CHP Tarım Politikaları ve Tarım Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, hasadı başlayan çayda sorunların ağırlaşarak devam ettiğini söyledi. Üreticilerin prim dahil 3,40 TL olarak açıklanan yaş çay alım fiyatının çok atında ürün satmak zorunda kaldığını belirten Sarıbal, “AKP ve Saray Rejiminden darbe üzerine darbe alan tarım kesimine çay üreticileri de eklendi. Bir darbe de çay üreticisi aldı” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sarıbal, çayda yaşanan kaosa ilişkin bir açıklama yaptı. Sarıbal’ın açıklaması şöyle:
“Çay üreticileri için bu yıl hasat koronavirüs ve alımlarda yaşanan kaoslarla devam ediyor. Koronavirüs pandemisi altında gübresini dahi atamadığı için verim kaybı yaşayan üreticiler, şu anda tarlalarına gidebilmiş olsa da çayımı nereye satacağım endişesi taşıyor.
AKP ve Saray iktidarı tarafından darbe üstüne darbe yiyen çay üreticileri, pandemi nedeniyle güvenli bir şekilde hasat yapmayı beklerken, Saray Rejimi tarafından tarihin en düşük yaş çay taban fiyatı ile karşı karşıya kaldı. Yıllardır ÇAYKUR tarafından belirlenen fiyatın çok altında çayını satmak zorunda kalan üreticiler, en azından bu zor koşullarda devleti ve ÇAYKUR’u yanında görmek isterken, yaş çay alım fiyatı geçen yıla göre destekleme primi dahil olmak üzere sadece 37 kuruş arttırıldı. Üreticilerin bu yıl zararlarına karşılık 4,5-5 TL olarak beklediği yaş çay taban fiyatı açıklandığı üzere 13 kuruş destekleme primi, 3,27 alım fiyatı ile 3,40 TL’de kaldı.
Bu da yetmedi. Çay üreticileri bir yandan hijyeni ve güvenliklerini sağlamaya çalışırken, çayımı nasıl satacağım endişesi taşımadan ÇAYKUR’un kota ve kontenjanı kaldırarak alım garantisi vermesini istedi. ÇAYKUR ise adeta dalga geçer gibi tarihin en yüksek kota miktarını açıkladık diyerek dönüm başına 600 kg ile kotayı sınırlı tuttu. Daha önceki yıllarda olduğu gibi sadece ilk sürgünde yüksek tutulan kota miktarı üreticinin talebini karşılamaktan oldukça uzak olduğu gibi günlük kontenjan miktarı ile alım garantisi vermek bir yana üreticiler yine düşük fiyata özel sektöre çayını satmaya mecbur bırakıldı. Günlük kontenjan miktarı 30 kg’dan 20 kg’ya düşürülürken, ÇAYKUR’un kota ve kontenjan uygulamasından cesaret alan özel sektör çay fabrikaları çay alım fiyatını 2,60’a kadar düşürdü. AKP ve Saray Rejiminden darbe üzerine darbe alan tarım kesimine çay üreticileri de eklendi. Bir darbe de çay üreticisi aldı.
Bir kez daha tekrarlıyoruz. Çay üreticisinin emeğinden, alın terinden elinizi çekin. Devletin verdiği fiyatın altında çay satılması için gerekli denetimleri hayata geçirin.
Üretici sahipsiz
ÇAYKUR’un alımları düşürmesine tepki gösteren üreticiler karşılarında muhatap bulamadığı gibi ÇAYKUR tarafından açıkça tehdit ediliyor. 19 Mayıs’ta başlayan çay sezonu daha 7 gün geçmeden ÇAYKUR tarafından alım kapasitesinin sınırlarını aştığını, çay alımlarının bu rakamların altında gerçekleşmesi gerektiğini ifade eden yazılı bir açıklama yapıldı. Bu da yetmedi “zor duruma düşürmeyin kontenjan miktarını daha da düşürürüz” diye tehdit edildi.
Buradan soruyoruz: ÇAYKUR, 7 günde ne kadar çay aldı? Toplam kapasitesi nedir? Kapasitesinin tamamını kullanıyor mu? Yoksa bu açıklamanın arkasındaki niyet nedir?
Bu soruların yanıtları kamuoyuyla açıkça paylaşılmalıdır. ÇAYKUR’a sesleniyoruz: Ali Cengiz oyunlarından vazgeçin, üreticinin çayını güvenli bir şekilde alın, kota ve kontenjanı en azından düzgün bir şekilde uygulayın!
Pandemi için gerekli önlemler alınıyor mu?
Birçok üretici kendi bölgelerinde çay alımlarında pandemi koşulları için uygun ortamın sağlanmadığını, maske takılmadığı, bir eksperin dört alım yerine bakmak zorunda olduğu ve özellikle özel sektör fabrikalarında herhangi bir denetim olmadığını dile getirmektedir. ÇAYKUR tarafından açıklanan 44 maddelik Covid-19 Eylem Planı eksiksiz bir şekilde uygulanmakta ve denetlenmekte midir? Eğer önlemler alınmıyorsa bulaşı riskini arttıracak bir durumda bunun sorumlusu bu önlemleri almayanlar olacaktır.”
