Zirvede Haber

YURT EZGİLERİ TOPLULUĞUNDAN TÜRKÜ ŞÖLENİ

YURT EZGİLERİ TOPLULUĞUNDAN TÜRKÜ ŞÖLENİ

Eğitimci-yazar Zeki Baştürk’ten “Tezene” İşte O Yazı; ‘’Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma . Git yanına otur. Çünkü kötü insanların türküsü yoktur.’’ demiş bozkırın tezenesi Neşet ERTAŞ. Ben de öyle yaptım. Türkü ustasının öğüdüne uydum. Korkmadım. Gittim. Yaşar Kemal Alim Yurt Ezgileri Topluluğunun Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ndeki dinletisine katıldım.

Sunuculuğunu Gülsüm ANAFARTA’nın yaptığı ‘’Solistlerle Meşk Akşamı’’ adlı etkinlikte içlerine oturdum. Nasıl da güzel anlatır Bedri Rahmi Eyüpoğlu türkülerimizi. ‘’Ah bu türküler Ana sütü gibi candan Ana sütü gibi temiz Türkülerde tüter dağ dağ, yayla yayla Köyümüz, köylümüz, memleketimiz.’’ Güzel sunucu Gülsüm Anafarta’nın eşsiz yorumuyla başladı dinleti. Türkülerimizi anlattı.

Ardından solistler geçidi başladı. Buram buram Anadolu kokan türkülerle başladık yurdun dört bir yanını gezmeye. Bir uçtan bir uca dolaştık. Bir Sivas’a , Tokat’a vardık, hüzünlendik. Bir Aydın’a , Muğla’ya vardık, coştuk, eğlendik. ‘’Ah bu türküler, köy türküleri Mis gibi insan kokar, mis gibi toprak Hilesiz hurdasız, çırılçıplak Ah bu türküler köy türküleri Karanlık kuyularda açılmış çiçekler gibi Kiminin reyhasından geçilmez Kimi zehir, kimi zemberek gibi.’’

Türküler söylendikçe Anadolu’nun gizemini çözmeye çalıştık, Anadolu motifleriyle bezendik. Toprak kokan halkımızın sanata özellikle türküye olan tutkunluğu ile gönendik. Onlarla ağladık, onlarla güldük. Onlar ressam değildiler. Aşklarını, çilelerini, dertlerini fırça ile anlatamadılar. Sorunlarını renk ve ışık ile yansıtamadılar. Onlar, yazar, ozan değildiler. Ezilmişliklerini, umarsızlıklarını kağıda dökemediler, sözcüklerle anlatamadılar.

Onlar , heykel ustası değildiler. Mermere , taşa biçim veremediler ama türkülerle anlattılar her şeyi. ‘’Ah bu türküler, köy türküleri Ne düzeni belli, ne yazanı Altlarında imza yok ama içlerinde yürek var’’ Yazanı belli değil türkülerimizin. Altlarında imza yok ama içlerinde yürek var. Türkülerimiz halkımızın ortak malı, ortak değeridir. Türkülerimiz, acılarımızdır, sevinçlerimizdir, mutluluğumuz ya da hüzünlerimizdir.

Yalnızlığımızı paylaşır, coşkularımıza ortak olur türkülerimiz. Yüzyıllardır çekilen kahırların sesidir onlar. Gecenin karanlığında parlayan yıldızlar gibi umut olurlar. En dertli, en kederli anımızda yoldaş olurlar; paylaşırlar yalnızlığımızı. Sabahları üzerimize doğan güneştir türkülerimiz. İçimizi ısıtırlar, yolumuzu aydınlatırlar. Türkünün her türünde başka anlamlar yüklüdür. Başka başka duygular çağrıştırır.

Bir Ege türküsü sizi zeybek oynamaya çağırır. Bir Orta Anadolu semahı , yüreğinizi dağlar. Sözcüklerinden mürekkep değil kan damlar. Acıtır içinizi. Güneydoğu ‘nun bozlağı, kayabaşısı, uzun havası kimileyin ağlatır, kimileyin oynatır. Karadeniz türküsü, hamsi gibi kıpır kıpırdır. Yerinizde duramazsınız. Büyük şef Yaşar Kemal Alim. Karış karış gezdirdiniz bize Anadolu’yu.

Nasıl da sevdirdiniz türkülerimizi bize. Gönlünüzü , yüreğinizi kattığınız gibi öğretmenlik yanınızı da katmışsınız bugünkü dinletiye. İlk kez solo söylettiniz solistlere özgüven aşıladınız. Şefinden sunucusuna, solistlerinden saz sanatçılarına dek tümünüzü kutlarım. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Dün akşam türkülerle yunduk, türkülerle yıkandık. Arındık . İçimiz bir ferahladı ki. Kötülük düşünemeyiz artık. Yaşama sevinci kattınız bize. Sizin de yolunuz açık ve aydınlık olsun”

 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ