Zirvede Haber

Çığ Düşen Umutlar….

Çığ Düşen Umutlar….

Eğitimci-Yazar Zeki Baştürk’ten “UMUTLARIMIZA ÇIĞ DÜŞTÜ” yazısı. “Bizim kuşak , yaşayan birer tarihtir. Çocukluğumuzda başladı tarihe tanıklığımız. İlk önce 27 Mayıs ihtilali ile karşılaştık. Neler olduğunu çocuk aklımızla pek kavrayamasak da iyi olduğunu sezinledik.

İnsanlar, sevinçliydi, insanlar mutluydu. Uzun süre özgürlük havası soluduk. Büyüdük, genç olduk. Kendimiz, özgürdük, mutluyduk. Yeni sorumluluklar yüklendik. Bireysel çıkarlarımızdan çok toplumsal çıkarları öne çıkardık. Ülkemiz insanlarının da mutlu olmasını, huzur ve refah içinde yaşamasını istedik.

İzin verilmedi. Önce 12 Mart ardından 12 Eylül darbelerini yaşadık. Silindir gibi üzerimizden geçildi. Bu dönemlerde sokağa çıkma yasağını da gördük , sıkıyönetim dönemlerini de. Tarihsel olayların süzgecinden geçerken salgın hastalıklarla , bulaşıcı hastalıklarla tanıştık.

Çocukluğumuzda, kızıl, kızamık, çiçek ve verem gibi salgınları atlattıktan sonra kolera günleri gibi , kuş gribi, domuz gribi, ebola gibi bulaşıcılar girdi yaşamımıza. Bu kez bir başka illet çıktı karşımıza. Corona virüsü alt üst etti yaşamımızı. Corona ile birlikte uyarılar başladı:

Bilim Kurulu, yöneticiler, yetkililer , her fırsatta, her ortamda yinelediler uyarılarını. ‘’ Sokağa çıkmayın. Kalabalıklardan uzak durun. Maske takın. Kişisel uzaklığı koruyun.’’ diye. Haberler yapıldı. Şarkılar bestelendi. Adeta yalvardılar, yakardılar. Evde Kal Türkiye’m!’’ diye.

Kimileyin dostça, kimileyin arkadaşça ricada bulundular. Kendinizi soyutlayın , dediler. Ülkemize girdiği ilk andan itibaren kurallara uydum. Kendimi toplumdan soyutladım. Kişisel uzaklığa dikkat ettim. Çünkü bilime ve bilim insanlarına inanıyor ve güveniyordum.

Bizler, yani aydınlar, çağdaş düşünceli insanlar, bilime inananlar . uyarılara kulak verdik, kurallara uyduk. Kendimizi düşündüğümüz kadar çocuklarımızı, yakınlarımızı , komşularımızı hatta hiç tanımadığımız insanları düşündük. Bizler böyle sorumlu davranırken , uyarıları dikkate almayanlar, kulak asmayanlar daha çoktu.

‘’Bize bir şey olmaz’’ diyen bilgisizler, bilinçsizler, ‘’ Ne yapayım? Canım sıkıldı’’ diyen umursamazlar, vurdumduymazlarla karşılaştık. Tüm uyarılara karşın kuralları çiğnediler, hastalığın yayılmasına neden oldular.

Çarşambanın gelişi perşembeden bellidir, diye güzel bir atasözümüz var. Sonunda olan oldu. Söz dinlemeyenler, olayın ayırdına varamayanlar için ‘’sokağa çıkma yasağı’’ getirildi.

İnsanların aklı başına gelmesi gerekirken bu kez herkes sokaklara döküldü. Kimileri marketlere koştu, kimileri fırınlara. Kalabalıklar, sokaklardan taştı. Sorumsuzluk, duyarsızlık, bilinçsizlik diz boyu.

Ne kural kaldı ne kişisel uzaklık. Kavga edenler , kargaşa yaratanlar bir yanda. Bir şölen havası içinde eğlenenler öte yanda. Bir yanda bayram neşesi yaşayanlar, öte yanda ‘’Bayram gelmiş neyime!’’ diye kara kara düşünenler. Bir kişinin onaltı kişiye bulaştırdığı söylenen bu virüs için alına ‘’Sokağa çıkma yasağı’’ kararına şimdi ne söylenebilir.

Benim gibi, bizim gibi aydın ve sorumluların bir aydır evde kalması bir işe yaradı mı? ‘’Cehalet, virüsten daha tehlikelidir’’ görüşünü destekleyen bu bilgisiz, umursamaz, vurdumduymaz insanların sokakları karnaval havasına çevirmesi salgının yaygınlaşmasını mı sağladı?

İğne ile kuyu kazar gibi hedefe adım adım yaklaşırken umutlar kuyuya düştü. Kürek ile karları temizlemeye çalışırken üzerimize çığ düştü.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ