Ela Yörüklü: Bende ayrı bir heyecan yarattı

Ela Yörüklü, rol aldığı gerilim türündeki ‘Hashtag’ adlı sinema filminde “Canlandırdığım karakter, normal yaşantımdan oldukça farklı bir tarza ve özelliklere sahip; bu da deneyimimi özel kılan bir diğer unsur oldu” sözleriyle yorumladı. Yörüklü, pandemi döneminde filmlerin sinema salonlarında izlenmesi konusunda ise görüşlerini “Sinema salonlarının kurallara en fazla uyan kurumlar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü bizzat gördüm. Bu nedenle filmlerin sinema salonlarında izlenmesinde hiçbir sakınca görmüyorum” şeklinde dile getirdi

Ela Yörüklü, ilk sinema filmi deneyimini gerilim türündeki ‘Hashtag’ ile yaşadı. Başaran Şimşek‘in yönettiği, Ela Yörüklü ile birlikte Özüm Çakır,  Gülderen Güler ile Burak Çoban’ın başrolleri paylaştığı ‘Hashtag’ gösterime 30 Ekim’de girecek. 20’li yaşlarının ikinci yarısına gelmiş bir grup sosyal medya fenomeninin kazançları azalmaya başladığından kendilerine çıkış yolu aramalarının zemini üzerine kurulan bir hikâyeye sahip olan ‘Hashtag’de ‘Eylem’i canlandıran Ela Yörüklü Habertürk‘ün sorularını cevapladı.

‘Hashtag’ bir gerilim filmi. İlk film çalışman için seni cezbeden yanları neler oldu?
İlk sinema tecrübem olmasının yanında bir gerilim filmiyle başlamış olmak ben de ayrı bir heyecan yarattı. Canlandırdığım karakter, normal yaşantımdan oldukça farklı bir tarza ve özelliklere sahip; bu da deneyimimi özel kılan bir diğer unsur oldu. ‘Hashtag’ için baştan sona herkes çok çalıştı ve emek verdi, umarım izleyicilerimiz de severek izler.

Canlandırdığın ‘Eylem’ karakterini analiz edebilir misin?
Kendisi dijital platformlar üzerinden yoga videoları paylaşıyor. Özgün bir tarzı ve kendine has bir yapısı var. Daha özgür, sakin bir ruhu benimsemiş. Arkadaşlarına göre daha sessiz ve dingin biri ama diğerleri gibi o da sürprizlerle oldu.

Çekimler sırasında yaşadıklarını bizimle paylaşır mısın?
Benim için oldukça koşuşturmamalı geçti aslında. ‘Hashtag’ için çekimlerimiz başladığında, benim bir yandan dizi çekimlerim de devam ediyordu ve iki set arası mekik dokudum diyebilirim. Epey yoğun bir tempo tutmuştum ama iki işimi de severek yaptığım için bu süreci oldukça zevkli geçirdim. Bir gerilim filmi çektiğimiz için kostümler, makyajlar, tüm atmosfer alışık olduğumuzdan elbette farklıydı ve haliyle daha hazırlık aşamasında bunun tadını çıkarmaya başlıyorduk. Benim oynadığım karakter bir yogi olduğu için yogaya dair pek çok yeni şey öğrendim ve bunları deneyimlerken oldukça keyif aldım. Hep birlikte çok eğlenceli dakikalar geçirdik, yer yer zorlandığımız anlar da oldu ama hepsi yaptığımız işe başka bir renk kattı ve şimdi, ortaya çıkan resmi sizlerle paylaşıyor olmaktan dolayı çok mutluyuz.

Pandemi sürecinde neler yaptın / yapıyorsun?
Pandeminin ilk sürecinde dizi çekimlerime kısa süreli bir ara verildi ve o günlerimi tamamen ailemle karantinada geçirdim. Aslında çok farklı şeyler yaptığımı söyleyemem. İşler sırasında okumayı ertelediğim kitaplara, izlemeye fırsat bulamadığım dizi ve filmlere zaman ayırdım. Ailemle bol bol vakit geçirdim. Sonrasında zaten dizi çekimlerim devam etti ve yaza kadar olabildiğince kontrollü, dikkatli bir şekilde çalışmaya devam ettik. Şimdi de yeni sezonda aynı şekilde çekimlerimize devam ediyoruz.

Sinema salonları açık ama izleyiciler filmlere pek rağbet göstermiyor. Bu durum seni nasıl etkiliyor?
Ben sinemaya gitmeyi çok seven biriyim ve kapalı oldukları süreçte eksikliğini de hissettim… Açıldıktan sonra sinema salonunda film izledim, uzun bir ara sonrasında gerçekten çok zevk aldığımı söylemeliyim. Şu anda zaten toplu mekânlar için uygulanan bir takım sosyal mesafe, temizlik ve hijyen kuralları mevcut. Sinema salonları, kurallara en fazla uyan kurumlar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü bizzat gördüm. Bu nedenle filmlerin sinema salonlarında izlenmesinde hiçbir sakınca görmüyorum.