağı belediye kurumu vasıtası ile susuz kaldı” diye konuştu. Evran, “Biz insanız gideriz bidonlar ile Cumalıkızık’a ihtiyaç kadar suyu temin ederiz. Diğer canlılar ne yapacak? Fidanın ayaklanacak bir durumu mu var? Yapılarımız devletin yasal olarak kabul ettiği tüm evrakları almış olup, yapı kayıt belgelerine sahip. Köy içinde bir camimiz var, içinde namaz kıldıracak imam ya da müezzinimiz yok. Bir kaç kişinin egosu yüzünden yıllardır mağduruz” ifadelerini kullanarak vermiştik.

Köylünün Avukatı Güner Aklan; 3. İdare Mahkemesi 2020/721 Esas No’lu kararla suyun tamamının Yukarı Marmaracık’a verildiğini belirtti. Avukat Aklan; “Alınan Karar ile; İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak ve bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda her türlü teknik, idari ve hukuki tedbiri almak davalı idarenin görev ve yetkileri arasında yer almakta olup içme suyu kapıtajına müdahale edilmemesi için kapıtaj kapağının kilit altına alınması ve kapağın açılmaması amacıyla kaynak yapılması, kanun ile kendisine verilen bu görev ve yetkilerin ifası kapsamında davalı idarece yapılan görevlendirme ve talimatlar çerçevesinde gerçekleştirilmiş olduğundan, idari işlem olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek davalı idarenin görev ve yetkileri arasında yer aldığı açıktır.Buna göre davalı idarenin; içme, kullanma suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması görev ve yetkisi kapsamında davacıların içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarını yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve dağıtılması yönünde gerekli tesis ve projesini yapması gerekirken, davacıların su ihtiyaçlarını karşıladıkları içme suyu kapıtajına müdahale edilmemesi için kapıtaj kapağının kilit altına alınması, kapağın açılmaması amacıyla kaynak yapılması şeklinde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Mahkeme bu gerekçeler ile lehimize karar vermiştir. Yukarı Marmaracık’ın diğer sorunlarının çözümü içinde siyasi ve idari anlamda gayret gösterilmesi gerekmektedir. Umarız ki; güzel sonuçlar yakın gelecekte alınır.” dedi.

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 2 YORUM
  1. Yalçın kaya dedi ki:

    Bir zamanlar bu topraklarda hukuk vardı. Adalet vardı. Size evliya çelebinin kaleminden bir kısa hikaye anlatacağım ki bugün hak gasbına soyunanlar ders alır.
    Hikaye şöyle başlar: devir Fatih sultan Mehmet devridir. Sultan kendi adına yaptırdığı İstanbul’da ki Fatih camisinin kolonlarının Ayasofya camisinde ki kolonlardan kısa olmasına kızarak Rum mimarın iki elini bileklerinden kestirir. Rum mimar kadı’ya (hakime) gider. Kadı sultanı ve mimarı dinler ve mimarın haksız yere ellerini kestirdiğine karar verir. Ve de kısasa kısas sultanın da ellerinin kesilmesi gerektiğini söyler.
    Bu karara gönlü razı olmayan Rum mimar mahkemenin bu adil kararı karşısında islamın adaletinin yüceliğini anlar ve müslüman olur. Sultanı af eder. Sultan da kendi cebinden olmak kaydı ile hayat boyu adamın iaşesini temin etmeyi taahhüt eder.
    Fatih sultan Mehmet kadıya dönerek der ki; kadı efendi eğer beni haklı gösterseydin, senin boynunu vurduracaktım. Kadı sakince cevap verir: sultanım sizin öyle bir talebiniz olsaydı ben sizin kafanızı saklarım gürz ile ezmeyi düşünüyordum.
    Bu hikayeyi okuyan idareci ve görevlileri hukuk içinde kalmaya, toplumuna keyfi uygulamalardan vaz geçmeye, hakkaniyetten başka bir yola tevessül etmemeye davet ediyorum. Hukuk bir gün onlara da lazım olacaktır. “ADALET MÜLKÜN( (DEVLETİN) TEMELİDİR”

  2. Atıf Kemal Ertorun dedi ki:

    Yazık geldiğimiz şu nokta içler acısı.Hukuk kurallarına uymayan bir anlayışla karşı karşıya kalıyoruz.Mahkeme sonucuna riayet etmeyen bir kurum nasıl olabilir şaşkınlık verici.Bizleri görmezden gelip var olan haklarımızı elimizden almaya çalışan birilerine destek vermek kamu kurumlarının görevi olmamalı.Su haktır ve temel ihtiyaçtır..Adalete uymak ve sağlamak devlet kurumlarının görevidir.Devlet kurumlarını yanlış yönlendirerek kendi ihtirasları için kullananları kınıyorum.Vicdan sahibi birileri çıkıp ta ne oluyor bu köyde demiyecek mi.

BİR YORUM YAZ